Yaz aylarında yapılan konserveler, kışın pratik bir şekilde yemek hazırlayabileceğimiz alternatifler oluşturuyor.
Günümüzde sağlıklı ve hızlı bir kahvaltı ya da ara öğün denildiğinde akla ilk gelen seçeneklerden biri müslidir.
Yelkende başarılı olmak için ekipmanların tam olması şarttır. Ayrıca vücudumuz yelken ile bir uyum içerisine girmeli ve dengeyi sağlamalıdır.
Lezzeti harika, ev yapımı, sağlıklı dondurma tariflerinden bazılarını sizler için bir araya getirdik.
Ege sardalyası daha iri ancak Marmara sardalyası daha yağlı ve lezzetlidir.
Kesilen etlerin ise mümkün olduğunca serin bir ortamda bekletilmesinde fayda bulunuyor.
Müsli, içerisinde lifli tahıllar, meyveler ve çikolata gibi lezzetler barındıran bir kahvaltılık gevrek çeşididir.
Tedbirlerin başında ise kalabalık ve kapalı ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmak geliyor.
Hemen hepimizin hayali olan karavan hayatına olan ilgi, özellikle pandemi sürecinde artış gösterdi.
Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte yeme kültüründe de farklılıklar oluştu.
Türk mutfağı, lezzetli yemekleriyle olduğu kadar sunum güzelliği ile de dikkat çeker.
Doğa, insan ve diğer canlıların hayatı için büyük öneme sahip olmasına rağmen, artan kirlilik ve yapılaşma nedeniyle kayıp yaşamaktadır.
Sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak olduğunuzdan daha genç görünmenizi sağlayabilir.
Buğday, arpa, çavdar gibi tahıl ürünlerinde bulunan gluten proteinine karşı vücut bağışıklık sisteminin alerjik bir tepkisi olarak tanımlanabilen çölyak hastalığı, genellikle 1 yaşından sonra gluten içeren besinlerin tüketilmesi ile kendini gösterir.
Macerayı seven doğa tutkunlarının gözde sporlarından biri olan rafting sezonu, kar sularının eridiği Mart, Nisan ve Mayıs aylarında başlar.
Dünyada ilk covid-19 vakası görüldüğünde hepimiz, bu sorunun birkaç ay içerisinde çözülebileceğini, uzun sürmeyeceğini düşündük.
Türk mutfağının en çok sevilen ve kullanılan sebzelerinden biri olan patates, hem sebze hem de et yemeklerinin vazgeçilmezidir.
Ramazan süresince metabolizma hızı öğün sayısının düşmesine bağlı olarak yavaşlar, aynı zamanda bağırsak hareketlerinde de düşme yaşanır.
Sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzı olarak benimsemek gerekir. Bu da, sağlıklı besinler satın almak ya da sağlıklı pişirme ilkelerine uygun yemekler hazırlamaktan çok daha fazlasını gerektirir.
Açılımı “Yemeye Hazır Yemek” olan MRE, özel ambalajı ile içindeki besinlerin uzun yıllar zarar görmeden saklanmasını sağlayan, kolay taşınabilen, soğutma ya da ısıtma gereksinimi olmadan tüketilebilen yiyeceklerdir.
Susuzluk günlük hayatta herkesin sıkça yaşadığı bir durum. Ne kadar su içersek içelim, bazen susuzluk hissini ortadan kaldıramadığımız olur.
Bahar denince akla ilk gelen aktivitelerden birisi şüphesiz piknik yapmak.
Doğada yapılan uzun ve efor harcatan yürüyüş anlamına gelen trekking, doğanın kalbinde vakit geçirmenin ve şehrin gürültüsünden uzakta spor yapmanın en güzel yollarından biri.
Bulgur insanlar tarafından ilk işlenen gıda maddelerinden biridir. Tarihi 4 bin yıl öncesine kadar dayanan bulgur, günümüze dek pek çok uygarlık tarafından temel besin maddesi olarak kullanılmıştır
Ramazan ayında gün içinde su tüketememek ve gerekli enerjiyi alamamak bağışıklık sistemimizi olumsuz etkileyebilir.
Oruç ibadetinin yapıldığı ramazan ayında yeme düzeni tamamen değişir. İftar ve sahur olmak üzere öğünler, güneşin doğuş ve batış saatlerine göre ayarlanır.
Hem lezzet olarak hem sağlık için tavuk, en çok tercih edilen yüksek protein kaynağıdır. Alınması gereken protein miktarı kişinin yaptığı spora, yaşına ve cinsiyetine göre de değişiklik gösterir.
Mutfaktaki ustalık düzeyiniz ne olursa olsun, bazı alışkanlıklar nedeniyle yemek yaparken farkında olmadan hataya düşüyor olabilirsiniz. Peki, mutfakta en sık yapılan hatalar nelerdir?
Ofiste geçirdiğiniz saatler boyunca yemek hazırlamak için vaktiniz olmasa da, çantanıza atacağınız atıştırmalıkları tüketerek hafif ve sağlıklı beslenebilirsiniz.
Mindful eating adıyla anılan bilinçli farkındalıkla beslenme, temelde yemeğe odaklanmaya dayanıyor.
Yapımı oldukça basit olmasına karşın makarna, dünyanın birçok bölgesinde insanlar tarafından sevilerek ve yaygın şekilde tüketilen bir besindir. İşte, en çok sevilen makarna türleri ve yanında en iyi gidecek olan sos alternatifleri..
Günümüzde glütensiz yaşama ilgi giderek artıyor. Sizinle, yaparken zevk alacağınız birkaç glütensiz cips ve tatlı tarifi paylaştık.
Farklı Bir Gezi Rotası: Katar
Sıcak havaları ve eşsiz deneyimleri sevenlerin yeni tatil rotası her mevsimi ayrı güzel olan Katar! Kış aylarında bile 20 derecenin altına düşmeyen havası ile üşümekten hoşlanmayanların uğrak noktası oluyor. Sahil ve plajları dünyanın her yerinden turist çekmeye devam ederken asıl heyecan ise yapılan aktivitelerde. Üstelik dünyanın en güvenli 2. kenti oluşu, Türkiye’den vizesiz gidilebilmesi de her geçen gün rotasını buraya çevirenlerin sayısını artırıyor. Bütçeye göre farklı konaklama seçeneklerinin olması da her kesimden insanı kendine çekiyor.
Katar’da istersek dünyanın en büyük otellerinde konaklayabilir, istersek güzelliği dillere destan bir iç deniz olan Khor al Adaid civarında kamp yapabiliriz. Gezi sırasında lezzetli yemeklerden vazgeçmeden bütçeden tasarruf yapmak istediğimizde her molada tada! yanımızda!
Aksiyon Severlerin Yeni Gözdesi
Katar’ın devasa kum tepeleri üzerinde ATV ile eğlenceli bir gezintiye çıkmak mı yoksa eşsiz sahil manzarası eşliğinde jet skiye binmek mi? Katara gittiğimiz zaman aklımıza gelen bütün aksiyon dolu sporları yapmak için imkânımız var. Kitesurfing için ideal rüzgâr hızı ile birleşen masmavi deniz aynı zamanda kano ve kayak gibi aktiviteler için de oldukça sakin. Katar gezisi sırasında aklımıza gelebilecek sualtı ve su üstü birçok farklı aktiviteyi benzersiz doğa ve parlayan güneş altında yapabiliriz.
Çöl Üzerinde Eşsiz Bir Yolculuk
Türkiye’de çöl olmadığı için Katar’a gelenlerin ilk görmek istedikleri yer burası oluyor. Çölün kendine özgü doğasını keşfetmek için de turistik bölgede birçok farklı alternatif bulunuyor. Deve ve atlar ile yapılan geleneksel bir gezintinin ardından yerel lezzetleri tadabiliriz. Maceracı bir günümüzde isek Katar’ın meşhur kum sörfünü de deneyebiliriz. ATV araçlarının arkasına bağlanan sörf tahtaları üzerinde de çölün keyfini çıkarabilir, ardından serinlemek için tekrar sahile gidebiliriz.
Vahşi Yaşamı Yakından Görmek
Su altındaki yaşamı görmenin en iyi yolu scuba diving aktivitesi ile Katar’ın derinlerini keşfetmekten geçiyor. Aşınan kireç taşlarının oluşturduğu şekiller, batıklar ve birçok rengarenk deniz canlısını yakından görmenin heyecanını yaşayabiliriz. Toprak üstündeki vahşi yaşamı görmek için de Al Thakira Mangroves bölgesine uğrayabiliriz. Mangrov ormanlarının eşsiz güzelliğini izleyerek kano ile suyun üstünde ilerleyebiliriz. Tüm yolculuklara ve maceralara eşsiz lezzetlerle eşlik eden tada! ile her yerde keyifli bir sofra kurmamız mümkün!
İstanbul Keşfi: Pera Palace
Büyülü şehir İstanbul! Her an, bu kadim kentin özenle sakladığı bir gizeme tanıklık edebiliriz. Yeni bir sokak, yeni bir manzara, yeni bir ağaç, yeni bir yapı! İstanbul’da keşfetmenin sonu yoktur. Bu şehrin gediklileri, sadece yeni bir yer keşfetmek merakı ile bile sokakları arşınlayabilir. Bu keşif yollarında, bir eski yapı bize tarihin içinden el sallarken bir ahşap ev de cumbalı balkonuyla bize “merhaba” der. Bu sürpriz yapıların selamını alırken şaşkınlığımıza eklenen gülümsemeyi, keşif sevenler çok iyi anlayacaktır. Şimdi de Beyoğlu’na doğru yola çıkıyoruz!
Bir İstanbul Markası Olan tada! ile Pera Palace’ı Keşfediyoruz
Beyoğlu sokaklarından Tepebaşı’na geçip Meşrutiyet Caddesi’ne ulaşıp yüzümüzü Haliç’e döndüğümüzde, arkamızda zarafetiyle yükselen bir abideyi keşfederiz. Pek çok hikâyeye ev sahipliği yapmış bir İstanbul klasiği: Pera Palace! Hani deriz ya, duvarların dili olsa da konuşsa, işte öyle büyülü bir yapıdır burası. Yanına yaklaştığımızda, mutlu insan sesleri ve vals müziği karşılar sanki bizi. 1895’te açılışının yapıldığı balodan geliyor olabilir bu sesler. Biraz daha dikkatli dinlediğimizde Christie’nin odasından gelen daktilo seslerini bile duymak mümkün olabilir.
İçine girdiğimiz andan itibaren tarih kokusunu aldığımız bu otel, Orient Expresi yolcularının konaklaması amacıyla, dönemin mimari yapısına uygun olarak inşa edilir. 16’sı süit 115 odası bulunan bu zarif otel, Türkiye’nin ilk elektrikli asansörünü de bünyesinde barındırır. Birinci derecede tarihi eser olan Pera Palace, restorasyondan geçer, bakımı yapılır. Pera Palace, zamanla pek çok devlet adamını, sanatçıyı, yönetmeni, oyuncuyu ağırlayan bir otel haline gelir. Yazar Agatha Christie ve Hemingway, Aktris Greta Garbo, First Lady Jacqueline Onassis Kennedy, yönetmen Hitchcock ve daha nice iz bırakan insan şimdilerde müze-otel olarak hizmet veren Pera Palace’ın odalarında dinlenir. Şimdilerde; isimleri, süitlere verilen bu önemli isimlerin, kaldıkları odalarda eşyaları sergilenir. Örneğin; Agatha Christie'nin odasında meşhur “anahtar” sırrı, daktilosunun hemen yanında yer alır.
101 nolu odası ise çok özeldir. Pera Palace, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ü defalarca misafir etmiştir. Mustafa Kemal’in, 1917’den sonra, cepheden İstanbul’a döndüğünde bu otelde konakladığı bilinir. Belki de Cumhuriyet fikri, Meşrutiyet Caddesi’nde bulunan bu otelin 101 nolu odasında olgunlaşmıştır. Atatürk’ün kişisel eşyalarının da sergilendiği bu oda, müze olarak misafirlerini ağırlamaya devam eder.
tada! ile Yola Çıkın…
Bizleri, Pera Palace’ın yüksek tavanlı Kubbeli Salonu’ndan gelen piyano sesleri uğurlarken acıktığımızı anımsarız. Neyse ki; bir İstanbul markası olan tada! her zaman çantamızdadır.
Şimdi tada!’nın damak tadımıza uygun, lezzetli ve sağlıklı çeşitleriyle İstanbul sokaklarını keşfe çıkabiliriz.
Ketojenik Diyet
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kışın alınan kilolardan kurtulmanın yollarını ararız. Önce spor salonlarında ter döker, ardından da bin bir çeşit diyetten birini seçmeye çalışırız. İşte tam da böyle bir durumdaysak, birçok insanın kilo vermek ve sağlıklı bir yaşama adım atmak için uyguladığı bir diyet olan ketojenik diyeti deneyebiliriz. Ketojenik diyet yaparken ihtiyaçlarımıza uygun glütensiz lezzetleriyle tada! yanımızda!
Ketojenik Diyet Nedir?
Ketojenik diyet kavramsal olarak ilk kez 1921 yılında Russel Wilder tarafından kullanıldı. O dönemde epilepsi tedavisine ek olarak ortaya çıkarılan bu beslenme biçimi gün geçtikçe popülerleşti. Günümüzde sağlıklı beslenme düzeni oluşturmak isteyenler de bu diyeti sık sık tercih ediyor. Diyetisyenler tarafından da önerilen bu diyeti yapmadan önce mutlaka bir uzman görüşü almalıyız.
Diyetin temeli, karbonhidratı önemli ölçüde azaltıp yağ ve protein tüketimini artırmaya dayanıyor. Yani örnek verecek olursak makarna yerine balık ve zeytinyağı tüketerek vücudumuzun yağ yakması sağlanmaya çalışılıyor. Bu duruma ketozis adı veriliyor. Ketozis gerçekleştiğinde vücudumuz yakılan yağ ile elde edilen enerjiyi kullanıyor. Ayrıca Ketojenik diyet ile birlikte kan şekeri ve insülin düzeylerinde düşüşler meydana geliyor.
Ketojenik Diyet Nasıl Uygulanır?
Ketojenik diyetin uygulanmasında birkaç farklı çeşit vardır. Bunlar:
• Standart Ketojenik Diyet: Bu ketojenik diyet tipini uygulamayı planlıyorsak karbonhidrat oranı yaklaşık %10, protein oranı %20 ve yağ oranı %70 şeklinde bir dağılım yapmamız gerekiyor.
• Döngüsel Ketojenik Diyet: Bu tip diyette, ketojenik yapılan günlerin arasında yüksek karbonhidrat alınan günler de vardır. Örneğin; 3 gün ketojenik diyet sonrası 1 gün yüksek karbonhidrat, sonrasında tekrar 3 gün ketojenik diyet şeklinde bir düzen oluşturulur.
• Hedeflenmiş Ketojenik Diyet: Bu türde egzersiz öncesi ya da sonrasında karbonhidratla beslenme düzeni oluşturmamız mümkündür.
• Yüksek Proteinli Ketojenik Diyet: Standart diyete göre daha fazla oranda protein alımı yapılır. Diyetteki ortalama besin oranları; %5 karbonhidrat, %35 protein ve %60 yağ şeklindedir.
Ketojenik diyet yapmaya karar verdiysek, mutlaka bir diyetisyene danışmalı ve ihtiyaçlarımıza uygun olup olmadığını öğrenmeliyiz. Bu sayede kilo vermenin dışında aynı zamanda sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturabiliriz.
Yazın gelmesi ile çocukların ve yetişkinlerin en sevdiği yiyeceklerden biri olan dondurmanın da sezonu açılıyor. Güneş tepede parlarken ve havalar her geçen gün ısınırken buz gibi bir dondurma tüm yiyecekleri aşıp en çok istenilenlerin zirvesine oturuyor. Yaz meyvesi olarak bilinen kıpkırmızı çilekler de taze taze çıkmışken kendimiz için lezzetli bir dondurmayı birkaç saat içinde hazırlayabiliriz. Dondurmalı atıştırmalık saatine lezzetli bir glutensiz kurabiye ya da biscotti eklemek istersek de tada! sağlıklı ürün çeşitleriyle her daim yanımızda!
Tatlıdan Vazgeçemeyenlere…
Yaz geldikçe hava sıcaklıkları artıyor, çocuklar da doğal olarak serinlemek istiyor. Özellikle deniz sezonunun açılması ile çocukların canı her yerde gördüğü rengarenk dondurmalardan çekiyor. Çocuğumuz için zararlı malzemeler içermeyen sağlıklı bir dondurmayı kendi elimizle hazırlayabiliriz. Peki, çocuklar için sağlıklı dondurma tarifi nasıl olur?
Taze çilekleri sap ve yapraklarından ayırıp güzel bir şekilde yıkayarak işe başlıyoruz. Ardından yaklaşık 3 saat boyunca derin dondurucuya koyarak çileklerin tamamen donmasını bekliyoruz. Sürenin sonunda rondoya zarar vermesin, biraz yumuşasın diye çilekleri çıkarıp 15 dakika oda ısısında tutuyoruz. Ardından çilek, tatlı olması için, bal ve sütü rondoya atarak iyice homojen hale gelene kadar karıştırıyoruz. Hazırladığımız karışımı ister küçük kaplarda çubukla beraber ister bütün halde en az 6 saat dondurup ardından çocuklarla beraber afiyetle yiyoruz.
Ben Tatlı Yiyemem, Diyetteyim Diyenlere…
Öğünlere dikkat ettiğimiz günlerde diyet dondurma yiyebiliriz. Yeter ki üretimini biz yapalım ve içindeki malzemelerden emin olalım. Tatlı kullanımından kaçarak ya da miktarı azaltarak diyete uygun bir çilekli dondurma yapabiliriz.
Yaklaşık 175 gram çileği temizleyip 3 saat donduruyoruz. Ardından 1 yemek kaşığı süzme yoğurt ile rondodan geçiriyoruz. Diyette tatlı kullanıyorsak 1 kaşık da süzme bal koyabiliriz. Ardından bu karışımı dondurup tadını çıkararak yiyoruz.
Bonus: Ev Yapımı Külah!
El yapımı dondurmamız için havalı bir külah yapmak da çok kolay!
3 yumurta ve yarım çay bardağı şekeri güzelce çırptıktan sonra yarım su bardağı erimiş tereyağı, 1 çay kaşığı kabartma tozu-vanilya ve 1 su bardağı un ile karıştırıyoruz. Ardından bu karışımı tost makinesi ya da tavada pişirebilir, soğumadan külah şeklini verebiliriz.
Kahvaltıda çorba içmek güne iyi bir başlangıç demektir ve dünyanın birçok yerinde bu bir kültür haline gelmiştir. Örneğin, Asya’da sıklıkla yapılan “Pho” adlı çorba şehriye ve pirinç karışımından oluşur, sabahları kahvaltıda tercih edilir. Günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı sağlıksız atıştırmalıklarla geçiştirmek yerine, besleyici bir çorbayla yapmak gün içinde daha enerjik hissetmemize yardımcı olur.
Sindirimi zorlamayan, sağlıklı ve lezzetli sebze çorbaları, kahvaltı için idealdir. Vitamin deposu olan yeşil sebzeler ve çeşitli baharatlarla tatlandırılan çorbalarla hem soğuk günlerde içimizi ısıtabilir, hem de hafif ve besleyici bir öğünle güne başlayabiliriz. Diyetimize uygun şekilde tercih edebileceğimiz tam tahıllı bir dilim ekmek, kahvaltıda ihtiyaç duyduğumuz tüm vitamin, protein ve karbonhidratı almamızı sağlar.
Diyetlerimizde en iyi alternatiflerden biri çorbalardır. Tekdüze bir beslenme rutininden sıkıldığımızda, birçok çeşidini bulabileceğimiz çorbalar kahvaltının yıldızı olabilir. Spor ve egzersizleri yoğun bir şekilde yaptığımız günlerde tada! yayla çorbası, vücudumuzun protein ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur. Sağlıklı ara öğünlerle desteklediğimiz bir kahvaltı sayesinde öğlen yemeğine kadar enerjimizi koruyabilir, günün temposuna ayak uydurabiliriz.
Vücudumuzun ihtiyaçlarına uygun en sağlıklı çorbalarla diyetimizi desteklememiz de mümkün. Düşük kalorili ve besleyici çorbalarla yeni güne taze bir başlangıç yapabiliriz. Bu sayede hem dengeli hem de hafif bir öğün oluşturabiliriz.
Çorbalar besleyici olmasının yanı sıra sindirim için de faydalıdır. Şişkinlik ve sindirim sorunları yaşadığımız günlerde, kahvaltıda çorba içmek kendimizi iyi hissetmemize yardımcı olur. Domates çorbası gibi hafif ve sağlıklı alternatifler, sabah kahvaltısı için ideal bir seçenektir. Kolayca ısıtabileceğimiz çorbalarıyla en yoğun günlerde bile dengeli beslenme düzenimizi koruyabilir, keyifli bir kahvaltının tadını çıkarabiliriz. Damak tadımıza göre tercih edebileceğimiz domates çorbası gibi birbirinden lezzetli seçenekleriyle ta!da! ürünleri her öğünde çok sağlıklı!
Bahar, doğanın yeniden doğuşu ve yenilenme mevsimidir. Baharı birçok ülke kendi kültürlerinde festivaller, geçit törenleri, partiler ve diğer karnaval benzeri etkinliklerle kutlar. Bahar demek aynı zamanda havanın ve güneşin tadını çıkarmak demektir. Bahar şenlikleri de bunun için en iyi yollardan biridir. İşte Dünya'daki en popüler bahar geleneklerinden sekizi!
Bu festival, Çin ay takviminde ilk ayın 15. gününe denk gelir ve kışın sonunu işaret eder. İnsanlar havai fişekler, fenerler ve renkli kağıt oyuklardan yapılmış kolyelerle baharın gelişini hep beraber kutlarlar.
1865 yılına dayanan bir gelenek olan bu geçit töreni, her yıl Paskalya Pazarından önce New York City'deki Beşinci Cadde'de gerçekleşir. Müzik eşliğinde yapılan bu geçit töreninde baharın gelişi coşkuyla karşılanır.
Her yıl Şubat veya Mart aylarında Rio de Janeiro'da düzenlenen bir karnavaldır. Canlı atmosferi ve renkli şamandıraların yer aldığı gösterişli geçit törenleriyle, Brezilya'nın her yerinden ve yurtdışından birçok ziyaretçiyi kendine çeker.
Bu Hindu festivalidir, Mart veya Nisan başında iki gün boyunca gerçekleşir. Festivalde iyi şans, doğurganlık ve mutluluğu temsil eden, eski bir geleneğin parçası olarak alana renkli tozlar serpilen bu gelenekle Hindular baharın gelişini kutlarlar.
Her yıl 20 Mart'ta İngiltere'nin Wiltshire kentindeki Stonehenge'de yapılır. İngilizlerin severek devam ettirdikleri bu gelenekte de baharın gelişi büyük bir coşkuyla kutlanır.
Rusların severek kutladıkları yaz festivalleri arasında yer alan bu bayramda kışa veda edilirken, bahar yöresel yemeklerden olan bliniler ile karşılanır. Blini Rusça’da gözleme anlamına gelir.
Her yıl yapılan Venedik Karnavalı, bir maskeli balo atmosferinde gerçekleşir. Herkesin maskeler takarak eğlence için bir arada geldiği festivalin tarihçesi bahar tanrıçası Eotre’ye kadar uzanır.
Tayland’da her yıl baharın gelişiyle birlikte bu festivalde coşkulu kutlamalar gerçekleştirilir. Üç gün süren festivalde Taylandlılar inançlarına göre Buda figürlerinin üzerine su dökerler ve bu yolla arındıklarını düşünürler.
Baharın gelişi, yenilenmeyi müjdeler. Bu nedenle bahar hem vücudumuzu arındırmak hem de sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak için en ideal zaman olabilir. Spor ve egzersizlerle destekleyebileceğimiz diyetlerle biz de baharın enerjisini coşkuyla karşılayabiliriz. Sağlıklı beslenmeye ilk adımı atmak için ta!da! dünyasını keşfetmenin tam zamanı! Lezzetli ve besleyici alternatiflerle diyetimizi oluşturalım, baharın gelişini sağlıkla kutlayalım.
Kışın zorlu günlerine veda edip artık baharın kapısı aralandığı zaman doğayla birlikte içimizdeki yaşama sevinci de yeniden canlanır. Tüm kışın verdiği ağırlık sadece psikolojik etki olarak değil tartıda da karşımıza yükselmiş sayılar olarak çıkabilir. Baharın güzel günlerini üstümüzdeki ağırlıktan kurtulmak için değerlendirmek istiyorsak tam da bunun için sihirli sayılabilecek besinler var! Baharın gelişiyle fit olmak ve yaza hazırlanmak için destek olurken toksinlere veda etmeyi de sağlayacak öneri ve vücut detoks tarifleri yazımızda.
• Her güne erken saatte uyanıp büyük bir bardak limonlu, salatalıklı ve naneli ılık su içerek başlayabiliriz. Birkaç kuru kayısı da bağırsaklarımızın temizlenmesinde oldukça yararlı. Ardından 30-45 dakikalık bir yürüyüş ile terleyip, istersek egzersiz ile destekleyebilir ve toksinleri bu yolla atabiliriz.
• Kahvaltı, öğle ve akşam yemeğini ilk 2-3 gün genellikle sıvı ağırlıklı yiyeceklerle tamamlamalı, ardından 7. güne kadar bol meyve ve sebze ile beslenmeliyiz. Özellikle ananas, greyfurt, portakal ve elma detoks için en sevilen meyveler arasında. Sebze olarak da kereviz, sarımsak, enginar, havuç ve lahana türlerini tercih edebiliriz.
• Gün içinde bitki çayları ile vücudun arınmasına yardım etmeyi ihmal etmemeli ama 2-3 fincanı da aşmamalıyız. Ne de olsa her şeyin fazlası zarar! Bu dönemde kafein, yağlı, tuzlu yiyeceklerin yanı sıra hayvansal gıdalardan da uzak kalmak da hafifletici etki gösterir. Her gün hayatın ana kaynağı olan suyu bolca içmeyi unutmamalıyız. Ölçüsünü belirlemek ve takip etmek için şişeler kullanabiliriz.
• Beslenme ve egzersizleri rutine bağlamak ile yetinmeden, sağlıklı yaşamı hayatın her alanına uyarlayarak; kimyasal ağırlıklı parfümler, ağır temizleyiciler hatta mümkünse teknolojik cihazların radyasyonundan vücudumuzu birkaç gün koruyabiliriz. Mümkün değilse, kaktüsler radyasyon emici olduğu için teknolojik cihaz yakınına yerleştirilebilir.
Vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı olan detoks suları da sağlıklı bir gün için en ideal seçeneklerdendir. Detoksun ilk günü için en sağlıklı tarifi hazırlayarak, vücudumuzu güçlendirmemiz ve toksinlerden arındırmamız mümkün olur.
Meyveler arasından ananas, muz ve kivi; sebzeler arasından kereviz sapı ve ıspanak güzelce seçilir ve sirkeli suda yıkanarak temizlenir. Tüm malzemeler blender içine istenilen oranda konulduktan sonra bir bardak su ile birlikte öğütülerek içime hazır hale getirilir. İstersek su yerine badem sütü ya da Hindistan cevizi suyu kullanarak da lezzetini daha fazla arttırabiliriz.
Vücudu arındırma detoksunun ardından öğünlerimizi sağlıklı hazır yemeklerle tamamlamak için ta!da! ile birçok lezzetli alternatife ulaşmak mümkün!
Her yıl kışın bizi terk ettiğini ısınmaya başlayan havalardan, yeşillenmeye başlayan filizlerden ve artık dışarıda daha fazla vakit geçirme isteğinden anlayabiliyoruz. Bu dönemde sırası ile cemrelerin düşmesi ile doğa canlanmaya, kuşlar en neşeli şarkılarını şakımaya başlıyor. Eşsiz doğa manzaralarını izlemek için şehirdekiler hafta sonu kaçamakları yapmaya, doğa ile iç içe yaşayanlar ise etrafı keşfetmeye daha çok vakit ayırıyor. Peki canlanan doğada neler yapabilir, nasıl kışın tüm kasvetini üzerimizden hızla atabiliriz?
Yazın neşesi, baharın mis kokulu çiçekleri derken içimiz yaşama sevinciyle doluyor. Baharın tadını çıkarmak için en iyi yollardan biri de elbette ki piknik yapmak. Yemyeşil doğada sevdiklerimizle geçirilen vakitler stresin hızla uçup gitmesini de sağlıyor. Lezzetli yiyecekler ve hafif tatlılarla, tada! glütensiz ürünler ile birlikte yeşil kırların üzerinde hem karnımızı doyurabilir hem de manzaranın tadını çıkarabiliriz.
Huzur dolu saatler için kendimizi doğa ile baş başa bırakmanın yollarından biri de elbette ki outdoor aktiviteler yapmak oluyor. Dağda patikalar arasında dolaşarak trekking yaparken ormandaki çeşit çeşit ağacın kokusu, yeni açan çiçeklerin tazeliği ile huzur bulabiliriz. Elbette outdoor aktivite denildiği zaman kamp yapmayı da unutmamalıyız. ta!da! outdoor yiyecekleri arasından en lezzetli olanları çantamıza atarak hafta sonu için iki günlük bir kamp planlayabilir, işin ve okulun tüm sorumluluğundan uzak huzurla dolu zaman geçirebiliriz. İmkanların kısıtlı olduğu dağlık ve sahil alanlarda lezzetli ev yemekleriyle sağlıklı öğünler için hazır paketleri ısıtmamız yeterli.
Havalar ısındığına göre çevrede bisiklet süren kalabalık arkadaş gruplarını ve çocukları görmemiz hiç de şaşırtıcı değil. Şehir içinde ya da günübirlik ziyaret edilen mesire yerlerinde bir bisiklet kiralayarak çevreyi keşfederken aynı zamanda egzersiz yapıyor olmanın mutluluğu da ayrı bir haz verir. Bisiklet turu sırasında acıkırsak, piknik sepetimize yerleştirdiğimiz lezzetli ve sağlıklı ta!da! atıştırmalıklar ile öğünümüzü tamamlayabiliriz.
Doğa ile iç içe olmanın bin bir yolunu ister tek başımıza istersek de sevdiklerimiz ile deneyebilir, bahara hoş geldin derken neşeli anları en güzel fotoğraflar ile ölümsüz hatıralara dönüştürebiliriz.
Davetkâr kokusuyla akılları baştan alan bir fincan kahve, zor toplantı sonralarına da keyifli arkadaş buluşmalarına da aynı lezzetle eşlik eder. Günün hangi saati olursa olsun, oturup biraz soluklanmak istediğimizde aklımız hep bu baş döndürücü kokunun peşinden gider.
Her damak tadı ayrı, herkesin favori kahve çeşidi farklı olsa da 40 yıllık hatır taşıyan Türk kahvesinin yeri her sofrada aynıdır. Bol köpüğü, yoğun tadı ve rahat içimi sayesinde günün her anına eşlik edebilen Sahure Hanım kahvesi ile misafirleri ağırlamak çok keyifli.
Saray mutfağından bugünkü sofralarımıza tüm zarafetiyle taşınan Türk kahvesi yüzyıllardan beri damaklarımızı şenlendirmeye devam eder. Mühürlü ve ince çekimli Sahure Hanım Kahvesi’yle ise her yudum daha güzel.
Lezzeti kadar sunumuyla da göz dolduran Türk kahvesini bir bardak su ve tatlı ikramlar ile sunmak ise adettendir. İster misafirinizi etkilemek isterseniz de kendinizi şımartmak için kahvenizin yanına keyfinizi taçlandıracak ikramlar eklemeyi ihmal etmeyin. Tatlı yiyip tatlı konuşmak için şu ikram önerilerini değerlendirebilirsiniz:
• Lokum ve Çikolata: Türk kahvesi deyince akla ilk gelen ikram lokum ve çikolatadır. Kahvenin ardından ağızda kalan yoğun telve tadını gidermek amacıyla ikram edilmeye başlayan bu ikili, zamanla Türk kahvesinin ayrılmaz bir parçası haline gelir.
• Badem Ezmesi: Tıpkı Türk kahvesi gibi Osmanlı saray mutfağına dayanan bu yoğun lezzet, lokum ve çikolata ikilisine alternatif bir ikram olabilir.
• Çikolatalı Toplar: Un haline getirdiğiniz bisküvilere ekleyeceğiniz eritilmiş çikolata ile lezzet dolu toplar yapabilirsiniz. Topların üzerine hindistan cevizi ve fındık parçaları serperek ikram etmeyi unutmayın.
• Kekli Truffle: Klasik kek tariflerinin dışına çıkmak isterseniz hazırladığınız kekleri iyice ufalayın ve üzerine yavaş yavaş süt ilave edin. Kıvam alan karışımdan parçalar alarak yuvarlayın ve kekli truffle’niz hazır!
• Kuru Meyveli Kurabiye: Meyveli kurabiyeler, içerdikleri hafif aromalar ile yoğun Türk kahvesi lezzetini dengeleyerek harika bir ikram seçeneği olurlar. Eğer kurabiye hazırlamaya vaktiniz yoksa sizin için pişirdiğimiz tada! kayısılı bademli kurabiyeleri keyifle ikram edebilirsiniz.
Sağlığa olan faydaları saymakla bitmeyen kayısı, aynı zamanda kurabiye tariflerinin de olmazsa olmazıdır. Bir de bu lezzet kıtır badem parçalarıyla buluşunca dayanılmaz bir hale gelir.
Kurabiye pişirmekle uğraşmak istemeyenler için tada! kayısılı bademli kurabiye mükemmel bir seçim olur. Ayrıca kahve keyfiniz kadar sağlığınızı da düşündüğümüz için kayısılı bademli kurabiyemizi, çölyaklı tüketicilere uygun olarak hazırladığımız glutensiz formülle üretiriz.
Kurabiyenizin yanına kahveniz ise Sahure Hanım’dan!
Köyleri kim sevmez ki? Yorucu şehir keşmekeşinden uzaklaşmayı istediğimizde, ana vatanımız doğaya dönmeyi dilediğimizde ilk başvurduğumuz yerlerdir köyler. Dünyanın sayısız yerinde gidip görülesi köyler var. Muhteşem güzellikleri ile duyanın seyahat etmek için yerinde duramadığı köylerden birkaçını sizler için derledik, işte dünyanın en güzel köyleri!
• Oia, Yunanistan
• Halong Bay, Vietnam
• Göreme, Nevşehir, Türkiye
Dünyanın en güzel köylerinden biri olan Oia, Yunanistan’ın 200 kilometre ötesinde bulunan turistik bir ada. Volkanik bir adalar grubu üzerinde kurulmuş Oia, tamamıyla mavi ve beyaz renklere bürünmüş durumda. Akıllara durgunluk veren büyük koyu ve muhteşem görselliğiyle gelenleri büyüleyen bir yer.
Dünyanın en güzel köylerinden biri olan Oia’da gün batımları oldukça popüler. Siz de burada olmak ve romantik gün batımları eşliğinde sevdiklerinizle bir şeyler atıştırmak istiyorsanız size harika bir haberimiz var, tada! outdoor seçeneklerine göz atarak bu muazzam yerde tatil yapmadan önce ev yemeği tadında lezzetleri de yanınızda götürebilirsiniz.
Dünya’nın en güzel köyleri listesinin incisi Halong Bay, Vietnam turu düşleyen gezginlerin hayallerini süsleyen bir lokasyon. Uzakdoğu’nun etkileyici ve mistik olan bu ülkesi Vietnam, kültürel yapısı ve tarihi birikimiyle oldukça dikkat çekici. Bu ülkede parıl parıl parlayan bir köy var ki muhteşem güzellikleri ile dudak uçuklatacak cinsten: Halong Bay!
Halong Bay’da irili ufaklı kireçtaşından meydana gelmiş adacıklar göze çarpıyor. Zümrüt yeşili bir deniz üzerine kurulmuş bu adacıklar oldukça göz alıcı bir şölen sunuyor. Körfezde bulunan kireçtaşı tepecikler, sahip olduğu farklı boyut ve dokularla gerçek bir tarihe işaret ediyor.
Tartışmasız Türkiye’nin en etkileyici köylerinden biri olan Göreme, listenin üçüncü sırasında ise ülkemizden Göreme yer alıyor. Dünya’da nam salmış peri bacalarını görmek isteyen onlara insanı kucaklıyor. Yeraltı şehirleri, yeryüzü şekilleri ve sembol haline gelmiş balon turlarıyla adını altın harflerle yazdırıyor.
Bir medeniyetler birleşkesi olan Göreme taştan evleri, peribacaları, Anadolu’ya münhasır kahvaltı ve yemekleriyle oldukça öne çıkan bir köy. Her yıl tonla yabancı turistin akın ettiği bölgede ilk yerleşimin 9 - 10 bin yıl öncesine dayanıyor.
kaynak: https://www.buseterim.com.tr
Tamamını incelemek isteyenler için:
https://www.uswitch.com/mortgages/guides/worlds-most-beautiful-villages/
Ramazan ayında, oruç tutarken tok tutan yiyecekler tüketmek büyük önem taşıyor. Günlük hayatında 3 öğün yemek yiyenler için oruç tutulduğundan bu 2 öğüne düşüyor. Gün boyunca uzun süre yiyecek ve içecek tüketmemek ise açlık hissini artırıyor ve iftarda daha iştahlı olmaya neden olabiliyor. Bu yüzden de iftar sofraları, her zamankinden daha dolu ve daha çeşitli hazırlanıyor. Ancak iftar sofrası hazırlarken hem gün boyu kaybettiğiniz enerjiyi yerine koymaya yarayacak, hem de ertesi günün orucuna sizi hazırlayabilecek yiyecekleri tercih etmelisiniz. Bu da iftar sofrasında sağlıklı yiyeceklere ağırlık vermeniz anlamına geliyor.
Gün boyu aç kaldıktan sonra iftar sofrasına zeytin, hurma gibi besinlerle başlamak, birden karnınızın şişmesine engel oluyor. Tok tutan yiyeceklerden biri olan zeytin, sindirim sistemine de yardımcı oluyor. Hurma ise gün boyu kaybettiğiniz enerjiyi tamamlamanıza destek oluyor. Kan şekerini dengeleyen hurma, susuzluk hissini de azaltıyor. Yemeğe başlamadan önce protein yönünden zengin olan peynir ve haşlanmış yumurta da tüketebilirsiniz. Haşlanmış yumurta iftar sofralarında salatalara da eklenebilir. Besin değeri yüksek ceviz, badem ve kavrulmamış fındık da atıştırmalık tabağınızda olmalı.
Zeytin, hurma, peynir, yumurta gibi başlangıçlardan sonra çorba içmeyi ihmal etmemelisiniz. Çorba bir taraftan tokluk hissi sağlıyor, bir taraftan da sıvı ihtiyacınızı karşılıyor. İftar sofralarında yoğurda da yer vermek gerekiyor. Dengeli beslenme listelerinde ilk sıralarda yer alan yoğurt tam bir kalsiyum deposu. Yoğurt aynı zamanda uyku problemlerini de azaltıyor. Dilerseniz yoğurdun içine az miktarda toz tarçın ekleyerek, kan şekerinizi yükseltebilirsiniz. Ana yemek olarak et grubunu tercih edebilirsiniz. Et grubunda yer alan yiyecekler de protein bakımından zengin olan ve sizi gün boyu tok tutmaya yardımcı olan besinler arasında yer alıyor.
İftardan sonra hareketsiz kalmamaya özen göstermelisiniz. Tatlı tabağınızın ise meyveden oluşması tokluk hissini artırmaya yardımcı oluyor. Bunun için muz başı çeken meyveler arasında bulunuyor. Potasyum kaynağı olan muzu yemekten ortalama 1-1.5 saat sonra tatlı olarak tüketebilirsiniz.
Tam gün aç kaldıktan sonra tatlının yerini hiçbir şey tutmaz diye düşünüyorsanız, meyve yerine sütlü tatlıları tercih edebilirsiniz. Baklava, kadayıf gibi şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlı tüketmek hem şeker gereksinimini karşılıyor hem de tokluk hissi veriyor.
Ramazan ayında da atıştırmalıklardan ana yemeklere kadar sayısız yiyecek tada! dünyasında sizi bekliyor. Siz de hem tok tutan hem de sağlıklı bir iftar sofrası için tada! lezzetlerini mutlaka deneyin.
23 Nisan’da evlerimizin konforunda 23 Nisan etkinlikleri yapabilmemiz artık mümkün. Online olarak pek çok müzeyi ve TBMM salonlarını gezerek, keyifli bir 23 Nisan geçirebiliriz. Müzelerin yanı sıra sanal turlarla bilim ve sanat merkezlerini de ziyaret ederek, gitme fırsatı bulamadığımız yerleri görebilir, ailece eğlendiğimiz ve yeni bilgiler edindiğimiz bir gün yaşayabiliriz.
Çocuklar ve gençler için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sanal ortamda da kapıları açık. 360 derece sanal tur ile meclis binasının tüm koridorları, salonları ve hizmet alanlarını sanki oradaymış gibi gezebiliyoruz. Mermerlerden kırmızı deri koltuklara kadar her ayrıntı online gezide yer alıyor. Bununla birlikte TBMM gezisi içerisinde Kurtuluş Savaşı Müzesi ve Cumhuriyet Müzesi’nin de sanal tur seçeneği bulunuyor.
Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde ilk meclisin toplandığı alanlar ve savaşta kullanılan silahlar, İstiklal Marşı’mızla ilgili bilgiler ve daha pek çok tarihi olayın yaşandığı yerleri görebiliyoruz. Cumhuriyet Müzesi’nde ise cumhuriyetin ilk yıllarında giyilen giysiler, ilk meclis ve ülkemizi etkileyen tarihi kararın alındığı mekanları ziyaret edebiliyoruz. TBMM sanal turları ile hem çocuklar hem de gençler, önemli tarihi olayları yerlerinde inceleyerek, kültürümüzü ve ulusumuzun devlet olma yolundaki gelişimini deneyimleyerek öğrenebiliyorlar. Müzeyi adım adım gezmek için tıklayın
https://sanalmuze.gov.tr/?_Dil=1
23 Nisan’da evden çıkmadan kültürel faaliyetler yapabilir ya da eğlenceli aktivitelere katılabiliriz. Özellikle çocukların ilgisini çekecek eşyaların sergilendiği Oyuncak Müzesi ile geçmişten günümüze oyuncakların değişimine tanık olarak kendi çocukluğumuzla yeni nesil arasındaki bağı güçlendirebiliriz. Bunun yanında Pera ve Rahmi Koç müzelerini gezerek sanatla iç içe bir gün geçirebiliriz.
Çocukların eğlenerek öğrenebileceği Nasa uzay keşfi, evrenin gizemi ile ilgili sırlarla dolu bir macera yaşamamıza olanak sunuyor. Uzay araçlarından canlı olarak yayınlanan görüntüler evrenin büyüklüğü ve yıldızların güzelliğini gözler önüne seriyor. Bunun yanında uzay araçları ve teleskoplarla elde edilmiş ilginç fotoğraflar özellikle çocukların hayal güçlerini tetikleyerek içlerindeki kaşifin ortaya çıkmasına yardımcı oluyor.
Tüm bu keşif ve öğrenme macerasında ihtiyacımız olan enerji için tada!’nın hazırladığı atıştırmalıklar ile 23 Nisan coşkusunu evimizin konforlu ortamında özel bir kutlamaya dönüştürebiliriz!
Tropikal iklim meyveleri dendiğinde ilk akla gelen besinlerden biri Hindistan cevizi, kendine has aroması ve lezzeti ile hemen herkes tarafından sevilerek tüketilir. Lezzetinin yanı sıra besleyici özellikleriyle de dikkat çeken besin, kahverengi lifli kalın kabuğa sahiptir. Kabuğu kırıldıktan sonra iç kısmında özü olarak nitelendirilen sütü ve beyaz renkli meyve bölümü bulunur.
Kalori açısından zengin Hindistan cevizini özel kılan içerisindeki yağın cinsi ve ona mucizevi özellikler kazandıran vitamin-mineral bileşenleridir. 100 gram Hindistan cevizi yaklaşık 353 kalori, 33 gram yağ ve 4 gram protein ile 6 gram karbonhidrat ve 9 gram lif içerir. Ayrıca manganez, selenyum, fosfor, demir, potasyum, demir ve çinko vitaminleri ile K, C, E, niasin, pantotenik asit, riboflavin ve piridoksin gibi vitaminler için de iyi bir kaynaktır. Hindistan cevizinin en önemli özelliği içerisindeki yağdır. Hindistan cevizi yağı, ince bağırsakta bozulmadan emilen, vücut tarafından enerji üretmek için kullanılan orta zincirli trigliserit formundaki yağ asitleri içerir.
Zengin vitamin mineral içeriği sayesinde antioksidan özelliklere sahip Hindistan cevizi, sağlık üzerinde olumlu etkiler sağlayabilir. Çiğ, kurutulmuş ya da un haline getirilerek tüketilebilen meyve hem tatlı hem de tuzlu yemeklere dâhil edilebilir. Ancak yağ ve kalori miktarının yüksek olması, özellikle diyet yapanların ve formunu korumak isteyenlerin porsiyon miktarına dikkat etmesini gerektirir. Hindistan cevizinin sağlık üzerindeki etkileri şunlardır:
• İçerisindeki antioksidan bileşenler sayesinde toksin maddelerin vücuttan atılımını kolaylaştırabilir. Enfeksiyonlara karşı mücadele etmeyi kolaylaştırmak için bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olabilir.
• Kırmızı kan hücrelerinin oluşumunda önemli rol oynayan bakır ve demir mineralleri açısından zengindir. Kansızlığın önlenmesine katkıda bulunabilir.
• Hindistan cevizindeki orta zincirli yağ asitleri, diğer yağ asitlerinden farklı olarak doğrudan ince bağırsaktan emilir ve hızla enerji üretiminde kullanılır. Başka bir deyişle Hindistan cevizi iyi ve kaliteli bir enerji kaynağıdır.
• Bitkisel protein ve yağ açısından zengin olan Hindistan cevizi, kan kolesterol düzeyinin iyileştirilmesini sağlayarak kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltıcı etki gösterebilir.
• Hindistan cevizi karbonhidrat oranı düşük, lif ve protein miktarı yüksek bir besindir. Bu özellikleri kan şekerinin yavaş yavaş yükselmesini sağlayarak kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur.
• Yüksek lif içeriği sayesinde bağırsak hareketlerinin hızlanmasını sağlar ve kabızlık gibi problemlerin önüne geçilmesinde önemli rol oynayabilir.
Birçok faydası bulunan Hindistan cevizi, aynı zamanda lezzetli tariflerin de olmazsa olmazıdır. Ağızda dağılan kıvamı ve tazeliği ile damaklarda kalıcı bir iz bırakan ta!da! Glutensiz Hindistan Cevizi Kurabiye ister kahve yanında ister çayla birlikte tüketmeniz için hazır!
Kuru meyveler; kahvaltıda, ara öğünlerde, spor seanslarında, ders molasında ya da iş arasında tükettiğimiz sağlıklı enerji kaynaklarındandır. Sabah kahvaltılarında yulaf lapasının üzerine ekleyebilir, özellikle çocuklarımızın sevebileceği kuru yemişler ile birlikte sağlıklı atıştırmalık toplar yapabilir, tatlı ve keklerin içerisine organik şeker olarak katabilir ya da iş ve okul molalarında ara öğün olarak kuru yemişleri kullanabiliriz. Küçük büyük fark etmeksizin herkesin severek tüketebileceği kuru meyveler, taze meyveler ile kıyaslandığında daha fazla antioksidan içerir. Kuru meyvelerin içerisindeki su miktarı ortalama olarak %10 ile %20 değerleri arasındadır. Aynı zamanda pek çok vitamin, mineral ve fruktoza sahip olan kuru meyveler, vücuda enerji verdiği gibi sindirim sistemimizin de daha iyi çalışmasına yardımcı olur.
Uzun raf ömrüne sahip olan kuru meyveleri taze meyvelere göre bozulma endişesi olmadan rahatlıkla tüketebilir ve günün her saatinde gittiğimiz her yere kolayca taşıyarak enerji alabiliriz. Şeker, koruyucu, katkı maddesi içermeyen kuru meyvelerin vücudumuza olan faydaları şunlardır:
• İçerisinde bol miktarda demir bulunduran kuru kayısı, kansızlık şikayeti çekenler için iyi bir alternatiftir. Kırmızı kan hücrelerinin üretiminde destek olan kuru kayısının aynı zamanda kalp sağlığının korunması üzerinde de olumlu etkileri vardır. İçerisinde barındırdığı potasyum, A vitamini ve magnezyum sayesinde vücudumuzda kalp sağlığı başta olmak üzere kas dokularının onarılması, göz sağlının korunması, kan basıncının dengelenmesi ve yüksek lif oranı ile sindirim sisteminin daha iyi çalışması gibi konularda yardımcı olur.
• Kuru meyveler arasında en yüksek antioksidan seviyesine sahip olanlardan biri de kuru incirdir. Kuru incir; içerdiği magnezyum, kalsiyum, potasyum ve yüksek lif oranı sayesinde kalp ve damar sağlığının korunması, kemiklerin ve kasların güçlenmesi ve sindirim rahatsızlıklarının en aza düşmesi için vücudumuza destek olur.
• Doğal şekerli yapısı sayesinde çocukların da sevebileceği tatlı, kek ve kurabiyelere lezzet katan kuru üzüm, sinir hücreleri üzerinde olumlu etki yaratır. Bunun yanı sıra kansızlığı önlemeye yardımcı olur, kemik gelişimini hızlandırır ve güçlü bir antioksidan ve enerji kaynağıdır.
Hem çocukların hem de büyüklerin keyifle tüketebileceği tada! Glutensiz Biscotti, içerisindeki bol fındık, kuru üzüm ve kıtırlığıyla öne çıkar. Sağlıklı bir atıştırmalık olarak tercih edebileceğimiz bu ürün, glutensiz beslenenlerin çay ve kahve molaları için iyi bir alternatiftir.
Türk mutfağının alışılagelmiş zeytinyağlı lezzetleri de düşünüldüğünde damak tadınıza uygun pek çok vejetaryen tarifi sofralarınızla rahatlıkla buluşturabilirsiniz. Sebze, meyve ve kuruyemişlerden alacağımız vitamin ve mineralleri baklagillerden alacağınız protein ile birleştirdiğinizde ortaya çıkan leziz tarifler vejetaryen beslenmeden en iyi şekilde faydalanmanıza yardımcı olur.
C Vitamini Deposu Kereviz Salatası
Kereviz vitamin ve minerallerden zengin bir sebzedir. Yüksek C vitamininin yanı sıra sodyum, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve demir içerir. Tokluk hissi yaratır ve bağırsak sağlığını destekler. Hipertansiyon ve kolesterol için de faydalı olan kerevizi her hafta tüketmeniz tavsiye edilir. Vejetaryenler için farklı lezzetler yaratırken kereviz salatası mutlaka denenmelidir.
Malzemeler:
• 1 Adet Limon suyu
• 2 Adet Kereviz
• 2 Yemek Kaşığı Mayonez
• 1 Su Bardağı Süzme Yoğurt
• 1 Diş Sarımsak
• 1 Çay Bardağı Dövülmüş Ceviz İçi
• 1,5 Çay Kaşığı Tuz
Kabuğunu soyduğunuz kerevizleri irice rendeleyin. Ardından diğer malzemeleri karıştırarak kerevizlerinizi ekleyin. Üzerine de zeytinyağı ilave ederek servise hazır hale getirebilirsiniz.
Süper Atıştırmalık Mücver
Fırında da yapılabilen fakat zeytin yağında kızartılması makbul olan mücver harika bir yan ürün ve atıştırmalık olarak çok sevilir. Kabağın başrolde olduğu bu lezzette kabak sayesinde bolca antioksidan, vitamin ve mineral alabilirsiniz. İçerdiği C ve A vitamini, manganez, beta-karoten, lutein ve zeaksantin gibi antioksidanlar vücudunuzun bağışıklık sistemine destek olur.
Malzemeler:
• 3 Adet Kabak
• 3 Adet Yumurta
• Yarım Su Bardağı Un
• 2-3 Dal Yeşil Soğan
• Yarım Demet Maydanoz, Dereotu, Tuz, Karabiber, Pul Biber
Kabakları yıkayıp rendeleyin ve fazla suyunu sıkın. Yeşil soğan, maydanoz ve dereotunu ince ince kıyarak bir kenara alın. Ardından derin bir kabın içinde un ve yumurtalı harcı karıştırın. Bütün malzemeleri hazırladığınız harca ekleyin. Yeterli miktarda zeytin yağını teflon bir tavada kızdırdıktan sonra harcınızdan bir kaşık yardımıyla alarak her iki yüzünü de altın sarısı olana kadar kızartın ve ardından havlu kağıt serdiğiniz servis tabağına çıkarın.
Patates Topları
Patates topları oldukça kolay hazırlanan ve herkesin severek tükettiği bir üründür. Kendinizi şımartmak istediğiniz günlerde salata ya da meze yerine hazırlayabileceğimiz patates topları için malzemeler şöyledir:
• 2 adet patates
• 1 tutam maydanoz
• Yarım çay kaşığı karabiber
• 1,5 çay kaşığı tuz
• Yarım çay kaşığı pul biber
• Zeytin yağı
Haşladığınız patatesleri ezerek ince kıydığınız maydanoz ve diğer baharatlar ile harmanlayın. Ilık servis edebilirsiniz.
Ta!da! dünyasının ev yemeği tadında olan ısıt ye seçenekleri sayesinde de pratik akşam yemekleri hazırlayabilir, evde ya da işte vejetaryen diyetimizi kolayca koruyabilirsiniz. ta!da!’nın lezzetli ürünleri arasında glutensiz ve vejetaryen pek çok seçenek bulunur. Siz de ta!da!’nın leziz ve sağlıklı dünyasını keşfetmeyi unutmayın.
Patates, kereviz ya da zencefil gibi ürünlere dış görünüş olarak benzetilen vitamin deposu zencefil; kök sebzeler arasındadır. Zencefil ay çiçeğigiller ailesine bağlı olarak toprak altında yetişir ve yumrulu bir yapıya sahiptir. Sağlığa pek çok açıdan faydası olan yer elması ile çeşitli yemekler yaparak soframızı daha zengin bir hale getirebiliriz.
İçerisinde yüksek oranda vitamin ve mineral içeren ve sağlığımıza dost olan yer elmasının faydaları şunlardır:
• Yer elmasının sinir sistemi üzerinde etkisi vardır. Dolayısıyla sinirli, gergin ya da stresli olduğumuz zamanlarda yer elması tüketerek daha sakin bir hale gelmemizi kolaylaştırabiliriz.
• Mide ağrılarını hafifletmeyi sağlayan yer elması, sindirim sistemini de koruyarak kabızlık, idrar sıkışması ya da kasık ağrısı gibi şikayetlerimizin azalmasına yardımcı olur.
• Yer elması diyet dostu ürünler arasında yer alır. Kalorisi az olduğundan dolayı zayıflamak isteyenler gönül rahatlığıyla tüketebilir.
• Yorgunluk ve halsizliğimizin geçmesine yardımcı olan yer elması, aynı zamanda romatizma hastalığına da iyi gelerek ağrıları hafifletir.
• Yer elması, nişasta içermez ve kan şekerimizin düzenlenmesini sağlar.
• Bağışıklık sisteminin güçlenmesine olumlu katkı sunan yer elması, kansere karşı da savaşarak vücudumuzu korumaya yardımcı olur.
• Cilt kırışıklıklarına ve yaşlanmaya karşı olan mücadelemizde bize destek olarak yaşlanmanın etkisini azalttığı gibi yara izlerinin iyileşmesini de hızlandırır.
• İçerdiği yüksek miktardaki fosfor sayesinde orta yaş ve üzeri kişilerde meydana gelen kemik erimesini önlemeye yardımcıdır.
Soframızda yer alan sağlıklı yemekler arasında bulunan yer elması; meze, salata ya da çorba gibi pek çok türde yapılarak lezzetli bir şekilde tüketilebilir. Yer elmasını havuç, yeşillik, portakal ya da soğan gibi sebze ya da meyveler ile karıştırarak salata yapabileceğimiz gibi yoğurt ve ceviz ile harmanlayarak meze de yapabiliriz. Özellikle kış günlerinde şifa olan yer elması çorbası ise bağışıklık sistemimizin güçlenmesine yardımcı olur. Tada! olarak eşsiz bir lezzet ile sunduğumuz Glutensiz Zeytinyağlı Yer Elmalı Havuç; hem vitamin deposu hem de düşük kalorisi ile sofralarımız için tercih edeceğimiz ürünlerden biridir.
Pandeminin etkilerinin yeni yeni geçmeye başladığı 2022 yılı için National Geographic aile seyahatlerine uygun Dünya’nın dört bir yanından farklı lokasyonlarda bulunan muhteşem yerleri bizler için listeledi.
Evden çıkamadığımız kasvetli bu dönemin ardından ailecek yapılacak bilgilendirici eğlenceli ve keyifli yolculuk lokasyonlarına gelin birlikte bir göz atalım.
• Likya Yolu, Türkiye
Antik bir bölge olan Likya’nın doğal güzelliklerine uygun bir kelime anlamı var. Işık ülkesi anlamına gelen Likya; Antalya, Denizli ve Burdur’un bazı kısımlarını kaplar. Doğa ile iç içe olan Likya Yolu dünyadaki uzun mesafe yürüyüş rotaları arasında ilk 10’da yer alır. Bu yol bizleri küçük koylardan Kelebekler Vadisi’ne, Göynük Kanyonu’nun buz gibi sularında yüzmeye, Gelidonya Feneri’ni görmeye ve en güzeli Olympos Sahili, Ölüdeniz ve Kaputaş plajlarında anın tadını çıkarmaya götürür.
• Tuna Nehri
Tuna Nehri bizlere onu görmek için seyahat edebileceğimiz pek çok ülke seçeneği de sunar. 10 farklı ülkeden geçen Tuna Nehri Avrupa’nın 2. en büyük nehri kabul edilir. Almanya’dan doğan nehrin Türkiye’ye en yakın kısmı Bulgaristan sınırları içerisindedir.
• Bonaire; Doğu Kıyısı, Maryland, ABD
Yüzlerce kuş türünü görmek, pek çok vahşi hayvan çeşidi ile karşılaşmak ve binlerce bitki türünü görmek için muhteşem bir lokasyon olan Maryland ABD’nin en renkli noktalarından biridir.
• Hadrian Duvarı, Birleşik Krallık
UNESCO dünya mirası alanlarından biri olan ve büyük bir bölümü ayakta kalan bu duvar doğa ile iç içe yemyeşil bir yürüyüş yapmanıza olanak tanırken sizi Roma İmparatorluğu dönemine götürür.
• Granada, İspanya
Emevilerden kalan Elhamra Sarayı ile ünlü olan Granada Endülüs Bölgesinde yer alır. Granada’yı tarihi eserleri keşfetmek ve ailenizle seyahatin tadını çıkarmak için listenize ekleyebilirsiniz.
Doğanın tadını çıkarabileceğimiz ve muhteşem piknikler yapabileceğimiz alanlarla dolu olan bu liste sizin de içinizi ta!da!’nın leziz lezzetlerini sırt çantanıza doldurup hemen yola koyulma isteği yaratacak. Yola koyulmadan önce birbirinden lezzetli ta!da! ürünlerini keşfetmeyi unutmayın.
Canımız çektiğinde, ağzımızı tatlandırmak için, ikram edildiği zamanlarda veya sinirlerimizi yatıştırması için günlük hayatta pek çok anda çikolata tüketiriz. Bitterinden beyazına kadar her bir çeşidi ayrı lezzet ve tada sahip olan çikolatanın mutluluk ile bir ilgisi olduğu da söylenir. Hepimizi mutlu eden ve heyecanlandıran çikolatanın içerisinde kullanılan malzemeler hakkında bilmediğimiz pek çok bilgi var. Aynı zamanda tarihçesi de son derece merak uyandırıcı. Siz de merak ediyorsanız gelin hep birlikte çikolata hakkında bilmediklerimizi öğrenelim.
1. Önceleri Çay Gibi Tüketilirdi
Çikolatanın yapıldığı kakao, ilk başlarda demlenerek çay gibi tüketilirdi. Yani bir nevi sıcak çikolata da diyebiliriz. Hatta bazı kutlamalarda demlenmiş kakao misafirlere mutlaka ikram edilirdi.
2. Kakao Bir Dönemin Para Birimiydi
Aztekler döneminde kakao bulunmaz bir nimetti. Onlar kakaoya çok değer verir ve bu çekirdekleri para birimi olarak kullanırdı. Medeniyetlerinin yükselişi esnasında Aztekler, kakao ile pek çok alışveriş yapardı.
3. Çikolata İspanyollar Sayesinde Yayıldı
İspanyol denizciler, kakaoyu Avrupa kıtasına getirerek çikolatanın günümüzdeki hâlini alması için büyük adım atmış oldu. Getirdikleri kakao çekirdeklerini ülkenin en ücra yerlerine bile dağıtan İspanyol denizciler sayesinde bugün gerçek anlamda çikolata tüketebiliyoruz.
4. Yenilebilir Çikolatayı İngilizler Buldu
Şekeri, kakao yağını ve çikolata likörünü karıştırarak yenilebilir çikolatayı bulanlar İngilizlerdir. Kakao tarihinde çikolatanın yenilebilir ilk hâli olan bu karışım, Fry ve Sons tatlı dükkanında keşfedildi.
5. Beyaz Çikolata Aslında Çikolata Değil
Çikolatanın bitteri, sütlüsü, beyazı ve hatta son zamanlarda popülerleşen Ruby gibi çok çeşitleri var. Bu çeşitlerden biri olan beyaz çikolata, içerisinde kakao çekirdeği barındırmaz. Yalnızca kakao yağı, süt ve şekerden elde edilir. Çikolatanın ana maddesinin bulunmadığı bir çikolata türüne “Gerçek çikolata” demek pek de doğru sayılmaz. Yine de beyaz çikolata, lezzetiyle ve yoğunluğuyla herkesin severek tükettiği bir tatlı.
Dumanı üzerinde tüten bir fincan kış çayına hangimiz hayır diyebiliriz ki? Soğuk havalarda içimizi ısıtan bu çaylar hastalıklara karşı güçlü bir savunma sistemi oluşturmamız içinde her zaman yanımızdadır. Kış çaylarını özel kılan ve diğerlerinden ayıran sadece içeriğindeki bileşenlerin kattığı eşsiz lezzet değil aynı zamanda sağlığımız açısından sunduğu, saymakla bitmeyen faydalarıdır. Sıcacık evinizde kış manzarasına karşı bir fincan kış çayınızı yudumluyorken gelin bu çayın faydaları neler birlikte bir göz atalım.
Kış Çayının Faydaları Nelerdir?
Hem insanın içini ısıtan hem de vücut direncini kuvvetlendiren kış çayı tam bir şifa deposudur desek yanılmış olmayız. Çeşitli bitki ve baharatların özenle harmanlandığı ve eşsiz aroması ile öne çıkan kış çayının bileşenlerini ve faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Kuşburnu Çayı: Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde etkin bir rol oynar. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi demek hastalıklar karşısında kolay kolay savunmasız kalmamak demektir. Yani, kuşburnu çayı özellikle mevsim geçişi sırasında hastalıklara yakalanmamak için güçlü bir antioksidandır.
Papatya Çayı: Son dönemlerin en sık karşılaşılan şikayetlerinden kronik yorgunluk, halsizlik ve stresin çözümü papatya çayıdır. Düzenli tükettiğimizde bu şikayetlerimizin yavaş yavaş azaldığını görmemiz kaçınılmaz.
Ihlamur Çayı: Artık çok geç, hastalığa yakalandım bile diyenlerdenseniz en iyi çözüm yine kış çayı olacaktır. Bu çay grip, nezle, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi sağlık sorunları üzerinde de iyileştirici etkiye sahiptir.
Nane Çayı: Bu çayı henüz hastalığa yakalanmadan önce içmek gribal enfeksiyonlara, bakteri ve virüslere karşı vücudun direnebilmesini sağlar.
Yeşil Çay: Metabolizma üzerindeki hızlandırıcı etkisiyle bilinen yeşil çay formunu korumak isteyenlerin vazgeçilmez içeceklerinden biri diyebiliriz.
Tadı Damağınızda Kalacak Kış Çayı Tarifi
Şimdi herkesin evinde hazırlayabileceği muhteşem bir enerji ve vitamin deposu tarifi paylaşmak istiyoruz sizinle.
Zencefilli Kış Çayı Tarifi
Zencefil sindirim sisteminden karaciğere kadar tüm vücudumuza sağladığı faydalarla bilinir ve kış çaylarının vazgeçilmezidir. Kışın üşümemek için içilebilecek zencefilli kış çayı için malzemeler;
· 2 tane adaçayı yaprağı
· 3 adet okaliptüs yaprağı
· 1 tane çubuk tarçın
· 5 tane papatya
· Fındık büyüklüğünde zencefil
· Tercihe göre bir miktar bal ve limon
Malzemelerin tamamını cezve ya da küçük bir demliğe koyuyoruz. Üzerini geçecek kadar su ekliyoruz ve bir saat kadar orta ısıda kaynatıyoruz. Çayın demini tam olarak alabilmesi için tüm malzemelerin bir arada kaynatılması gerekir. İçileceği zaman tercihe göre limon ve bal ekleyebilirsiniz.
Tarifini sunduğumuz bu eşsiz lezzeti hazırlayabilir ya da kahve sevenlerdenseniz tada! formülü ile yeni bir boyut kazanan Türk kahvesini satın alarak kahve saatlerinizi eşsiz kılabilirsiniz.
Her yıl Şubat ayının 14. günü Sevgililer Günü olarak kutlanır. Bu özel günde herkes hayat arkadaşıyla birlikte hem mutluluk dolu hem de romantik bir şekilde vakit geçirir. Sevgililer Günü bazı toplumlarda “Aziz Valentine Günü” olarak da anılır. Bunun nedeni ise 14 Şubat’ın Valentine adındaki din adamı için ilan edilen bir bayram günü olmasıdır.
Valentine, bazı dillerde “Sevgili” anlamına gelir. Bundan dolayı da din adamı için ilan edilen bu bayram zamanla Sevgililer Günü hâlini almıştır. Sevgililer Gününü birlikte geçiren çiftlerin pek çoğu, bugünü lezzetli tatlılarla taçlandırır. Biz de hem Sevgililer Gününde lezzetli tatlılar yapmak isteyenlere hem de bu tatlıların sağlıklı olmasını tercih edenler için fit aşk tatlısı önerilerini sıraladık.
14 Şubat İçin Aşk Tatlısı Önerileri
1. Yulaflı Aşk Kurabiyesi
Herkesin severek tükettiği kurabiye, 14 Şubat Sevgililer Günü için de çok özel bir tatlı seçeneği. Yulaflı Aşk Kurabiyesi, içerisindeki fıstık ezmesi ve üzerindeki bitter çikolata kaplamasıyla damaklarımızı şenlendirecek. Üstelik pratik bir şekilde hazırlanabilmesiyle de favoriniz olacak!
Kurabiyenin yapımı için 6 yemek kaşığı kadar yulaf ununu, 2 yemek kaşığı fıstık ezmesi, 1yumurta, 2 yemek kaşığı süt ve damak tadımıza göre balla karıştırın. Yulaf unu için yulaf ezmesini rondodan geçirebilirsiniz. Karışımımız yumuşak bir kıvam alınca kurabiyeleri kalpli kalıp yardımı ile şekillendirerek yağlı kağıt serili tepsiye dizin. Kurabiyeleri önceden ısıtılmış 190 derece fırında 15 dakika kadar pişirin. Piştikten sonra da kendini çekmesi için fırında 5-10 dakika bekletin.
6-7 kare bitter çikolatayı 1 tatlı kaşığı tereyağı ile benmari usulü erittikten sonra kurabiyeleri çikolata sosa batırın. Kurabiyelerimizi dilediğimiz gibi süsledikten sonra 14 Şubat’a özel aşk kurabiyelerimizi tüketebilirsiniz.
2. Hurmalı Aşk Topçukları
Bu minik topçuklar 14 Şubat’ta sevgilimizle birlikte tüketebileceğiniz leziz atıştırmalıklar arasında. İç dolgusuyla ve fındık lezzetiyle benzersiz bir uyum yaratan bu tatlıyı 14 Şubat’ta yapılacaklar listenize ekleyebilirsiniz.
Hurmalı Aşk Topçukları için 4 adet çekirdeği çıkarılmış hurmayı sıcak suda bekletin. Hurmalar iyice yumuşayınca püre hâline getirin ve üzerine 1 çay bardağı ince çekilmiş fındığı, yarım yemek kaşığı kadar kakaoyu ekleyin. Karışımı hamur hâline getirin ve daha sonra küçük parçalar koparıp iyice açarak içerisine fıstık ezmesi ekleyin. Bu aşamada farklı ezmeler de kullanılabilir. Ezmeyi ekleyince hamuru top haline getirip dışını antep fıstığı, hindistan cevizi gibi malzemelerle süsleyebilirsiniz. Artık sevgilinizle birlikte bu leziz atıştırmalıkları tüketebilirsiniz.
3. Fıstık Ezmeli Fit Aşk Barları
14 Şubat’ta çay ve kahvelerin yanında tüketebileceğimiz hem pratik hem de lezzetli barlar ile bu özel günü renklendirebilirsiniz. Tarifte dilerseniz fındık veya bademezmesi de kullanabilirsiniz.
125 ml kadar yulaf ezmesini rondodan geçirerek başlayın. Daha sonra üzerine 125 ml daha yulaf ezmesi ekleyerek karıştırın. 3 yemek kaşığı fıstık ezmesini, 2 yemek kaşığı kadar balı ve 2 yemek kaşığı suyu karışıma ekleyerek homojen hâle getirin. Karışımı bir bor cama yayıp buzdolabında yarım saat kadar dinlendirin. Harcımız soğurken üzeri için 1 paket bitter çikolatayı ve 1 tatlı kaşığı kadar tereyağını benmari usulü eritin. Harcı dolaptan çıkarıp çikolatayı üzerine yayın. Çikolata donana kadar tekrar dolaba kaldırın ve tüketeceğiniz zaman bıçak yardımıyla dilediğimiz şekilde dilimleyin.
14 Şubat’ta tatlı hazırlayacak vaktiniz yoksa tada! ürünleri arasında yer alan hem sağlıklı hem de lezzetli atıştırmalıkları tercih edebilirsiniz.
Çocukların pek çoğu okuldan döndüklerinde heyecan ve mutlulukla mutfağa yönelir. Dolabı karıştırır; yiyecek bir şeyler arar. Büyük ihtimalle biz de çocukluğumuzda tıpkı onlar gibi okuldan dönünce bir şeyler atıştırmak isterdik. İşte bu aşamada annelerin pek çoğu da hem pratik bir şekilde ve hızlıca bir şeyler hazırlamak ister hem de hazırladıkları yiyeceğin sağlıklı olmasını tercih eder. İşte çocuklarımıza okul dönüşünde hazırlayabileceğimiz hem sağlıklı, hem lezzetli hem de pratik atıştırmalık seçenekleri:
Okul Dönüşü İçin Sağlıklı ve Pratik Atıştırmalıklar
1. Bol Proteinli Sandviç
Sandviç, hem çok fazla seçenekle hazırlanabilmesi hem de tüm besin öğelerini içermesiyle çocukların ve annelerin vazgeçilmez atıştırmalıklarından biri. Üstelik sağlıklı ürünlerle hazırlandığında kalori açısından dengeli, liften zengin, az yağlı ve şekersiz olabilir. Bu aşamada çocuklarımıza yüksek proteinli tada! Tavuk fileto ile leziz bir sandviç hazırlayabilirsiniz. tada! Tavuk Fileto’yu light mayonez ile karıştırıp marul, salatalık, baharat gibi malzemelerle birlikte tahıllı ekmeğin arasına koyarak doyurucu bir atıştırmalık sunabilirsiniz.
2. Ev Yapımı Meyveli Yoğurt
İçerisinde çeşit çeşit katkı maddelerinin olduğu meyveli yoğurtlar yerine çocuğumuza evde besleyici ve sağlıklı bir meyveli yoğurt hazırlayabiliriz. Böğürtlen, şeftali, muz, çilek, ahududu gibi birçok meyveden çocuğumuzun sevdiklerini yoğurtla birlikte karıştırabilirsiniz. Tatlandırmak için ise karışımın içerisine biraz bal eklemek yeterli.
3. Avokado Soslu Glutensiz İnce Gevrek
Sağlıklı yağ, karbonhidrat ve protein üçlüsünü bu atıştırmalıkta bir araya getirebilmemiz mümkün. Avokado sos için olgunlaşmış yarım avokadonun içerisine birkaç damla limon, bir kaşık kadar labne peynir, karabiber, tuz ve zeytinyağı ekleyelim. Homojen hâle gelene kadar karıştırdıktan sonra tada! Glutensiz Zerdeçallı İnce Gevreğin üzerine sosu sürelim. Ayıklanmış nar tanelerini de avokado sosun üzerine ekledikten sonra leziz ve doyurucu atıştırmalığımız hazır!
4. Sağlıklı Patates Cips
Her çocuk patates cipsi sever. Bunu daha sağlıklı hâle getirmek ise bizlerin elinde. Patatesi mandolin doğrayıcı ile veya bıçak yardımıyla ince ince dilimleyelim. Daha sonra karabiber, tuz, pul biber gibi baharatlar ve zeytinyağı ile lezzetlendirelim. Fırında kızarana kadar pişirdikten sonra çocuğumuza daha sağlıklı bir patates cips servis edebiliriz.
Siz de sağlıklı ve lezzetli pek çok atıştırmalık için tada!’ya uğrayabilir; çocuğunuzu besleyici ve doyurucu atıştırmalıklarla mutlu edebilirsiniz.
Su yaşamın temelidir ve en önemli varlıklarımızdan biridir. Son 20 yılda dünyada "su stresi" kavramının konuşulduğunu biliyoruz. Bu sebeple su tasarrufu yapmak, sadece bireysel yararın dışında dünyaya da katkı sağlamak açısından yapılması gereken fedakarlıklar arasında yer alıyor. Diğer yandan su tasarrufu yaparak faturalarımızı düşürürken en önemlisi de gelecek nesillere çok daha iyi bir dünya bırakabiliriz. Üstelik su tasarrufu yaparken çok fazla çaba sarf etmemiz de gerekmiyor. Unutmayalım ki ülkemiz artık su zengini bir ülke değil! Peki nasıl su tasarrufu yapabiliriz? İşte bazı basit adımlar...
Musluğu Kapatın
Ellerimizi yıkarken veya dişlerimizi fırçalarken sürekli suyun akmasına izin verdiğimizde ortalama 3-4 litre su harcarız. Buna ek olarak duş esnasında geçirdiğimiz her 1 dakika için ekstra 10-15 litre su tüketmiş oluruz. Bu sebeple ihtiyaç duymadığımız kısacık sürelerde bile musluğu kapatabilir ve duş süremizi daha kısa tutabiliriz.
Çamaşır ve Bulaşık Makinesi Kullanın
Kirli giysileri biriktirmek de bir su tasarrufudur. Çünkü iki yarım çamaşır makinesi, tam bir makine yıkamasından çok daha fazla enerji ve su harcar. Bu sebeple çamaşır makinesini tam doldurmak için kirli kıyafetleri yeterince birikinceye dek saklamalıyız. Benzer şekilde bulaşık makinesi de her kullanımda tam olarak doldurmalı ve bulaşıkları elle yıkamaktan kaçınabiliriz. Her iki makine türünde de su ve enerji tasarrufu yapan modeller kullanmak çok daha fazla tasarruf etmemizi sağlar.
Yağmur Hasadı Sistemi Kullanın
Son zamanlarda popülaritesi artan yağmur suyunu hasat etmek, yüksek miktarda su tasarrufu yapmamızı sağlayabilir. İş yeri veya konut fark etmeksizin çatı oluklarından aşağıya inen yağmur sularını basit depolama sisteminde biriktirebilir, bahçe sulaması gibi işlerde kullanabiliriz. Benzer şekilde ekstra dış mekan bitkileri sulama işlerinde otomatik sulama cihazları tercih edebilir, su kullanımını yüzde 33 oranında azaltabiliriz.
Yemek Yeme Kültürünü Değiştirin
Bir besin maddesinin büyümesi, işlenmesi ve nakliyesi için çok fazla su kullanmak gerekir. Bu bağlamda et ve süt ürünleri için de hayvan yetiştiriciliği yapmak aynı oranda kullanılan su miktarını artıracaktır. Dünya genelinde başlatılan su izni azaltma kampanyasına dahil olmak için et ve süt tüketimini azaltabilir, yerel bölgelerden alışveriş yapabilir ve varsa kendi bahçemizde yiyecek yetiştirebiliriz. Bu yöntem sadece toplam su miktarını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda gıda atıklarını da minimum seviyeye indirmeyi mümkün kılar. tada! olarak bizler doğal kaynakları koruma misyonumuzun bir parçası olarak su tasarrufunu önemsiyoruz. Yapabileceğimiz bu küçük değişiklerle su tasarrufu elde edebilir, gelecek nesillere ve yeryüzündeki tüm canlılara daha iyi bir dünya bırakabiliriz.
Doğal yağlardan yardım alarak evlerimiz ve kendimiz için mis gibi kokan sabunlar, dezenfektan spreyler ya da rahatlatıcı küçük doğal parfümler yapmamız mümkün. Kolayca yapabileceğimiz bu doğal içerikli ürünler sayesinde evimizdeki eşyaları toksik olmayan maddeler ile temizleyebilir ve sevdiklerimizin sağlığını koruyabiliriz. Satın aldığımız kimyasal içerikli temizleyicilerin geriye toksik kalıntılar bıraktığını biliyoruz. Kendimiz yapabileceğimiz ev yapımı doğal dezenfektanları bütçeden de tasarruf ederek gönül rahatlığı ile mutfak, salon ve tuvaletlerde kullanabiliriz. Ev, ofis, mutfak gibi alanlarda farklı amaçlarla büyüleyici kokulara sahip yağlardan yararlanabiliriz. Soğuk kış aylarında grip ve nezle gibi rahatsızlıklarla doğal yollarla baş edebilmemizi de sağlayan bu yağların burun açma, ağrı gidermeye yardımcı olma ve rahatlatma gibi özellikleri de vardır. Antibakteriyel ve antiviral özelliklerini kullanabilir, küçük yanık ve sıyrıklarda ise antiseptik olarak yararlanabiliriz.
Pek çok esansiyel yağın temizleyici ve koruyucu etkileri söz konusudur. Bunlardan başlıcaları; karanfil, palmarosa, nane, çay ağacı yağı, nioli, citronella, paçuli, sedir, okaliptüs, portakal ve limondur. Okaliptüs yağı; antiviral ve antibakteriyel özelliklerinin yanı sıra aynı zamanda birinci derece yanıklara ilk müdahale için oldukça uygundur. Kesik, bit, böcek ısırması cilt problemlerinde de etkili olan okaliptüs yanıkların enfekte olmasını engeller. Paçuli, vetiver, lavanta gibi yağlar ise çantamıza atmalık muhteşem kokulu yağlardandır. Stresli günlerde kokularıyla daha sakin ve rahat bir gün geçirmemize yardımcı olurlar. Özellikle öfke kontrolü için selvi, lavanta ve bergamot önerilir. Anksiyete için vetiver ve paçuli, konsantrasyonu arttırmak için kan portakalı ve limon sıklıkla tavsiye edilir. Kekik, nane, okaliptüs ve portakal aynı zamanda ağrı kesici özellikleri ile öne çıkar. Baş ağrılarımız için alnımıza yapacağımız küçük masaj hareketleri ile bu yağlar hem ruhumuza hem de ağrımıza iyi gelir.
Sadece ev temizliği amaçlı değil evimizin havası değişsin diye de esansiyel yağlardan yardım alabiliriz. Difüzörümüze damlatacağımız birkaç damla esansiyel yağ ile evimizin havasını değiştirirken bir diğer yandan aromaterapinin ruhumuz için olan faydalarından da yararlanabiliriz. Nane, selvi, sedir ağacı ve okaliptüs gibi yağlar aynı zamanda doğal nefes açıcılardır, bizlerin rahat bir nefes almasına da yardımcı olurlar.
Ülkemizin dört bir yanı birbirinden güzel ve eğlenceli tatil rotalarına sahip. Kuzeyi, güneyi, doğusu, batısı derken, nereye gitsek doğal güzellikleri, tarihi, havası, sanatı, mutfağı ve gezi rotaları ile tadını damağımızda bırakacak bir tatil bizi bekliyor demektir.
Birinci dönemin bitmesine sayılı günler kaldı. 21 Ocak 2022 Cuma günü sona erecek ve çocuklarımız okul stres ve ders yoğunluğuna ara vererek, iki haftalık yarıyıl tatiline başlayacaklar. Çocuklarımız ile bu ara tatilde eğlenceli bir program yapmadan önce, kışın bu soğuk günlerinde içimizi ısıtacak bir gezi rehberi çok faydalı olurdu.
İşte okul stresini unutmak ve keyifle gezip öğrenmek için çocuklarımızla gidebileceğimiz sıcacık ve eğlence dolu rotalar:
Bilim ve teknolojiye meraklı çocuklarımız için, İzmir’deki Uzay Kampı harika bir tatil önerisi olabilir. 7-15 yaş arasındaki çocuklar için düzenlenen bu kamp, aynı zamanda günübirlik geziler için de imkan sağlıyor. Güneş sistemine yolculuk, astro tur, simülatörlü aile turu ve uzay serüveni, kamptaki etkinliklerden sadece birkaçı.
Çocuklarımız ile ara tatilde gidebileceğimiz gezi rotaları listesi hazırlıyoruz, ama Bolu aslında yılın her ayında gidebileceğimiz bir şehir. Kış mevsiminde gittiğimizde ise, doğal güzelliklerine bir de muhteşem kar manzaraları eşlik ediyor. Çocuklarımızla Abant Tabiat Müzesi’nde hayvanlar alemine keyifli bir yolculuk yapabilir, Abant Gölü çevresinde yürüyüş yapabilir, yemyeşil yaylaların tadını çıkarabilir, acıktığınız zaman ta!da!’nın atıştırmalıklarını deneyebilirsiniz.
Bütün bir günü çocuklarımızla çılgınlar gibi eğlenerek ve lego yaparak geçirmeye ne dersiniz? Üç bin metrekarelik bir alana kurulan Legoland’de, lego fabrikası, lego havuzu, lego sineması ve lazer oyunu ile zamanın nasıl geçtiğini anlamak imkansız olacaktır
İstanbul’a yakın bir tatil için, Kocaeli’nin Kartepe ilçesi doğru bir tercih olabilir. Kartepe deyince, akla ilk olarak kayak tatili gelse de, çocuklarımızla yapacağımız bir tatil için, Ormanya da güzel bir alternatif olabilir. Yürüyüş parkurları ve hayvanat bahçesi ile adeta çocuklarımızla eğlenceli bir gün geçirmeniz için tasarlanan Ormanya’nın bir başka özelliği ise, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise üçüncü en büyük doğal yaşam alanı olması. İstanbul ve çevresinden günübirlik bir gezi yaparak Ormanya’ya gitmek ve burada çocuklarımız ile geçireceğimiz dolu dolu bir günün yorgunluğu sıcak bir çay ile atarken yanında ta!da!’nın enfes kurabiyelerinden tatmak kulağa çok hoş geliyor.
Yaşı ne olursa olsun her zaman çocuk kalanlar için kurulan Oyuncak Müzesi, dünyanın hemen her yerinden dört binden fazla oyuncağı bir araya getiriyor. Üstelik içlerinde 1700’lü yıllardan kalma oyuncaklar bile bulunuyor. Vakitleri tablet ya da cep telefonları ile geçiren çocuklarımızla Oyuncak Müzesi’ne giderek, onlara oyuncakların önemini hatırlatmak hoş bir fikir olabilir. Bu arada biz de çocukluk günlerimize geri dönerek anılarımızı yad etme fırsatı yakalayabiliriz.
Ama nereye gidersek gidelim, acıktığımız her an ta!da!’nın sağlıklı ve lezzetli yemeklerini yanımıza almayı unutmayalım. Keyifli tatiller!
Kuru bir tahıl olan ve yulaf, kuruyemiş, meyve, buğday gevreğinden elde edilen müsli; özellikle son yıllarda sıkça görmeye başladığımız bir besin haline geldi. Müsli, özellikle kahvaltı öğününde sıklıkla tüketiliyor. Gün boyu tok tutmasıyla bilinen müslinin sağlık açısından pek çok faydası bulunur. Vitamin ve mineral deposu olan müsli, bağışıklığı güçlendirmeye destek olur, enerji verir ve kolesterolün düşmesine yardımcı olur. Müslinin yararları bunlarla sınırlı değildir. Bu besin, sindirimi de kolaylaştırır.
Müslinin içerisinde bulunan lif, bağırsaklar ve sindirim sistemine de destek sağlar. Bağırsaklarımızın korunmasına ve sindirim sistemimizin düzgün çalışmasına yardımcı olan müsli, kabızlığın önlenmesinde de rol oynar. Müsliyi lif açısından zengin olan meyvelerle birlikte tüketebiliriz.
Güvenle tercih edebileceğimiz ta!da! müsli, elmalı ve tarçınlı çeşidiyle beslenme rutinimizin vazgeçilmezi olmaya aday!
Tüm kalite standartlarına uygun olarak üretilen ta!da! elmalı ve tarçınlı müsliyi süt veya yoğurtla birlikte tüketerek daha da sağlıklı bir hale getirebiliriz. Hatta, müsliyle birlikte hazırlayabileceğimiz farklı tarifler de var. Bu tarifler sayesinde bu besini her gün farklı bir şekilde tüketerek beslenme öğünümüze çeşitlilik kazandırabiliriz.
Müsliyle birlikte meyve de tüketerek hem onu daha lezzetli bir hale getirebilir, hem de faydasını arttırabiliriz. Bunun için, elmalı müsliye şans verebiliriz. Hatta elmalı ve tarçınlı müsli kullanarak hazırlayabileceğimiz bir tarif ile günün her öğününe lezzet katabiliriz.
Elmalı müslimiz hazırsa; kuru üzüm, fındık parçaları, kırmızı orman meyveleri veya kuru kayısı gibi meyvelere ek olarak bal ve yoğurtla birlikte sağlıklı bir tarif hazırlamak çok kolay! Müsliyi ve yoğurdu bir kaseye koyduktan sonra, meyveleri küp şeklinde kesiyoruz. Ardından ise, biraz daha yoğurt ve müsli ekliyoruz. Son olarak da kuru üzüm, fındık parçaları ve bal ekleyip hepsini karıştırıyoruz. İşte sağlıklı atıştırmalığımız hazır. Kolayca hazırlanabilecek bu tarifi evde hazırlayarak iş yerine de götürebiliriz.
Uzun süre tok kalmayı sağlayacak, her öğüne lezzet katabilen ta!da! müsli ile sağlıklı yiyecekler hazırlamak mümkün.
Yeni yılın bize hazırladığı sürprizleri kesin olarak bilemesek de astroloji bize bu konuda yardımcı olabilir. Zorluklarla dolu bir yılı geride bırakmaya hazırlandığımız bugünlerde 2022 yılı için burçlar bize neler söylüyormuş, gelin birlikte bakalım.
Ateş grubu bu yıl artan cazibesi ile çevresini büyüleyecek. Bu, aşk açısından olumlu sonuçlar doğursa da adımlarını dikkatli atmaları gerekecek. İş yaşamında pek çok başarıya imza atacak ve parasal açıdan bu yılı çok bereketli geçirecekler. 2022 yılında ateş grubu kilo almaya eğilimli olduğu için beslenme konusunda kontrolü olmalılar. Bu konuda ta!da!’nın lezzetli ve sağlıklı atıştırmalarından yardım alabilirler.
Toprak grubunun aşk konusunda enerjisi yükselecek. Yeni tanışacakları kişilerle iyi ilişkiler kuracak ve belki de hayatının aşkını bulacaklar. İş hayatında yaşanacak değişimlerden karlı çıkacaklar. Kendinden emin ve cesur duruşları iş konusunda öne çıkmalarını sağlayacak. Özellikle başaklar 2022’nin ilk 6 ayında çok aydınlık zamanlar geçirecek.
Su grubu aşk konusunda yeni ve sürpriz başlangıçlar yapacak. Öğrenme kabiliyetleri artan su burçları entelektüel çalışmalara ağırlık verecek. Akrepler maddi konularda son derece rahat edecek ve iş yaşamında başarılı olacaklar. Para harcamak isteyen yengeçlerin ise kontrolü davranması önemli.
Su grubunun özellikle Eylül ve Ekim aylarında kilo kontrolüne dikkat etmeleri ve spora ağırlık vermeleri gerekli. Outdoor sporları sevenler, dışarıda faydalı şekilde beslenmek için ta!da!’nın pratik outdoor ürünlerini tercih edebilirler. Bu sayede yoğun tempolu günlerde dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzenini koruyabilirler.
Hava grubunun yeni yılda enerjisi yüksek olacak. Özellikle sosyal hayatta kendini gösteren pozitif enerji hava grubuna aşk hayatında güzellikler getirecek. Bu aydınlık hava parasal açıdan da kendini gösterecek. Teraziler kazandıkları paranın bir kısmını biriktirebilecek. İş hayatında beklediği gelişmeler gerçekleşecek olan ikizlerin, ev ve iş hayatı arasında dengeyi sağlamak için özen göstermesi gerekecek.
Burcumuz ne olursa olsun yıl boyu sağlıklı kalabilmemiz için iyi beslenmemiz gerekir. Dengeli ve sağlıklı bir beslenme için ta!da’nın özel lezzetleri yeni yılda da bizlerle!
Salata, özellikle öğle ve akşam yemeklerinin vazgeçilmezidir. Sağlıklı ve besleyici olan salataların çok zaman harcamadan hazırlanabilmesi de onları tercih etme sebeplerimiz arasında yer alıyor. Düşük kalorili olmasına rağmen doyurucu olan pek çok salata bulunuyor. Bunlardan birisi de Niçoise Salata. Farklı besinlerin ortaklığıyla hazırlayabileceğimiz bir salata olan Niçoise’nin içerisinde bulunan faydalı besinler, onu lezzetli olduğu kadar çok sağlıklı bir salata haline getiriyor.
Bu salatayı yapmak hiç zor değil. Çoğu evimizde bulunan malzemelerle hazırlayabileceğimiz bu salatayı aşağıdaki malzemelerle hazırlayabiliriz.
2 orta boy yumurta
200 gram kadar, kalın bir şekilde doğranmış bebek patates
8 adet cherry domates
1 marul kalbi ve yaprakları
100 gram bezelye içi
200 gr ton balığı
ta!da! acılı sardalya konservesi
2 yemek kaşığı mayonez
Limon
Malzemelerin hepsini toparladıktan sonra salata yapımına başlayabiliriz. Bebek patatesleri ve yumurtaları bir tencerede 7 dakika boyunca haşlıyoruz. 7 dakika sonunda yumurtaları sudan alıyor ve bezelyeleri tencereye atarak 4 dakika daha haşlıyoruz. Sonrasında haşlanan yumurta, patates ve bezelyeleri süzgeç yardımıyla süzerek soğumaya bırakıyoruz. Soğuduktan sonra yumurtaları soyup 4’e bölerek bezelye, patates, cherry domates ve marullarla birlikte servis kasesine alıyoruz. Ardından sıra denizden gelen lezzetlerden biri olan ta!da! acılı sardalya konservesini eklemeye geliyor. Onu da ekledikten sonra ton balığını parçalara bölerek serpiştiriyoruz. En sonda da mayonezi zeytinyağı ve biraz limon ile sulandırarak kasenin üzerinde gezdiriyoruz. Salatamız yemeye hazır!
Oldukça sağlıklı olan deniz ürünlerinin, porsiyonlarına göre haftada bir veya iki kez tüketilmesi tavsiye ediliyor. ta!da! acılı sardalya, yüksek omega-3 oranıyla sofraların vazgeçilmezi olabilecek bir ürün. Aynı zamanda protein açısından da zengin olan bu konserve, bu özelliğiyle uzun süre tok kalmamıza yardımcı oluyor. Eğer bir diyet programımız varsa, doktorumuza danışarak bu ürünü de programa ekleyebiliriz.
Direkt olarak tüketebileceğimiz acılı sardalya konservesi, pratik kullanım avantajı sunuyor. Salataları lezzetlendirmekle kalmayıp tek başına da enfes bir tat olan ta!da! acılı sardalya konservesi ile doyasıya lezzet sofralarda!
Yaşamımız süresince çeşitli ihtiyaçlarımızı karşılamak için farklı enerji türlerinden faydalanırız. Sınırsız kullandığımız kaynaklar, çevre için olumsuz sonuçları da beraberinde getirir. Şu anda sınırsız kullanılan kaynakların pek çoğunu ileride bulamamamız muhtemel. Bu da hem toplum yaşamındaki refahın düşmesine ve çevre sorunlarına yol açabilir. Toplum olarak el ele verip enerjiden tasarruf etmek ise hiç zor değil. Ocak ayının 2. haftası enerji tasarruf haftası olduğundan, gelin sürdürülebilir bir doğa için nasıl enerji tasarrufu yapabiliriz, bir göz atalım.
Enerji tasarrufu yapmak, hem geçmişte, hem şimdi hem de gelecekte en önemli ihtiyacımız olan enerjiyi bilinçli kullanmamıza olanak tanır. Aşırı kullanımın önüne geçerek enerji harcamaları için ödenen miktarları da düşürmeye yardımcı olur.
Enerji tasarrufu, doğanın kendini yenilemesine imkan sağlar. Doğaya ve ekolojiye katkılarının yanı sıra enerji tasarrufu, ülkedeki enerji ihtiyacını da azaltmaya yardımcı olur. Hem bireysel olarak hem de ülke genelinde maliyetleri azaltan ve enerji tasarrufu, kullanılan enerji kaynaklarından kazanç elde etmeye olanak tanır.
Enerji kaynaklarımızın giderek azalması ve bunun gelecekte kıtlık boyutuna ulaşma ihtimali nedeniyle, toplum olarak sürdürülebilirliği desteklememiz çok önemli. Bu enerji tasarrufu noktalarına dikkat ederek hem şimdi fatura yükümüzü azaltabilir hem de gelecek için önemli bir adım atabiliriz:
Buzdolaplarının tavsiye edilen ısıda kullanılması gerekir. Bu sıcaklık dondurucu için -18, buzdolabı için 4 derecedir.
Satın alınan beyaz eşyaların A, A++ gibi enerji sınıflarında olmasına dikkat edilebilir.
Buzdolaplarının kapağının gerekmedikçe açılmaması gerekir. Aksi takdirde ısı kaybından dolayı buzdolabı daha fazla çalışmaya başlar. Aynı durum fırınlar için de geçerlidir. Fırının kapağı açıldıkça derece düşeceğinden daha fazla enerji tüketimi gerçekleşir.
Kullanılmayan elektrikli aletlerin fişleri mutlaka prizden çekilmelidir.
Su ısıtırken ısıtıcıya ihtiyaçtan fazla miktarda su eklenmemelidir.
Enerji tüketimini destekleyen ve daha uzun süre kullanılabilen ampuller seçilmelidir.
Çamaşır yıkanırken enerjinin yaklaşık %90’ı suyu ısıtmak için harcanır. Bu nedenle çamaşırlar gerekmedikçe yüksek ısıda yıkanmamalıdır.
Bulaşık yıkarken kir düzeyine uygun program ayarlaması tercih edilmelidir.
Bina yalıtımları enerji verimliliğini destekleyen teknolojilerle yapılmalıdır.
Sıcak su ve elektrik için güneş panellerinden faydalanılmalıdır.
ta!da! olarak biz de hem doğa için hem de gelecek nesiller için enerji tasarrufu yapılması gerektiğinin farkındayız. Sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanarak ve seçimlerimize dikkat ederek bizler de doğaya destek olabiliriz. Bunun için de ürünlerimizi temiz enerji kullanarak üretiyoruz.
Koca bir yılı geride bırakarak yeni bir yıla “merhaba” dediğimiz yılbaşı gecesinde, sevdikleriniz ile birlikte hep hatıralarınızda kalacak bir yeni yıl coşkusu yaşamaya hazır mısınız? Umutları ve hayalleri de ardından getiren yeni bir seneye adım atacağınız yılbaşı gecesinde, sizlerde bu anı kuşkusuz ki en yakınlarınızla paylaşmak istiyor olmalısınız… Hayallerinizle barıştığınız ve umutlarınıza sıkıca sarıldığınız yılbaşı gecesinde, sevdiklerinizle birlikte yaşanacak güzelliklerle dolu bir yeni yıla adım atarken, geri sayım başladığından heyecana hazır olun!
Covid salgının hayatı durma noktasına getirdiği, sevdiklerimizi ve yakınlarımızı dahi görebilmemize mani olduğu, evlerimize kapanarak sosyalleşmekten uzak yaşadığımız bu sıkıntılı yılı geride bırakırken, umuyoruz ki 2022 yılı pandemiden uzak, sağlıklı ve eğlenceli bir yıl olsun hepimiz için...
Artık normal hayatımızın özlemini fazlasıyla hissettiğimiz bugünlerde, pandeminin hakim olduğu zamanların yavaş yavaş sona ereceğini de biliyoruz. Ve tüm kalbimizle diliyoruz ki covid-19 salgınını yenmeyi başardığımız yıl, 2022 yılı olsun. Belki de bir yılbaşı klasiği olan tombala oynarken, elimizde biletimiz yılbaşı piyangosunun çekiliş sonuçlarını beklerken, dostlarımızı evimizde misafir ederken, şarkılar söyleyip yakınlarımızla eğlenirken ya da ailemiz ile televizyondaki yılbaşı programlarını izlerken, 2021 yılındaki tüm yaşanmasını istemediğimiz üzüntülerimizi geride bırakacak ve umut dolu bir 2022 yılına bir başlangıç yapacağız.
2022 yılına adım attığımız bu özel gece için de kıymetli vaktinizi ayırdığınız tek şey sevdikleriniz ve yakınlarınız olsun istiyoruz. Çünkü Tada!’nın özenle seçilmiş malzemelerden yapılan son derece sağlıklı hazır yemekleri ile eşsiz bir yılbaşı sofrası kurabilir, birçok yemek alternatifi ile yılbaşı gecenize lezzet katabilirsiniz. Yılbaşı heyecanına ortak olan unutulmaz sofralarda sevdiklerinizle mutlu anlar geçirebilirsiniz.
Hepinize sağlıklı, mutlu, sevgi dolu ve hayallerinizin gerçekleşeceği bir yeni yıl dileriz. Mutlu yıllar!
https://store.tada.com.tr/collections/hazir-yemek
Seyahat etmek insanı her daim özgür hissettiren yegane şeylerden biri. Dünya olağanüstü güzelliklere sahip bir gezegen ve her bir noktası görülmeye değer. Bir kez yola koyulunca asla duramıyoruz. Yeni yerler görmek, farklı kültürlere şahitlik etmek insanın ruhunu besler. Bu durumun ingilizce karşılığı bile mevcut; Wanderlust! Dünyayı dolaşmak, yeni yerler keşfetmek için karşı konulmaz bir istek duyma anlamına geliyor. Siz de kendinizi bir wanderlust olarak tanımlıyorsanız ve yeni yıl için planlar yapmaya başladıysanız bizden size birkaç öneri!
Çizgi film karakteri Tazmanya Canavarı’nın anavatanı olan bu ada, Avustralya’nın güneyinde kalmaktadır. UNESCO doğa mirası listesinde bulunan Tazmanya Adası doğal parklarıyla ünlüdür. Royal Tasmanian Botanical Garden’ da yeni maceralara yelken açabilir, birbirinden farklı bitki ve hayvan çeşitliliğine şahit olabilirsiniz. Dilerseniz Tazmanya adasına özgü Cottage evlerde konaklayabilir veya çadırınızla tatil yapıp doğayla bir bütün olabilirsiniz. Memleketten uzak olsanız da anne yemeği tadında Tada! lezzetleriyle özlem giderip, zamanınızı rahatça gezmeye dolaşmaya ayırabilirsiniz. Egzotik bir tatil arayışındaysanız Tazmanya’nın geniş kültür yelpazesi kesinlikle ilginizi çekecektir.
Görmeniz gereken yerler adlı bir gezi rehberinin olmazsa olmazı elbette Mısır’dır. İnsanı büyüleyen otantik havasıyla, kadim tanrıların şehri sizi başka bir dünyada hissettirecek. Bu gizemli mistik topraklarda adım attığınız her yer aklınızı başınızdan alacak. Dünya’nın 7 harikasından biri olan Keops piramidi ve Krallar vadisi, Luxor ve Karnak Tapınakları mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Saymakla bitmeyecek eserler ve tapınakların olduğu bölgede kaçırdığınız bir yer olmaması için tur şirketleriyle anlaşıp kültürel gezilere katılabilirsiniz. Mısır’ın can damarı Nil nehrinde tekne turuna katılmayı da ihmal etmeyin.
Dünya üzerindeki farklı kültürleri tanımak için popüler destinasyonlardan ziyade daha bilinmedik yerlere gitmek gerekir. Çek Cumhuriyeti’nin küçük ama tatlı bir şehri olan Telc’de tam olarak böyle bir yer! Barok tarzı mimarisiyle Dünya Mirası olarak kayıtlara geçen Telc Şatosu, sizi farklı bir yüzyılda hissettirecek. Müziğe düşkünlükleriyle bilinen ülke birçok müzik ve dans festivaline de ev sahipliği yapar. Yaz aylarının dahi serin geçtiği ülkeye mayıs ve eylül ayları arasında gidilmesi tavsiye edilir.
Hum ve Podvelez dağları arasında kurulan Mostar şehri, Bosna-Hersek’in en çok turist alan bölgelerinden biridir. Neretva Nehrinin üzerine kurulmuş olan Mostar köprüsü, Osmanlı döneminde Mimar Sinan’ın öğrencisi tarafından inşa edilir. Osmanlı döneminden kalma birçok mimari eseri barındıran Mostar, türk esintilerinin hala daha bulunduğu bir şehir. Tertemiz doğası ve samimi sokaklarıyla Bahar festivali, Yaz festivali, Blues festivali gibi birçok renkli organizasyon da bu şehirde yapılır.
Çin’in güneydoğusunda bulunan bir eyalet olan Guizhou, dağlık bir alana kuruludur. Geleneksel Çin evlerinin güzelliğini tamamlayan endemik bitki türleriyle birlikte huzurlu ve sakin bir doğaya sahiptir. Guizhou aynı zamanda birçok ender rastlanan kuş türlerinin de durak noktasıdır. Yakınlarda bulunan Zhijin Mağarası da Çin’in en meşhur mağaralarından biridir. Ming ve Qing hanedanlıklarının tarihi yerleri de es geçmemeniz gereken noktalardan biri. Çin’in renkli atmosferini deneyimlemek isterseniz Guizhou’nun meşhur bambu bahçelerine doğru yola çıkabilirsiniz.
Şüphesiz ki ülkemiz deniz tatilinin de kar tatilinin de, kültür yolculuğunun da doğal güzelliklerin de hakkını verir. Dört bir yanında binlerce kültürel mozaiğe sahip olan ülkemiz elbette turistlerin de sevdiği bir tatil noktası. Özellikle son yıllarda dünyanın her yerinde merakla gezilen yerler arasında Göbeklitepe de listelerde. Yurdumuzun eşsiz miraslarından olan Göbeklitepe, insanlık tarihinin 0 noktası olarak kabul edilir. Şanlıurfa’ya 18 km uzaklıkta olan Ören Yeri açık hava müzesi olduğu için güzel havalarda gidilmesi tavsiye edilir. Dünya’nın ilk ve bilinen en büyük tapınağı olma özelliğini taşıyan Göbeklitepe ülkemizde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
Siz de gezilerinizde kolay hazırlanan ve lezzetli yemeklerden vazgeçemeyenlerdenseniz, Tada!’nın eşsiz yemekleriyle her yerde keyifli öğünler hazırlayabilirsiniz.
Keyifli anlarımıza eşlik eden kahvenin sağlıklı pek çok etkisi bulunmaktadır. Kültürümüzde önemli bir yere sahip Türk kahvesi sohbetlerimize, anılarımıza 40 yıl hatır eklemenin yanı sıra sağlığımıza etkileri bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarla etkisi kanıtlanan kahvenin olumlu etkileri nelerdir, birlikte inceleyelim.
Kahve içmek pek çoğumuz için keyif vericidir. Psikolojimizdeki olumlu etkileri de bunu desteklemektedir. Kahvenin depresyonun etkilerini azalttığı bilinmektedir. Ayrıca diğer yararlı etkileri ile birlikte mutluluk verici özelliği olduğunu söyleyebiliriz.
Kahvenin içinde bulunan kafeinin dikkatimizi arttırma etkisi bulunmaktadır. Kafein, uyarıcı özelliğe sahiptir, zihinsel fonksiyonlarımızı destekler. Bu sebeple özellikle sabah saatlerinde içtiğimiz şekersiz kahve, enerjimizi arttırıp odaklanmamıza yardımcı olacaktır.
Diyabete yakalanma riskini azalttığı yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Alman bilim insanlarının yaptığı bir araştırma sonucuna göre günlük, düzenli olarak 600 ml ve üzerinde kahve tüketen kişilerde tip 2 diyabete yakalanma riski yüzde 23 oranında azalmaktadır.
Kahvenin bir diğer olumlu etkisi de yağ yakımına yardımcı olmasıdır. Spordan yarım saat önce içilen kahve, spor yaparken yağ yakımını arttırmamıza destek olmaktadır. İçeriğindeki kafein, adrenalin hormonu salgılar. Böylece kalp ve dolaşım sistemimiz uyarılır ve daha fazla enerji yakımı sağlar.
Yaşam süremize doğrudan etkisi olduğunu söylemek doğru olmayabilir ama sağlığımız üzerindeki olumlu etkileri sayesinde etkilerini görmemiz mümkündür. Atina Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırmaya göre her gün düzenli olarak Türk kahvesi içen kişilerin uzun yaşama oranının daha yüksek olduğuna işaret edilmektedir.
Sağlığımıza bu denli faydalı, sohbetlerimize keyifle eşlik eden kahvelerden sipariş etmek isterseniz ta!da!’yı ziyaret edebilirsiniz.
Kahvenin içeriğindeki antioksidan nedeni ile kalbe iyi geldiği pek çok araştırma ile ortaya konmuştur. Kahve içen kişilerin kalp ve lenf damarlarının iç yüzeylerindeki hücrelerin onarılması ile kalp rahatsızlığına yakalanma riskinin düştüğü ortaya konmuştur.
Günlük, düzenli olarak içilen kahve, karaciğer yağlanma oranının düşmesine katkı sağlar. İçerdiği kafein ile karaciğer yağlanmasına iyi gelir ve iltihabı azaltmaya yardımcı olur.
Yapılan araştırmalarda düzenli olarak kahve içmenin kalın bağırsak ve kolon kanserini %25, bağırsak kanseri riskini ise %45 oranda azalttığı görülmüştür. Meme kanseri ve pankreas kanseri riskini azalttığına yönelik çalışmalar da bulunmaktadır. Kahvenin faydalarından yararlanırken aşırı tüketiminden kaçınılması gerektiğini unutmamalıyız. Uzmanlar, kafein bulundurması sebebiyle günlük 3 fincandan fazla kahvenin tüketilmemesi gerektiğini belirtir.
Sahure Hanım Türk Kahvesi sohbetlerimize lezzet katan bir misafir olarak öne çıkar. Dostlarımızla keyifle Türk kahvemizi yudumlayarak anları güzelleştirebiliriz. Doğru oranlarda kahve tüketimi ile her an enerjik kalabilir, keyifli vakitler geçirebiliriz.
Et, balık, meyve, sebze, pirinç ve patates gibi pek çok gıda, katkı maddesi veya bazı baharatlar olmadan doğal olarak glutensizdir. Patates, pirinç, mısır, soya, fındık, manyok, amaranth, kinoa, karabuğday veya fasulye gibi glutensiz gıdalardan yapılan unları yemek güvenlidir. Ancak gluten içerebilecek birçok gıda bulunur. Glutensiz ibaresini karşılamak belirli standartları gerekli kılar. Üreticilerin ürünlerinden daha fazla gluteni ortadan kaldırmaya yönelik çabalarına rağmen glutensiz olarak belirtilmiş ürünlerden de gluten almak mümkündür. Ürünler, glutensiz ifadesi bulunmasına rağmen çavdar veya arpa bazlı bileşenler içebilirler. Bu nedenle bir şeyin glutensiz olup olmadığını doğrulamak için ürünün etiketine baktığımızdan emin olmalıyız.
Gluten ve Gluten İntoleransı Nedir?
Gluten, çok sayıda besinde bulunan bir proteindir. Bu protein, gıdaların şeklini korumasına yardımcı olur.
Glutensiz bir diyet uygulayabilecek kişiler arasında;
Bu kişilerin glutene karşı intoleransı vardır.
Çölyak Hastaları ve Gluten İntoleransı Olmayan Kişiler İçin Glutensiz Beslenmenin Önemi
Son yıllarda, çölyak hastalığı olmayan insanlar da glutensiz bir diyetin sağlıklı yaşam ve kilo vermeye yardımcı olabileceğine inanarak glutenden kaçınmaya başlamıştır. Glutensiz beslenmenin önemini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
“Çölyak hastaları ne kadar gluteni tolere eder?” sorusunun cevabını şu şekilde verebiliriz: Çölyak hastalığı olan kişilerin, günlük gluten alımını 10-50 mg ile sınırlandırmaları tavsiye edilir. Bazı kişilerde eser miktarda gluten bile ciddi yan etkilere neden olabilir. Bunun için; gluten tüketimi, hastalığın seyrine ve doktor önerisine uygun olarak planlanmalıdır. Unutmamalıyız ki, beslenmemizden gluten kaynaklarını çıkarırken, diğer kaynaklardan yeterli besini almamız son derece önemlidir.
Gluten İçeren Yiyecek ve İçecekleri Nasıl Tanımlayabilir ve Bunlardan Nasıl Kaçınabiliriz?
Glutensiz bir diyet benimsemek, glutenle ilgili problemler için bilinen tek yoldur. tada! ürünlerinin çok çeşitli glutensiz ürünlerini, siz de şimdi inceleyebilir ve güvenilir bir şekilde bu nefis lezzetlerin keyfini hemen çıkarabilirsiniz.
Yeşil mercimek salatası, fosfat, demir ve lif kaynağı açısından çok zengindir. Dolayısıyla sindirim sistemine oldukça faydalıdır. Aynı zamanda diyabet hastaları için de tüketiminin uygun olduğunu ifade edebiliriz. Yeşil mercimek salatasının bir diğer faydası da kolesterolü düşürmesi ile birlikte kalp sağlığına iyi gelmesidir.
Tüm bunların yanında yeşil mercimek salatası, glutensiz beslenme çeşidinin vazgeçilmez tariflerinden biridir. Bu tarifin, vejetaryen ve vegan gibi beslenme türlerinde de uyumluluk göstermesi ile birlikte büyük ilgi gördüğünü söyleyebiliriz. Siz de bu sağlıklı salata çeşidinden yararlanmak istiyorsanız kolaylıkla deneyebilirsiniz.
Yeşil Mercimek Salatası Malzemeleri:
Yeşil Mercimek Salatası Sos Malzemeleri:
Sofraların En İyi Alternatif Glutensiz Yemeklerinden Biri Olan Yeşil Mercimek Salatasının Yapılışı:
Yeşil mercimek salatası hazırlandıktan sonra istenildiği vakitte tüketilebilir. Oldukça lezzetli ve aynı zamanda vitamin deposu olan bu tarif, sofralarınıza hem soğuk hem de sıcak bir ürün olarak sunulabilir.
Ta!da, benzersiz hazır yemekleri ile öne çıkar ve size pek çok glutensiz besini bulabileceğiniz seçenekler sunar. Bu yemeklerin arasında dikkat çeken seçeneklerden birinin de yeşil mercimekli karnıyarık ürünü olduğunu söyleyebiliriz. Önemli bir lif kaynağı ve protein kaynağı olan mercimek ile patlıcanın eşsiz birleşimi, glutensiz beslenme düzenini tercih edenler için en lezzetli ve faydalı ürünlerden biridir. Bu yemeği vejetaryen beslenme düzenine sahip olanlar da rahatlıkla tercih edebilir. Ürünün hazırlanma süresi yaklaşık 4 dakikadır. Yapmanız gereken tek şey, ürünün paketinden çıkarıp, ocakta ısıtmak olur. Daha sonrasında ise rahatlıkla tüketebilirsiniz. İster soğuk ister sıcak! Siz de oldukça faydalı ve bir o kadar lezzetli olan bu ürüne, Tada! ile ulaşabilirsiniz.
Sonbaharın gelmesiyle birlikte güneş etkisini kaybetti, havalar ise soğumaya başladı. Mevsim geçişi dönemlerinde hastalıklara yakalanma riski daha fazla olur. Bu hastalıklardan birisi ise griptir. Gribe yakalandığınızda yan etkileri sebebiyle günlük hayatınızdaki işlerde aksamalar meydana gelir. Bu sebeple gribe yakalanmamak için önlem almak oldukça önemlidir. Bakterilerin çoğalmasını engellemek ve bağışıklığınızı kuvvetlendirmek için alabileceğiniz önlemleri bu yazıda bulabilirsiniz!
Çörek otu, pek çok faydası bulunan bitkilerden bir tanesidir. Pek çok rahatsızlığa iyi gelen çörek otu, gribe karşı önlem alma konusunda da yardımcı olur. Rahatsız olacağınızı hissettiğiniz anda çörek otu kürünü uygularsanız, bakterilerle savaşta başarılı olabilirsiniz. Bir çay kaşığı öğütülmüş çörek otu ve bir tatlı kaşığı kestane balını karıştırarak iki ay boyunca, düzenli bir şekilde sabahları aç karnına tüketmek bağışıklık sisteminizin daha iyi durumda olmasına yardım edecektir.
Mucizevi, şifa dolu bir meyve olarak adlandırılan nar antioksidan deposudur. Bu özelliği sayesinde pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılan nar meyvesi grip tedavisinde destek olur. Antioksidan bakımından zengin olan nar, grip mikroplarını yok ederek bu rahatsızlığa karşı savaşmanızı kolaylaştırır. Nar, C vitamini bakımından zengin olduğu için aynı zamanda bağışıklığınızı da güçlendirerek sizi hastalıklara karşı dirençli hale getirir. Her gün içeceğiniz bir bardak nar suyu ile sonbahar ve kış aylarını daha rahat geçirebilirsiniz.
Eğer gribe yakalandıysanız, ilaçların yanında çeşitli çay ve meyvelerin yardımıyla bu hastalıktan kolayca kurtulabilirsiniz. Ihlamur, adaçayı, zencefil çayı; bağışıklığını güçlendirmekle kalmayıp gribin etkilerinin hafiflemesine de yardımcı olur.
Grip olduğunuzda, vitamin bakımından zengin olan meyveleri de tüketerek hastalıkla savaşabilirsiniz. Mandalina, portakal, elma, greyfurt, kivi, taze zencefil ve havuç gibi meyveler bu rahatsızlığa karşı direnç kazanmanızda oldukça etkilidir.
Tüm dünyayı etkileyen Koronavirüs ve gribin etkileri benzerlik göstermekte, bu hastalık zaman zaman karıştırılmaktadır. Bu sebeple, Koronavirüsten korunma yolları ile gripten korunma yolları aynıdır. Özellikle toplu alanlarda maske takmayı ihmal etmemeli, diğer insanlarla aranızda sosyal mesafe bırakmaya özen göstermelisiniz. En önemlisi ise, hijyen konusunda çok dikkatli olmalı; mikrop barındırabilecek yerlere temas eden ellerinizi sık sık temizlemeye özen göstermelisiniz.
Kaynaklar:
https://www.mynet.com/iki-ay-boyunca-kullananlar-gribe-yakalanmiyor-corek-otu-kuru-1179059-myyemek
https://www.hurriyet.com.tr/ege/gribe-karsi-nar-suyu-40040310
https://www.oxxo.com.tr/blog/mevsimin-taze-gundemi-gribe-iyi-gelen-bitkiler-ve-caylar
https://www.goldmaster.com.tr/blog/soguk-alginligi-ve-gripe-iyi-gelen-meyveler
Tahıl grubunda yer alan gluten, insan vücudunda çeşitli sindirim rahatsızlıklarına sebep olabilir. Arpa, buğday, çavdar gibi yiyecekler bulunan gluteni tüketmek bağırsak hassasiyeti gibi çeşitli rahatsızlıklar açığa çıkarır. Bu gibi sağlık sorunlarının önüne geçmek için glutensiz beslenme yöntemlerini deneyebilirsiniz. Tüketilen besinlerde glutenin bulunmadığı ya da minimum seviyelerde yer aldığı ürünleri tercih edebilirsiniz. Kinoa, pirinç, yulaf ve patates gibi besin gruplarında gluten bulunmaz. Dolayısıyla sindirim rahat ve hızlı bir şekilde gerçekleşmiş olur. Sağlıklı gıdaların tüketilmesi için belirli diyet metotları uygulanır. Oldukça kolay bir şekilde uygulayabileceğiniz bu yöntem doğal bir şekilde sürdürülür. Özellikle vücut içerisindeki zararlı yağların atılmasına ve şişliklerin inmesine yardımcı olur. Gluten diyeti uygulayarak vücudunuzdaki ödem ve şişkinliklerden kurtulabilirsiniz.
Gluten diyeti uygulayanlar için özel olarak üretilen besin grupları bulunur. Gluten hemen hemen tüm hamur işi gruplarında bulunur. Dolayısıyla gluten diyeti uygulayan kullanıcılar makarna ve ekmek ürünlerini tüketemez. Sindirimin aksaklığını bozmamak için glutensiz undan üretilen hamur işi tarifleri bulunur. Diyete uyum sağlayarak bu yiyecekleri tüketebilirsiniz. Aynı şekilde sebze ve pirinç tüketimini haftalık ve aylık süreçlerde artırmak gerekebilir. Sağlık ve düzenli sporla beraber vücut metabolizmasını düzenleyebilirsiniz. Gluten diyetinin yanı sıra hareket ile vücudun dengesini düzenlemek gerekir. Dolayısıyla diyet uygulayan kullanıcılar için özel olarak hazırlanan yürüyüş ve egzersizler bulunur. Glutensiz diyet programının bir diğer önemli aşaması hazır yemek tüketimini minimum seviyede tutmak ya da tamamen kesmek yönündedir. Hazır olarak pişen yiyecekler, glutensiz olarak hazırlansa dahi mutfak malzemeleri dolayısıyla çapraz bulaş riskini açığa çıkarabilir. Bu gibi durumlarda çölyak hastaları için ciddi sonuçlara sebebiyet olabilir.
Glutensiz beslenme özellikle sindirim bozukluğu yaşayanlar tarafında uygulanması gereken bir yöntemdir. Sağlamış olduğu metotlar aracılığıyla metabolizma düzene girer. Lezzet ve aroma bakımından kullanıcıların dikkatini çeken yiyecekler bulunur. Özellikle dışarıda güvenebileceğiniz glutensiz gıda ürünleri arasında Tada! glutensiz mercimekli karnıyarığı tercih edebilirsiniz. Pratiklik sağlayan hazırlanma aşamaları sayesinde ister ısıtarak ister soğuk olarak yemek mümkündür. Söz konusu yiyeceğin içerisinde koruyucu katkı maddesi bulunmaz. Aynı zamanda lif kaynağı olan bu yiyecek, maksimum iki dakika içerisinde ısınabilir. Tada! tarafından üretilen besinler, glutenli üretilen besinlerden tamamen ayrı olan fabrikada hazırlanır. Tada! Türkiye’nin ilk ve tek BRC glutensiz sertifikasına sahip olan ve İngiltere çölyak derneğinin lisansı ile üretilmiştir. Tada! ürünlerini, Migros marketlerde ya da Tada! online alışveriş sitesinde bulabilirsiniz.
Anıtkabir ülkemizin başkenti ve Türk siyasetinin merkezi olan Ankara’nın Çankaya ilçesinde yer alır. Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt mezarına ev sahipliği yapar. Anıtkabir mimarisi ve taşıdığı maneviyat ile yılın her günü, ülkenin her yerinden ve kesimden ziyaretçilerini ağırlar. Takvimler 10 Kasım’ı gösterdiğinde Atatürk’e duyulan sevgi, saygı ve şükranlar ile dolup taşan Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin görkemli tarihini ve ihtişamlı zaferini gözler önüne seren yapılar ile inşa edilmiştir. Anıtkabir’de bulunan kule, meydan ve müzeler birbirinden farklı anlam ve önem taşır.
Anıtkabir Atatürk’ün 10 Kasım 1938 yılında hayata gözlerini yummasının ardından ona duyulan minnettarlığın ölümsüzleştirilmesi arzusuyla yapılmıştır.
1944 yılında başlanan bu yapının inşaatı 1953 yılında bitirilmiş ve Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşı Anıttepe’ye taşınmıştır.
Anıtkabir Ankara’nın birçok yerinden görünecek şekilde inşa edilmiştir. Bunun sebebi Atatürk’ün silüeti niteliğinde olmasındandır.
Anıtkabir’in Ankara’nın çeşitli tepelerine inşa edilmesi konuşulsa da Rasattepe’de karar kılınmasının sebebi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir Ankara gezisi sırasında Rasattepe’ye “Bu tepe ne güzel bir anıt yeri…” demesindendir.
Tüm dünyadan ziyaretçi ağırlayan Anıtkabir’de her alanda her ayrıntı düşünülmüştür. Aslanlı yol, Barış Parkı, Tören Meydanı ve Anıt Bloku gibi birçok bölüm bulunmaktadır. Anıtkabir’in Anıt Bloku girişinde bulunan aslanlı yol oldukça anlamlı bir yapıya sahiptir. Aslanlı yolda bulunan 24 heykel, 24 Oğuz boyunu temsil eder. Çift halinde olan yapılar birlik ve bütünlüğü, yatar pozisyonda olanlar barışı temsil etmesiyle bilinir.
Aslanlı yolun sonunda ziyaretçileri geniş alanı ve gösterişiyle tören meydanı karşılar. Tören meydanı oldukça geniş olmasının yanında zemin motifleri, taşlarda yer alan kabartmalar ile oldukça ihtişamlı görünür. Anıtkabir Ankara’yı süsleyene değin Rasattepe olarak bilinen bu alan, yıllardır anıttepe olarak anılır. Çok az ağaç bulunan bu alan Anıtkabir’in inşası ile ağaçlarla süslenmiştir.
Anıtkabir her Türk vatandaşının görmesi gereken kültürel ve manevi bir değerdir. İçinde bulunan müzeler, kuleler ve diğer tüm yapılarıyla ince ayrıntılarıyla görmeden hissedilmesi güç bir kültürel mirastır. Olduğunuz yerden gezip görmek, manevi duygularınızı tazelemek istiyorsanız sanal tur imkanı bulunur. Hiç gitmemiş olanlar ya da tekrar bu eşsiz değerin huzuruna ulaşmak isteğindeyseniz https://www.yerelnet.org.tr/il/ankara/anitkabir/ adresine tıklayarak sanal tur yapabilirsiniz.
Tatil dendiği zaman çoğumuzun aklına deniz kum ve güneş üçlüsü gelir. Peki, bir değişiklik yapıp sonbaharın eşsiz sakinliğinde ruhunuzu dinlendirmek ister miydiniz? Ülkemiz coğrafi konumu ve endemik bitki örtüsüyle her mevsim birbirinden güzel manzaralara konu oluyor. Küçük, sevimli ve sıcacık atmosferleriyle yurdumuzun köyleri de sonbaharda bize kucak açmaya ve içimizi ısıtmaya hazır. Dilerseniz nerelere gidebiliriz, neler yapabiliriz bir göz atalım.
Şirince Ege’nin ismi gibi şirin bir dağ köyü. Efes Antik Kenti’ne, Meryem Ana Evi’ne, Yediuyuyanlar Mağarasına ve Kuşadası’na yakınlığıyla da oldukça cezbedici bir konuma sahip. Şirince’nin samimi ve sıcak sokaklarını gezebilir, meşhur mürver şurubunu tadabilir veya arkadaşlarınızla beraber Şirince’ye has meyve şaraplarını deneyebilirsiniz.
1994’te UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren Safranbolu’nun Yörük Köyü ise Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’de koruma altına alınmış iki köyden biri. En eskisi 450 yaşında olan tarihi konaklarıyla Safranbolu sizi tarihi bir gezintiye çıkarmaya hazır. Araba ile civarı gezebilir, kamp yapmak için de uygun alanlar bulabilirsiniz.
Bozdağlar’ın eteklerine kurulmuş olan Birgi; Frigler, Persler, Bergama Krallığı, Bizanslılar, Romalılar, Aydınoğulları ve Osmanlılardan izler taşıyor. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan köy, asırlık çınar ağaçlarıyla, tarihi medrese ve türbeleriyle görülmeye değer bir yer. Sloganı; ‘’Tarihle Doğanın Uyumu’’ olan Birgi, bu cümlenin hakkını sonuna kadar veriyor. Doğa yürüyüşleri için de size güzel bir rota oluşturacak olan Birgi’ye gitmenizi mutlaka tavsiye ederiz.
Tarihi 1300’lü yıllara dayanan bu köyde, neredeyse tüm evler aslına uygun bir biçimde restore edilmiş ve hala daha o eski güzelliğini koruyor. Mavili morlu rengarenk cumbalı evlere mutlaka vakit ayırın ve bu rengarenk köyün sokaklarını gezin. Çınaraltında bir yorgunluk kahvesi içip Uludağ’ın eteklerindeki bu köyün tadını çıkarın. Kamp ve trekking gibi outdoor aktiviteler için oldukça uygun olan bu bölge size küçük tatlı bir kaçamak imkanı da sunabilir.
Doğa yürüyüşlerinizi, kamp tatillerinizi yaparken aklınızda başka sorular olmasın. Siz Anadolu’nun eşsiz köylerini keşfederken akşam yemeğiniz de pratik bir şekilde sofranızda! Tada! Outdoor ile ev yemeği tadında lezzetler kampta da yanınızda.
Okulların açılmasıyla ve yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte, çocukların beslenme çantaları da şenlendi! Doyurucu, lezzetli ve iştah açıcı görünümleriyle Bim raflarında yerini alan 3 farklı sandviç çeşidi, çocukların beslenme saatlerini daha eğlenceli hale getiriyor. Lezzetli ve en kaliteli malzemelerle taze olarak hazırladığımız baton sandviçler, peynirli, kaşar peynirli salamlı ve hindi fümeli lezzetleriyle göz dolduruyor.
Çocuklar okula giderken beslenme çantalarına her gün farklı bir gıda çeşidi koyma telaşı, tada! baton sandviçler sayesinde son buluyor. Farklı çeşitlerimizle her gün için kurtarıcı alternatifler sunarak, hayatınızı kolaylaştırıyoruz. Yumuşacık ve lezzetli baton yumuşak ekmek içerisine şık bir görsel sunumla yerleştirilmiş malzemeleri, en temiz gıda içeriklerinden tercih ediyoruz. Bim raflarında yer alan sandviçlerimizi hijyenik önlemler ve tazeliği koruma adına sağlık dostu ambalajlarla sunuyoruz. Dışarıdan ürün içeriğini ve görünümünü kolayca algılamanızı sağlayacak şeffaf ambalajlar, ürünlerimizin hava ile temasını keserek daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor. Ayrıcalıklı ve lezzetli tada! ürünleri, bıkmadan her gün tüketmeniz için, geniş bir çeşitlilikle sunuluyor.
Beslenme çantalarının esas oyuncusu olarak ürettiğimiz baton sandviç çeşitleri, uygun fiyatı ile ekonomik bir avantaj sağlıyor. Gün içinde ihtiyacınız olan mineral, vitamin, protein miktarlarını en ideal biçimde bir sandviç ekmeğinin içinde bir araya getirdik. Çocuğunuzun keyifle ve tamamını bitireceği 3 farklı çeşit baton sandviç, içindeki malzemeler ve lezzetli sosları sayesinde gün boyu ihtiyacı olan kalori ve enerjiyi de sağlıyor. Her güne yeni bir lezzet olarak baton sandviç çeşitlerimizi tercih edebilir ve sağlıklı içecek alternatifleriyle bu tadı çocuğunuz için adeta bir lezzet şölenine dönüştürebilirsiniz. Ekonomik, çözümsel ve kurtarıcı baton sandviçler sayesinde, çocuğunuzun beslenme çantasına ne koyacağınızı düşünmekten artık vazgeçebilirsiniz. Ekonomik alternatifler ve pratiklik sunan pratik baton sandviçlerle, bütçenize de önemli bir katkı sağlayabilirsiniz.
Çocuğunuzun okulda beslenme saatini en iyi şekilde değerlendirdiğinden emin olmak için, tada! çeşitlerimizi mutlaka deneyin. En sevdiğiniz tatları sizin için bir araya getiren tada! damaklarda lezzet patlaması yaratıyor. Günü hızlı yaşayanlar için ürettiğimiz baton sandviçleri hemen şimdi deneyin ve muhteşem lezzetleri keşfedin!
İstanbul’un güzelliği, tarihi, denizi, Boğaz Köprüsü bir yana; trafiği, keşmekeşi, gürültüsü ve kalabalığı öbür yana… Pek çoğumuz İstanbul’u seviyor olsak da, zaman zaman trafiğinden ve gürültüsünden kaçmak istiyoruz. Peki, kendimizi doğanın kollarına bırakmak için İstanbul’da nerelere gidebiliriz? İşte bu kadim şehirde doğa ile buluşabileceğiniz yerler…
İstanbul Avrupa yakasında, şehrin orta yerinde tam 5400hektarlık ormanlık bir alana sahip olan Belgrad Ormanı, hem piknik hem de spor yapmayı sevenler için ideal. Günün her saatinde yürüyen ya da koşan spor severlerle karşılabileceğiniz Belgrad Ormanı, Çatalca yarımadasının doğusunda yer alıyor. Aracınızla giderken Maslak-Sarıyer istikametinde ilerleyip, Tarabya sapağından U dönüşü yaptıktan sonra Bahçeköy tabelalarını takip etmeniz yeterli. Toplu taşıma ile gitmeyi planlıyorsanız otobüsle de ulaşabilirsiniz.
Anadolu yakasının adeta gizli cenneti olan Kaymakdonduran Ormanı, Beykoz’daki Akbaba Köyü üzerinde bulunuyor. Hem piknik hem de yürüyüş için mükemmel bir seçim olan bu orman, İstanbul’un en sakin mesire yerlerinden biri. Otobüs ile kolaylıkla ulaşabileceğiniz ormana, aracınızla gitmek istiyorsanız Beykoz’a ulaştıktan sonra Aşağı Elmalı Köyü’nün girişinden sola dönebilirsiniz. Bu pikniği daha keyifli hale getirmek için ta!da!’nın ev yemekleri tadındaki lezzetlerini de yanınıza almayı unutmayın.
Anadolu yakasında, Sancaktepe’de bulunan Aydos Ormanı’nda göl kenarında yürüyüş yapabilir, mangal yakabilir, balık tutabilir ve doğayla iç içe sakin bir gün geçirebilirsiniz. Aydos ormanına hem minibüs hem de otobüslerle gidebilirsiniz. Aracınızla gitmek için Sultanbeyli-Yakacık yönünde ilerleyip tabelaları takip etmeniz yeterli.
Sarıyer’de yer alan Emirgan Korusu’ndaki köşklerde, laleler arasında, Boğaz manzarasına karşı kahvaltı yapmaya ne dersiniz? 472 bin metrekarelik bir araziye sahip olan koruda ayrıca piknik alanları da bulunuyor. Emirgan Korusu’na gitmek için Sarıyer yönüne giden tüm belediye otobüslerini kullanabilirsiniz. Aracınızla gitmek için Sarıyer yolundan Emirgan’a gelerek Sakıp Sabancı Caddesi’ndeki tabelaları takip edebilirsiniz.
Ataşehir’in en güzel yerlerinden biri olan bu botanik bahçesinde, çeşit çeşit ağaçlar ve çiçekler bulunuyor. Üzerinde ördeklerin yüzdüğü göletleri de cabası… Girişin ücretsiz olduğu bu bahçeye gitmek için minibüs, otobüs ve metro seçenekleri bulunuyor. Anadolu otoyolunun kesişimindeki kavşakta konumlanan bu bahçe, birbirine bağlı sekiz adadan oluşuyor.
Avrupa yakasında da botanik bahçesi keyfi yaşayabilirsiniz. 2013yılında 96 bin metrekarelik bir alana kurulan Bakırköy Botanik Parkı’nın en güzel özelliklerinden biri, enerji ihtiyacını rüzgar ve güneş panelleri ile karşılıyor olaması. İncirli’de bulunan bu alana ulaşabilmek için Bakırköy istikametinde ilerleyip, İncirli yoluna girmeden U dönüşü yapmanız yeterli olacaktır.
Beşiktaş ile Ortaköy’ün arasında konumlanan Yıldız Parkı, hem şehrin tam ortasında hem de tüm kalabalığından ve gürültüsünden uzakta. Birbirinden güzel havuzlar, göletler ve şelalelerin yanında büyüleyici çiçeklerin ve ağaçların sıralandığı Yıldız Parkı, Osmanlı döneminde Yıldız Sarayı’nın bahçesi olarak kullanılıyordu. Parka, Beşiktaş iskelesinden Çırağan girişine doğru ister aracınızla isterseniz de yürüyerek kolaylıkla ulaşabilirsiniz. İstanbul’un saklı güzelliklerinin keyfine vararak, doğa ile iç içe geçireceğiniz bir gün boyunca ta!da! hazır yemeklerin pratikliğinden ve lezzetinden faydalanabilirsiniz. Ev yemeklerini aratmayan tadı ile ta!da!, tüm gezilerinizde hep yanınızda.
Okulların yeniden başlaması ve öğrencilerin yüz yüze eğitim hayatına geri dönmesi hem öğrencileri hem de ebeveynleri mutlu eden bir haber. Ancak bu durum zaman açısından problem yaşayan, çalışan ebeveynleri zamanı iyi kullanma telaşına da düşürdü. Çocuklarının yeterli ve dengeli beslenmesini önemseyen ebeveynler, sağlıklı ve lezzetli olduğu kadar zaman tasarrufu sağlayan yemeklere ihtiyaç duyabilir. İşte sizin için hem besleyici hem lezzetli ve sadece birkaç dakikanızı alacak pratik yemek tarifleri!
Kim pizzayı sevmez ki! Hazırlaması ve pişirmesi sadece 20dakikanızı alacak lavaş pizza için malzemeler şöyle:
· 2 adet orta boy lavaş
· İki dilim kaşar peynir (50 gram)
· 1 top mozzarella peyniri (70 gram)
· 2-3 yemek kaşığı sulandırılmış salça ya da domates sosu
· 1 çay kaşığı tuz
· Karabiber, kekik, kırmızı biber gibi baharatlar
· 4 yemek kaşığı zeytinyağı (40 gram)
· Fırın tepsisine yağlı kâğıt alın ve üzerine lavaşlardan birini serin.
· Lavaşın üzerini zeytinyağı ile kaplayın ve diğer lavaşı da yağladığınız lavaşın üzerine serin. Bu lavaşa da zeytinyağı ekleyin. Üstüne de domates sosunu ya da sulandırılmış salçayı yayın.
· Ardından tüm baharatları serpin.
· Mozzarella peynirini dilimleyin ve lavaşın üzerini kaplayacak şekilde yerleştirin.
· Kaşarı rendeleyin ve mozzarella peynirini üstüne serpin.
· Fırını 180 dereceye ısıtın ve ısınan fırına lavaş pizzayı atın. Yaklaşık 5-10 dakika pişirdikten sonra lavaş pizza servise hazır!
Çocukların en çok sevdiği yemeklerden biri olan ve hazırlaması yarım saatinizi almayan tavuk şinitzel için malzemeler aşağıdaki şekilde:
· 4 adet tavuk göğüs (fileto şeklinde hazırlanmış)
· 2 adet yumurta
· 1,5 bardak sıvı yağ (300 ml)
· 1,5 bardak galeta unu (150 gram)
· 5 yemek kaşığı un (50 gram)
· Tuz
· Karabiber
· Tavuk göğüsleri inceltmek için ortadan ikiye uzunlamasına kesin. Üzerini streç film ile kaplayıp et döveceği yardımıyla hafif hafif vurarak inceltin.
· İncelttiğiniz her bir fileto tavuk parçasının ön ve arka kısmına tuz ve karabiber dökün.
· Yumurtaları geniş bir kâseye kırın ve homojen bir karışım elde edinceye kadar çırpın.
· Galeta ununu ve unu ayrı ayrı geniş düz tabaklara yayın. İnceltip karabiber ve tuz ile lezzetlendirdiğiniz tavuk filetoların her iki tarafını una bulayın. Fazla unlarını silkeledikten sonra yumurta kâsesine daldırın ve son olarak galeta unu ile filetoları kaplayın.
· Geniş bir kızartma tavasına sıvı yağı dökün ve yağın kızmasını bekleyin. Ardından kızgın yağa filetoları atın ve her iki taraf pişinceye kadar kızartın.
· Servis tabağına kâğıt havlu serin ve kızaran filetoları bu tabağa alın. Birkaç dakika dinlenip fazla yağını almasını bekledikten sonra tavuk şinitzel servise hazır!
Çocukların beslenme çantası için besleyici bir alternatif arayanlara özel tavuklu dürüm tarifi için malzemeler şöyle:
· ta!da! Hazır Tavuk Konservesi (135*2 gram)
· 1 adet tam buğday unlu lavaş
· 1 yemek kaşığı mayonez
· 1 tatlı kaşığı ketçap
· 2-3 adet kornişon turşu
· Yarım kırmızı soğan
· 1-2 küçük marul yaprağı
· 2-3 dilim domates
· 1-2 yaprak taze nane
· Kornişon turşu ve kırmızı soğanı küp küp doğrayın. Geniş bir kâseye tavuk konservesi ile doğradığınız kornişon turşu ve soğanları alıp karıştırın. Mayonez ve ketçabı da ekleyin.
· Lavaşı düz bir zemine alın ve içine tavuk karışımını yayın. Üzerine ince ince dilimlediğiniz domatesleri, naneyi ve marul yapraklarını koyun.
· Lavaşı bir kenarından sarmaya başlayın ve sarma işlemi bittikten sonra ortasından ikiye kesin. Tavuklu lavaş servise hazır!
Tüm bu tariflerin yanı sıra dilerseniz ev yapımı lezzetindeki pratik ve sağlıklı ta!da! Hazır Yemekleri değerlendirebilirsiniz. Sadece 4 dakikada servise hazır olan ta!da! Hazır Yemekleri le zamanınız size kalsın.
Yaz mevsiminin geride kalmasıyla birlikte sıcak ve bunaltıcı hava, yerini sonbaharın serin ve ferah günlerine bırakır. Sonbahar mevsimi, havası itibarıyla özellikle outdoor sporlar için ideal bir dönemdir. Değişen doğanın ilham verici renklerinin yarattığı cezbedici manzaralar eşliğinde, açık havada spor yaparak geçirilen vakit herkes için oldukça keyifli hale gelir. Yoğun iş temposundan yorulan, hayatın akışı içerisinde nefes alacak anlara ihtiyaç duyan ve spordan vazgeçmeyenler, zihnini ve bedenini doğa sporları sayesinde aktif tutmayı başarabilir. Gelin, sonbaharda yapılacak keyifli doğa sporlarına bir göz atalım!
Dağ, tepe, orman demeden, doğayla iç içe yapacağınız uzun yürüyüşler bedeninizi aktif tutarken ruhunuza da çok iyi gelir. Bol bol temiz hava alarak, ağaçlara dokunarak, hayvanları gözlemleyerek yapacağınız yürüyüş esnasında doğayı keşfedebilirsiniz.
Vücuttaki tüm kasları aynı anda çalıştıran bir aktivite olan bisiklet sürme, sonbaharın havasına en çok uyan sporlardan birisi. Şehrin gürültüsünden uzak, doğal parkurlarda bisiklet sürerek kusursuz bir aktivite gerçekleştirebilirsiniz.
Arkadaşlarınızla macera dolu bir hafta sonu geçirmek için heyecan verici rafting sporuna bir şans verebilirsiniz. Adrenalin tutkunlarına hitap eden bu spor özel parkurlarda ve grup halinde gerçekleştirilir.
Sonbaharda hangi sporu yaparsanız yapın; uygun kıyafet, ayakkabı ve ekipman seçimi her zaman önemli. Her an değişebilen hava durumuna uyum sağlayacak şekilde tasarlanan ve sizi olumsuz hava şartlarından koruyan kıyafetler tercih etmelisiniz. Etkinlik için planladığınız gün yağmurlu görünmese bile tedbir amaçlı yanınıza alacağınız bir yağmurluk, günü kurtarmanıza yardım edecektir. Bunun yanında duruma göre sırt çantanıza bir eldiven, şapka ve güneş gözlüğü de ekleyebilirsiniz.
Spor esnasında susuz kalmamak ve iyi beslenmek de oldukça önemli. Gün içerisinde susuz kalmamak adına yanınızda su dolu bir matara taşıyabilirsiniz. Acıktığınızda gücünüzü yeniden kazanmak ve yolunuza motive bir şekilde devam etmek için ise titizlikle hazırlanan ta!da! outdoor ürünlerini tercih edebilirsiniz. Onlarca çeşit lezzetli ve pratik alternatifi bir arada bulabileceğiniz ta!da! outdoor yemek kitleri sayesinde ağız tadınıza hitap eden ideal öğünler hazırlayarak gününüze renk katabilirsiniz.
Glüten içeren besinlerin diyet programlarından çıkarılmasının daha iyi sağlık koşulları sağladığına yönelik pek çok çalışma var. Peki, glüten nedir? Vücuda zararı var mıdır? Glütensiz beslenme sağlıklı mıdır? Gelin, hepsini yakından inceleyelim…
Glüten; buğday, çavdar, arpa gibi tahıllarda ve bu tahılların işlenmesiyle elde edilen gıdalarda yer alan doğal bir protein çeşididir. Isıtıldığında esnek ve içine havayı hapsedebilen elastik bir ağ oluşturur. Bu özelliği ekmek ve hamur işlerinin yumuşak ve çiğnenebilir olmasını sağlar. Gıda endüstrisinde besinlerin dokusunu iyileştirmek ve gıdanın nem tutucu özelliğini artırmak için katkı maddesi olarak kullanılır.
Suda çözünmeyen bir protein olması nedeniyle bazı insanlar glüteni sindirmekte zorlanabilirler. Glüten içeren besinler tükettiklerinde hazımsızlık, mide ve bağırsaklarda gaz, ödem gibi sindirim problemleri yaşayabilirler. Buna ek olarak bazı kişilerde sindirim problemleri çok daha ciddi boyutlara ulaşabilir. Bağışıklık sistemi, glüteni yabancı bir protein olarak algılar ve ince bağırsak dokusuna saldırarak besinlerin emilimini sağlayan yapıların bozulmasına yol açar. Bu durum vücut sağlığının korunmasında önemli rol oynayan vitamin ve minerallerin emilimini engeller. Bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara karşı direncin azalmasına neden olur, hastalıklar ayakalanma riskini artırır.
Yapılan bazı araştırmalarda glüten içeren besinlerin beslenme programından çıkarılmasının genel sağlık durumu üzerinde olumlu etkilere yol açtığı saptanmıştır. Kişinin psikolojik olarak kendini daha iyi hissettiği ve kilo verme sürecinde daha başarılı olduğu gözlenmiştir. Bazı hastalıklarda ise glüten içeren besinlerin tamamen diyetten çıkarılması gerekir. Glütensiz beslenme, aşağıdaki hastalıklar için elzemdir:
Çölyak hastalığı genetik bir hastalıktır ve ilk olarak ek besine geçen çocuklarda kendini gösterir. Çölyak hastası çocuklar glüten içeren besinleri tükettiklerinde huzursuzluk, mide bulantısı, kusma, iştah kaybı ve ishal ile karşı karşıya kalır. Kronik seyreden bu tablo, çocuklarda gelişim geriliği, kilo kaybı, kemik erimesi gibi ciddi problemlere neden olur.
Çölyak dışı glüten intoleransı olarak da bilinen bu hastalıkta, glüten içeren besinler tüketildiğinde mide bulantısı, şişkinlik, hazımsızlık, bağırsakta gaz, halsizlik, baş ve karın ağrısı görülür. Buna ek olarak anemi, depresyon, anksiyete, kas ve eklem ağrıları gibi belirtiler de gözlemlenebilir.
Özellikle çocuklarda daha sık görülen buğday alerjisi, bağışıklık sisteminin buğday proteinlerinden birine karşı aşırı tepki göstermesi şeklinde tanımlanabilir. Bu kişiler buğday içeren besinleri tükettiklerinde, hatta soluduklarında bile büyük problemlerle karşılaşabilirler. Mide bulantısı, şişkinlik, ürtiker, hızlı nabız, tansiyon düşmesi, bilinç kaybının yanı sıra anafilâksi gibi ölüm riski taşıyan sorunlar gelişebilir.
Son yıllarda çok sık rastlanılan hastalıklardan biri olan irritabl bağırsak sendromu, bağırsak fonksiyonlarının bozukluğu ile karakterizedir. Bu hastalığa sahip olanlar glüten içeren besinler tükettiklerinde hastalık semptomlarında artış gözlenir. Bu kişilerin diyetlerinden glüteni çıkartmaları önerilir.
Bağırsak sağlığınızı korumak için glüten içeren besinleri diyetinizden çıkarabilir ya da minimum düzeye indirebilirsiniz. Glütensiz beslenenler için özel olarak üretilen ve lezzetli bir alternatif niteliği taşıyan ta!da! Glütensiz Yeşil Mercimekli Karnıyarık ürünümüzü deneyebilirsiniz. Çölyak hastaları ve glüten intoleransına sahip kişiler içinde uygun olan yemek, aynı zamanda vejetaryen beslenmeyi hayat tarzı hale getirenler için de sağlıklı bir seçenektir. Yüksek lif içeriği ile dikkat çeken ta!da! Glütensiz Yeşil Mercimekli Karnıyarık için sadece 4 dakika ayırmanız yeterli. Paketi açın, ısıtın ve bu pratik lezzetin tadına varın!
Bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen ve vücudun zayıf düşmesine sebep olan etkenlerden biri de hava değişimleridir. Özellikle mevsim geçişlerinde sık sık yaşanan ani hava değişiklikleri yüzünden vücudumuz değişen havaya adapte olmakta zorlanabilir. Hal böyle olunca da çeşitli rahatsızlıklarla karşı karşıya kalabiliriz. Peki, soğuk algınlığından halsizliğe pek çok farklı şekilde karşımıza çıkan mevsim değişikliği hastalıklarından korunmak için neler yapmalıyız?
Uyku, bağışıklık sistemi için önemli bir kalkan görevi görüyor. Düzenli ve sağlıklı bir uyku düzenine sahip olduğumuz zaman, vücudumuz gece boyunca kendini yenileme ve dinlendirme şansı yakalıyor. Bu sayede mevsim geçişlerinde olası hastalıklara karşı bağışıklık sistemimiz daha dirençli bir karaktere bürünüyor.
Vücuttaki toksin maddeleri uzaklaştırmak ve bedenimizin sıvı ihtiyacını karşılayabilmek için her gün en az 10-12 bardak su tüketmemiz gerekiyor. Su tüketimini ihmal ettiğimiz durumda ise bedenimizin sıvı ihtiyacını karşılayamadığımız için bir süre sonra bağışıklık sistemimiz direncini yitirebiliyor ve hastalığa yakalanma ihtimalimiz artabiliyor.
Özellikle mevsim geçişlerinde bağışıklık sistemimizi destekleyebilmemiz için başta C vitamini olmak üzere bütün vitamin ve mineralleri yeteri kadar tüketmemiz gerekiyor. Antioksidan etkisiyle enfeksiyonları vücudumuzdan uzaklaştıran C vitamini ihtiyacımızı karşılamak için kuşburnu, portakal, limon, mandalina, maydanoz, kırmızı biber, kivi gibi gıdaları tüketebiliriz.
Omega 3 açısından zengin olan balığı öğünlerimize dahil ederek aynı zamanda A ve B vitamini ihtiyacımızı da karşılayabiliriz. Solunum yolu iltihaplarına iyi gelen içeriğiyle öne çıkan keten tohumu da Omega3 açısından zengin bir kaynaktır. Süt ve süt ürünleri ile vücudumuzun kalsiyum ve protein ihtiyacını karşılayabiliriz. Yumurta, et, tavuk, peynir, balık, ayran, kefir, yoğurt gibi gıdalar tüketerek protein takviyesi alabilir ve bağışıklık sistemimizi destekleyebiliriz.
· Mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin en önemli destekçilerinden biri de yeşil çaydır. Yüksek orandaki antioksidan içeriği ile kan basıncını düzenleyip metabolizmayı hızlandırır. Yağ yakımını destekler.
· Gerçek anlamda bir C vitamini deposu olan kuşburnu çayı, pek çok turunçgilden daha fazla C vitamini içeriyor. Ayrıca A, B, E ve K vitaminleri açısından da zengin bir içeriğe sahip. Hücre yenilenmesinde de etkin rol oynayarak bağışıklık sistemimizi destekliyor.
· Beta-karoten açısından zengin bir kaynak olan karahindiba çayında magnezyum, demir, potasyum, kalsiyum ve C vitamini de bulunur. Toksinlerin yok edilmesini sağlayarak bağışıklık sistemini destekler.
· Sodyum, demir, kalsiyum, potasyum, fosfor, magnezyum mineralleri ve B3 ile B6 vitaminleri açısından zengin olan zencefil çayı; soğuk algınlığı ve öksürük gibi şikayetlere karşı önleyici ve yok edici etkiye sahiptir. Bağışıklığı destekler, sindirim ve hazmı kolaylaştırır.
Öğün atlamadan ilerlemek ve her öğünde sağlıklı gıdalara yer vermek, bağışıklık sisteminin desteklenmesi için hayati bir önem taşıyor. Aşırı yağlı, çok tuzlu veya şekerli, sağlığa zararlı bileşen içeren gıda maddelerinden uzak durarak içeriğini bildiğimiz yiyeceklerle beslenme listemizi oluşturmamız gerekiyor. Ayrıca öğünlerimizin saatleri de bir düzene oturmalı.
Yoğun zamanlarınızda dahi öğün atlamadan ilerlemek, sağlıklı ve lezzetli yiyeceklerimiz ile beslenme listenize renk katmak isterseniz ta!da! ürünlerine göz atabilirsiniz.
Çölyak hastaları ve glüten intoleransı yüksek olan kişiler glütenli yiyeceklerden uzak durmalı. Ancak glütenli yiyecekler oldukça fazla. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf tahılları glüten içeriyor. Hazır gıdaların çoğunda da glüten bulunuyor. Bulgur, irmik, makarna, erişte, börek, kek gibi birçok gıdada da glüten var. Peki bu kadar glütenli gıdanın arasında glüteni sofralarımızdan nasıl uzak tutabiliriz?
Evdeki diğer bireyler de sizin gibi çölyak hastası değilse ya da evde sizden başka kimsenin glüten hassasiyeti yoksa, mutfakta çok daha dikkatli olmalısınız. Çünkü siz olmasanız bile evde yaşayan diğer aile üyelerinin glüten tüketmesi demek içeriğinde glüten ve un tozu bulunan yiyecek kırıntılarının mutfağın görünen ya da görünmeyen alanlarında bulunması demek. Bu durumun kontaminasyon riskini artırabileceği düşünüldüğünde, temizliğin önemi ortaya çıkıyor. Yemek hazırlarken kullanacağınız mutfak eşyalarının temizliğine özen gösterin. Yemek kaşıklarını, tencereleri ve tabakları iyice yıkayın. Fırın tepsilerine yerleştirmek için pişirme kağıdı kullanıyorsanız, bunların glütenle temas etmemesine dikkat.edin. Üzerinden çizik ya da çatlaklar bulunan pişirme aletlerinin tamamen temizlenemeyeceğini unutmayın ve bu aletleri kullanmadan atın. Ayrıca mutfak havlularını düzenli olarak yıkayın, bulaşık süngeri ve temizlik bezlerini düzenli olarak değiştirin ve temiz tutun.
Kontaminasyon riskini en aza indirmek için ortak tabak, kaşık, çatal kullanımını bırakabilirsiniz. Mutfakta temizliğinden emin olduğunuz bir alanda sadece sizin kullandığınız tabak, çatal, kaşık, bıçak, kase, tencere, tava gibi sofra ürünlerini ve pişirme aletlerini hazır bulundurun. Ayrıca glüten içeren ve içermeyen yiyecekleri mutlaka ayrı dolaplarda muhafaza edin. Sabah kahvaltılarında ortada herkese ikram edilen bal, reçel, tereyağ, peynir gibi yiyecekleri de ayırabilirsiniz. Böylece bıçakla kolaylıkla yayılan glüten içeren gıda kırıntılarını yanlışlıkla yemekten kurtulmuş olursunuz.
Yemeklerinizi hazırlarken önce glütensiz yiyecekleri pişirin. Örneğin kızartma yapıyorsanız, önce glütensiz gıdaları kızartın. Glütensiz ve glüten içeren yiyecekler için ayrı yağ kullanın ve kullandığınız pişirme kaplarının ve kaşıkların farklı olmasına dikkat edin. Makarna hazırlarken kullandığınız makarna süzgecinin bile ayrı olmasına dikkat edin.
Ta!da! olarak glutensiz atıştırmalıklarımız ile en büyük destekçilerinizden biri oluyoruz. Siz de hem glütensiz beslenmeye %100 uygun hem de lezzetli grissini, gevrek, kurabiye, kraker gibi atıştırmalıklarla gününüzü zenginleştirebilirsiniz.
Doğayı tanımanın ve stres dolu şehir hayatından uzaklaşmanın en iyi yollarından biri olan kamp, her ne kadar huzur verici bir aktivite olsa da, deneyimsiz kampçılar için hayal kırıcı bir deneyime dönüşebilir. Ancak çadır kampının temellerini ve püf noktalarını öğrenmek, doğada geçireceğimiz zamanı unutulmaz ve keyifli bir hale getirebilir.
Çadır Kampında Doğru Lokasyon ve Çadır Kurulumu
Çadır kamplarında dikkat etmemiz gereken kriterler arasında ilk sırada yer alan çadır kurulumu, kamp deneyimimizin kalitesini en çok etkileyen faktörlerden biridir. Manzara ne kadar harika olursa olsun, kamp çadırının yanlış konumlandırılması, konforsuz bir konaklama gerçekleştirmemize veya sağlık sorunları yaşamamıza sebep olabilir. Kamp çadırını kuracağımız bölgenin;
gibi kriterlere sahip olması önemlidir. Alan seçiminin ardından çadırımızı belirtilen kurulum talimatlarına eksiksiz şekilde uyarak kurabilir, keyifli bir deneyime hazır olabiliriz.
Çevre Koşullarına Karşı Korunmanın Püf Noktaları
Yaz kamplarında kavurucu güneş ışınları, sivrisinekler ve nem gibi sorunlar, katlanılmaz bir hale gelerek kötü hatırlayacağımız bir outdoor deneyimi yaşamamıza neden olabilir. Çadır kampı sırasında keyfimizi kaçıracak çevresel faktörlere karşı alabileceğimiz ufak önlemler, doğanın tadını çıkarmamıza yardımcı olur:
Keyifli Bir Kamp Deneyimi İçin Beslenmenin Önemi
Çadır kampı ve diğer outdoor aktivitelerinin en önemli noktalarından biri olan yemek hazırlama ve beslenme, doğada geçirdiğiniz süre zarfında enerjik kalmamızı sağlar. Ancak doğada yemek hazırlamak, yorucu ve zahmetli bir iş haline gelebilir. Dengeli ve sağlıklı bir yemek menüsü oluşturmak ekonomik olarak zorlayıcı ve uzun süreli bir seçenek olabileceğinden, doğaya daha fazla vakit ayırmak ve anın tadını çıkarmak için özenle hazırlanan ta!da! outdoor ürünlerini tercih edebilirsiniz. Farklı outdoor aktiviteleri için kapsamlı ve lezzetli bir seçenek olan ta!da! outdoor yemek kitleri, damak tadınızdan ödün vermeden ihtiyacınız olan besinleri karşılamanıza yardımcı olur. Özenle hazırlanan yemek kitlerine ta!da! outdoor kategorisinden kolayca ulaşabilir, doğayla bütünleşebileceğiniz mükemmel bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
Düşük kalorili ve yüksek lif içeriğine sahip olan taze fasulye, vücudumuza pek çok yarar sağlayan besinlerden biridir. Gün içerisinde ihtiyacımız olan protein, folik asit, kalsiyum, demir, potasyum ihtiyaçlarımızı karşılamaya yardımcı olur. Aynı zamanda A, K, B6, C vitamini bakımından da zengin bir besin kaynağıdır.
Taze fasulyenin vücudumuz için faydaları şunlardır:
Hem sağlıklı hem de çok lezzetli olan taze fasulye ile yapılan tadına doyamayacağınız birkaç tarifi sizin için paylaştık.
Taze Fasulye Salatası
Renkli görüntüsüyle iştahınızı açacak bir salata tarifine ne dersiniz? İşte sağlık deposu olan besinler ile yapabileceğiniz taze fasulye salatasının tarifi...
Yapılışı
Öncelikle taze fasulyeleri yıkayıp ortadan ikiye bölüyoruz. Sonrasında tencerenin dibine su koyarak taze fasulye ve havuçları bir arada buhara verip pişiriyoruz. Biberleri ise közleyip kabuklarını soyduktan sonra ince ince doğruyoruz. Taze fasulyelerin suyunu süzüp bir kase içerisine alıyoruz. Üzerine havuç, biber, maydanoz, nane ve dereotunu ilave ediyoruz. Son olarak salatamıza sarımsak ekleyip zeytinyağlı sos ile servis etmeye hazırlıyoruz.
Taze Fasulye Kavurması
Üzerine kıracağınız yumurta ile lezzetine lezzet katan taze fasulye kavurmasının tarifi oldukça basit. Taze fasulye kavurmasının malzemelerine ve nasıl yapıldığına gelin birlikte bakalım.
Malzemeler
Yapılışı
Öncelikle fasulyeleri güzelce yıkayıp kırıyoruz. Sonra tencereye sıvı yağ koyup soğanlar pembeleşinceye kadar kavuruyoruz. Soğanlar kıvamına gelince biberleri ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Domates, salça ve tuz ekleyerek biraz daha karıştırıyoruz. Daha sonra taze fasulyeleri ilave edip tencerenin kapağını kapatarak kısık ateşte pişiriyoruz. Pişen fasulyenin üzerine en son iki adet yumurta kırıp bir miktar daha pişirdikten sonra servis ediyoruz.
Ta!da! olarak sunduğumuz kolaylıkla tüketilebilen zeytinyağlı fasulye, hem sağlıklı hem de çok lezzetli olmasıyla birlikte sofralarınızın vazgeçilmezi olacak. Özenle seçilen malzemeler ile hijyenik koşullarda üretilen ve hiçbir koruyucu, trans yağ ya da katkı maddesi içermeyen zeytinyağlı taze fasulyeyi hemen sipariş verebilirsiniz.
Sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak için illa ki sevdiğiniz yiyeceklerin yasaklandığı düşük kalorili diyetler ya da ağır egzersizler yapmak zorunda değilsiniz. Yaşam tarzınızda yapacağınız basit değişiklikler ile kolay kilo verebilir ve formunuzu koruyabilirsiniz. Ağır diyetler yapmadan kalıcı kilo vermenize yardımcı olacak önerileri sizler için sıraladık…
Güne besleyici ve sağlıklı bir kahvaltı ile başlamak, günün diğer kalanında daha az kalori almanıza yardımcı olur. Aynı zamanda metabolizmanızın hızlanmasını da sağlayabilir. Bir iki dilim tam buğday ya da çavdar ekmeği, yumurta, yeşillik, peynir ve ceviz ile sağlıklı ve lezzetli bir kahvaltı hazırlayabilir, güne zinde ve canlı bir şekilde başlayabilirsiniz.
Akşam yemeğini, yatmadan az 3-4 saat önce tüketerek, ardından başka bir şey yemeyerek; mideniz kısmen boş haldeyken uykuya dalmayı kolaylaştırabilirsiniz. Akşam yemeğinden sonra televizyon karşısında atıştırmayı kesebilir ve böylece gereksiz kalori alımını engelleyebilirsiniz. Arada bir, bir kâse yoğurt ya da bir top dondurma veya bir parça bitter çikolata deneyebilirsiniz. Ancak sonrasında dişlerinizi fırçalayarak yeme işlemine bir son vermelisiniz.
Şeker içeren tüm içecekler boş enerji kaynağıdır. Kan şekerinizi aniden yükseltip aniden düşürür ve hormonların sağlıklı işlemesini engeller. Günlük sıvı alımına dikkat etmeli ve en az günde 2- 2,5 litre su içmeye çalışmalısınız. Susuzluğunuzu şekerli ve gazlı içecekler ile alkolden karşılamaktan kaçınmalısınız. Maden suyu, az yağlı süt, ayran, düşük kalorili sebze suları tüketebilirsiniz.
Posa açısından zengin sebze, meyve ve tahıllar midede daha fazla yer kaplayarak tokluk hissi yaratır. Ayrıca sindirimi uzun sürdüğü için mideyi geç terk eder, kan şekerinin yavaş yavaş yükselmesini sağlar. Kahvaltıya maydanoz, roka, taze nane, domates, salatalık gibi yeşil sebzeler; öğle ve akşam yemeğinize salata ve zeytinyağlı sebze yemekleri ekleyebilirsiniz. Ekmeğinizi de tam tahıllı seçerek uzun süre tokluk hissi sağlayabilir, günlük kalori alımınızı düşürebilirsiniz.
Yemek tabağınızı daha küçük boyutlarda seçerek porsiyonlarınızı ve günlük kalori alımınızı azaltabilirsiniz. Normalden daha küçük tabaklar, bardaklar, kâseler kullanarak porsiyon kontrolü sağlayabilir ve daha zarif tabaklarda daha bol yemek yediğinizi düşünebilirsiniz.
Düşük kalorili besinler için ta!da! lezzetlerini inceleyebilir; evde, okulda, iş yerinde ve tatilde formunuzu koruyabilirsiniz.
Kaynak:
https://www.webmd.com/diet/features/10-ways-to-lose-weight-without-dieting
Yaz aylarında yapılan konserveler, kışın pratik bir şekilde yemek hazırlayabileceğimiz alternatifler oluşturuyor. Üstelik bu sayede yaz sebzelerini kış aylarında da koruyucusuz ve sağlıklı bir şekilde tüketebiliyoruz. Peki, konserve hazırlarken nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
Konserve İçin Malzeme Seçimi
Bozulma belirtileri gösteren malzemeler kullanarak konserve hazırlamak Botulinum bakteri gibi hayati risk taşıyan sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Eğer hazırlıkları yaparken arada çürük bölümler görüyorsak kesinlikle kullanmamalı ve bozuk bölümleri atmalıyız. Konservelerimiz koruyucusuz olduğundan hijyen konusuna ekstra önem göstermeliyiz. Uygun besinleri sirkeli suda bekletebiliriz.
Konserve İçin Kavanoz Seçimi
Gıdalar belli bir sıcaklığa kadar ulaştığında gıdaların içerisindeki enzimler etkisiz hale geliyor. Bu noktada gıdaların kavanozlara alınarak soğuması bekleniyor. Soğuma esnasında gaz daha akışkan halde olduğundan dışarı çıkabiliyor ve vakum etkisi oluşarak kavanozlara tekrar hava girişinin önüne geçiliyor.
Konservenin hazırlanması esnasında oluşacak sıcaklık değişimlerinde kavanozun patlamaması için basınca karşı kavanoz camının dayanıklı olması gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda kullandığımız kavanozları tekrar kullanabiliriz. Ancak kapakların yeni olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Eski kapakların tutmama ihtimali oldukça yüksek olduğundan konservelerimiz hava alabilir.
Konservelerimiz koruyucusuz olduğundan bakteri oluşumunu önlemek için yüksek sıcaklığa maruz bırakmak önem taşıyor. Bu nedenle kavanozları kullanmadan önce 15 dakika kadar kaynatarak sterilize etmemiz gerekiyor. Eğer hazırladığımız konservenin kapağı bir süre sonra şişmeye başlıyorsa içerisinde bakteri oluştuğunu anlamalı ve kesinlikle tüketmemeliyiz.
Konserve Hazırlamanın Püf Noktaları
Konserve hazırlamakla uğraşmak yerine siz de koruyucu içermeyen ev yapımı tadındaki ta!da! konserve ürünleri satın alabilirsiniz!
Günümüzde sağlıklı ve hızlı bir kahvaltı ya da ara öğün denildiğinde akla ilk gelen seçeneklerden biri müslidir. Müsli isminin kökeni “lapa” anlamına gelen “mües” kelimesidir. Bir tür gevrek olan ve en çok kahvaltıda tüketilen müsliyi, 1900’lerin başında İsviçreli beslenme uzmanı Dr. Maximilian Oskar Bircher-Benner, hastalarına elmalı perhiz yemeği hazırlarken keşfetmiştir. Bu karışım zamanla İsviçre’de yaygınlaşarak standart haline gelmiş ve “Birchermuesli” olarak anılmaya başlanmıştır. Günümüzde tüm dünyada tüketilen müslinin orijinal tarifi; kuru yulaf ezmesi, fındık, badem ve limon suyuyla kesilmiş yoğun kıvamlı süt içerir. Müsli hakkında en çok merak edilen soruların yanıtlarını sizin için bir araya getirdik.
Müsli Zayıflatır mı?
Müslinin içeriğinde demir, çinko, magnezyum, krom, selenyum, K, B1, B2, B3, B6 gibi vücut için gerekli vitamin ve mineraller bulunur. Müsli ayrıca tam tahıl, lif ve protein açısından da zengindir. Özellikle günün ilk öğünü olarak tüketildiğinde gün boyu açlık hissini yatıştırdığı bilinmektedir. Hem besleyici hem lezzetli bir alternatif olan müsliyi tercih etmek, açlığı geçici olarak bastıran abur cubur gibi sağlıksız alternatiflerden uzak durulmasına yardımcı olur. Süt, yoğurt, taze meyveler ile karıştırılıp hazırlanan bir kase müsli doğru bir diyetle birlikte kilo verilmesini sağlar.
Müsli Bağırsakları Çalıştırır mı?
Evet, çalıştırır. Müsli lif açısından zengin bir besin kaynağıdır. Bilindiği gibi lif, bağırsakların ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlar, kabızlık sorununun önüne geçer. Müslinin ana bileşeni olan yulaf ise güçlü bir prebiyotiktir. Müslinin bağırsak destekleyici özelliği, yine lif açısından zengin olan kuru ya da taze meyvelerle birlikte tüketildiğinde daha da artar. En fazla lif içeren kuru ve taze meyveler; elma, üzüm, çilek, armut, kuru kayısı, kuru erik ve kuru incirdir. Günümüzde bu içeriklere sahip zengin çeşitlilikte müsli seçenekleri mevcuttur.
Müsli ile Yulaf Ezmesi Aynı mı?
Hayır, değil. Yulaf, buğday familyasına ait olan, bolca karbonhidrat ve amino asit içeren bir besindir. Müsli ise temel bileşeni olan yulafı içermekle birlikte taze ve kuru meyve, kuru yemiş, tahıl, vitamin ve mineraller açısından da zengin ve besleyici bir karışımdır. Yulaf ezmesi, su veya süt ile pişirilip lapa haline getirilerek sıcak şekilde yenebilirken müsli ise sıcak veya soğuk olarak tüketilebilir. Müslinin aksine yulaf sade haliyle de tercih edilebilir. Her ikisi de sağlık için son derece faydalı olan yulaf ile müsli arasında büyük farklar yoktur. Daha zengin tatlardan hoşlanan kişiler yulaf ezmesinden ziyade müsliyi tercih eder.
Müsli Nerede Bulabilirim?
Siz de müsliyi öğünlerinize katmak ve sağlıklı bir yaşama adım atmak isterseniz ta!da! müsli çeşitlerimizi inceleyebilirsiniz. Yüksek lif içerikli, protein kaynağı ta!da! müsliler sizin için titizlikle üretilir, ISO ve Güvenli Gıda sertifikalarına sahiptir. Çilekli, ahududulu, bitter çikolatalı ve elmalı, tarçınlı olarak farklı lezzetlerde sunulan ta!da! müslilerimizi yakından incelemek ve hemen sipariş vermek için buraya tıklayabilirsiniz.
Denizi ve adrenalini sevenlere hitap eden sporlardan birisi olan yelkencilik son yıllarda ülkemizde de büyük ilgi görmeye başlamıştır. Stresten arınırken keyifli zamanlar geçirmenizi sağlayan spor, rüzgârın etkisiyle bir yelken üzerinde hareket etme mantığına dayanır. Kendine has ekipmanları bulunan yelkencilikte başarılı olmak için rüzgâr şartlarını kontrol etmeyi öğrenmek büyük önem taşır.
Yelken Sporu Nasıl Yapılır?
Yelken sporuna başlamadan önce temel terimleri öğrenmek gereklidir. Öncelikle terimleri öğrenebilir ve daha sonra eğitimlere başlayabiliriz.
Yelkeni kullanmadan öncelikle dümenin nasıl hareket ettirileceğini öğrenmek önemlidir. Daha sonra rüzgâra karşı nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda tecrübe kazanmalıyız. Yelkeni istenen noktaya ulaştırmayı başardığımızda ise yelkencilik konusunda temeli attığımızı anlayabiliriz.
Yelkende başarılı olmak için ekipmanların tam olması şarttır. Ayrıca vücudumuz yelken ile bir uyum içerisine girmeli ve dengeyi sağlamalıdır.
Yelkencilikte Kullanılan Ekipmanlar
Yelken sporuna başlarken bu sporu sevip sevmeyeceğimizden emin olmamız mümkün değildir. Bu nedenle öncelikle sadece temel ekipmanları satın almakta fayda vardır. İlerleyen süreçte eksiklerimizi tamamlayabiliriz.
Başlangıç için spor esnasında kendinizi korumanızı sağlayacak kıyafetlerinizin tam olması yeterlidir. Yelken pantolonu ya da şortu, tişörtü, montu ve gözlük temel ekipmanlardandır. Özel olarak üretilen su geçirmez kumaş kullanılan modelleri tercih etmemiz gerekir. Zorlu hava şartları bulunan bir bölgedeysek kıyafetlerimizin rüzgâra karşı dayanıklı olmasına özen gösterebiliriz. Ayrıca kumaşların cildimize nefes aldırıyor olması da önemlidir.
Yelken Sporcuları Nasıl Beslenmeli?
Yelkencilik antrenmanları ve yarışlarında başarılı olabilmek için sporcu beslenmesi oldukça önemlidir. Gün içerisinde alınan besinlerin protein açısından zengin olması gereklidir. Bu sayede protein sentezlenmesi artar ve antrenman esnasında yıpranan kasların tamiri kolaylaşır.
Harcadığımız eforla birlikte vücuttan su atacağımızdan su tüketimine özen göstermeliyiz. Günde en az 3 litre su içmeliyiz. Ayrıca antrenmandan 30 dakika öncesinde birkaç bardak su tüketmekte fayda vardır.
Antrenman ve yarışlardan 1 saat önce kolaylıkla enerjiye dönüştürülebilen basit karbonhidratlar tüketebiliriz. Sebzeli sandviçler, meyve suyu, makarna ve haşlanmış patates ideal seçimler olabilir. Ayrıca mümkünse antrenman esnasında vitamin ve mineral içerikli sıvılar tüketebiliriz.
Uzun süreli antrenmanlar içinse ta!da! ürünleri yanınızda! Tek tıkla siteye giriş yapabilir ve siparişinizi oluşturabilirsiniz.
Kaynaklar:
https://www.discoverboating.com/resources/learning-the-basics-of-sailing
https://www.cruisingworld.com/learn-to-sail-101/
https://www.sailmagazine.com/cruising/basic-sailing-101
https://www.popularmechanics.com/home/how-to-plans/a35842979/how-to-get-started-in-sailing/
Katkı maddesi, koruyucu ve renklendirici içermeyen sevdiklerinizin güvenle tüketebileceği dondurmalara ulaşmak sandığınız kadar zor değildir. Evde dondurma yaparak üretimin her aşamasından ve hijyenden emin olabilirsiniz. Üstelik ev yapımı dondurma için dondurma makinesine de ihtiyacınız yoktur. Süt, şeker, vanilya, mevsim meyveleri gibi kolay ulaşabileceğiniz malzemelerle çocuklar için güvenilir dondurmalar yapabilirsiniz. Lezzeti harika, ev yapımı, sağlıklı dondurma tariflerinden bazılarını sizler için bir araya getirdik.
Ballı Vanilyalı Dondurma
12 porsiyon için gereken malzemeler:
· 2 su bardağı süt
· 1 adet vanilya çubuğu veya 1 yemek kaşığı vanilya aroması
· 6 adet yumurta sarısı
· 1 su bardağı esmer şeker
· 3 yemek kaşığı bal
· ¼ çay kaşığı tuz
· 2 su bardağı yoğun krema
Bir tencereye sütle vanilya çubuğunu ekleyin ve kaynama noktasına kadar ısıtın ancak kaynatmayın. Ayrı bir kapta yumurtaları, esmer şekeri, balı ve tuzu beyaza yakın bir renk alana kadar çırpın. Kıvam aldıktan sonra çırpmaya devam ederek tenceredeki karışımı yavaş yavaş kaba ekleyin. İyice karıştıktan sonra tekrar tencereye aktarın. Muhallebi gibi yoğun bir kıvam alana dek orta ateşte pişirin. Elde ettiğiniz muhallebiden vanilya çubuğunu çıkarın. Yoğun kremayı muhallebiyle karıştırın. Eğer vanilya aroması kullanıyorsanız onu da bu aşamada ekleyin. Karışımı yaklaşık 4 saat buzdolabında soğutun ardından dondurucuya koyun ve saatte bir karıştırın. İyice donduktan sonra tüketin.
Şeftalili Dondurma Tarifi
4 porsiyon için gereken malzemeler:
· 4 adet şeftali
· 1 su bardağı süt
· 1 su bardağı toz şeker
Şeftalilerin kabuklarını soyun. Mutfak robotunun içerisine tüm malzemeleri atın. Akışkan ve homojen bir kıvam alana kadar robot yardımıyla karıştırın. Bir kaba karışımı aktarın ve dondurucuya yerleştirin. Saatte bir soğutucudan çıkarın, homojen şekilde karıştırın ve tekrar dondurucuya koyun. Bu işlemi karışım tamamen donana kadar tekrarlayın. Donma işlemi gerçekleştiğinde dondurmanız hazır demektir. Afiyet olsun!
https://yemek.com/tarif/seftalili-dondurma/
https://www.allrecipes.com/recipe/140588/honey-vanilla-ice-cream/
Ağırlıklı olarak Akdeniz ve Atlantik’te yaşayan sardalya, Akdeniz ülkeleri Portekiz, İspanya, Malta ve Sicilya mutfaklarının en önemli balıklarından biridir. Farklı pişirme yöntemleriyle ana yemek olarak tercih edilebildiği gibi meze veya salata olarak da farklı tariflerde karşımıza çıkmaktadır.
Sardalya Türkiye’de de en çok tüketilen balıklardan biridir. Sağlıklı ve lezzetli olmasının yanı sıra kolay ayıklanması, küçük kılçıklı olması, kılçığıyla birlikte yenebilmesi, farklı şekillerde pişirilebilmesi tercih edilme sebeplerindendir. Türkiye’de en çok Ege ve Marmara Denizi’nde avlanır. Ege sardalyası daha iri ancak Marmara sardalyası daha yağlı ve lezzetlidir. Av dönemi haziran ayında başlar ve en lezzetli zamanı temmuz - eylül arasıdır.
Türkiye’de ana yemek olarak genellikle mangal, ızgara veya tavada pişirilir. Asma yaprağında sardalya ve sebzeli sardalya buğulaması Ege bölgesinin öne çıkan yemeklerindendir. Sardalya meze olarak da değerlendirilmeye uygundur. Sardalya ezmesi, marine sardalya, sardalya salatası pratik şekilde hazırlanan ve keyifli sofralarda tercih edilebilecek mezelerdendir.
Sardalya Ezmesi
· ta!da! Sardalya Konservesini çıkarın.
· 1 dilim bayat ekmeği ufalayın. Ufalanmış ekmeği sardalya, 50-60 gram ceviz ve 50-60 gram yeşil zeytin ile rondodan geçirerek püre haline getirin.
· Karışımı tabağa aktarın. Üzerine 1 çay bardağı zeytinyağı ve 1 limonun suyunu karıştırarak dökün.
· Servis ederken dereotu ile süsleyin.
Pratik Sardalya Mezesi
· 1 kutu ta!da! Sardalya Konservenin sosunu süzdürün.
· Yarım çay bardağı zeytinyağına, 2 yemek kaşığı sirke ve 2 yemek kaşığı limon suyu ekleyip çırpın.
· Bu karışımı sardalyaların üzerine dökün. İnce doğranmış soğan, maydanoz ve dereotu ile birlikte servis edin.
Siz de uzun yaz sofralarınıza keyif katacak mezeleri kolayca hazırlayabilir, bu hafif lezzetlere yaz haricinde ulaşmak isterseniz ta!da! konservelerinden yararlanabilirsiniz.
Kurban Bayramı’nda ailemiz ve sevdiklerimizle kurduğumuz sofralarda et ve tatlı tüketimi her zamankinden fazla olabiliyor. Sevginin ve mutluluğun bir göstergesi olan bayram yemeklerinin daha sağlıklı olması içinse bazı beslenme önerilerini göz önünde bulundurabiliriz.
Kurban Bayramı’nda Et Tüketimi Nasıl Olmalı?
Tükettiğimiz etlerin, veteriner kontrolünde olan hayvanlara ait olmasına özen göstermemiz gerekiyor. Aksi takdirde şarbon, tenya, tüberküloz gibi hayvanlardan insanlara geçebilen hastalıklara yakalanma riskimiz ortaya çıkabilir. Ayrıca henüz yeni kesilmiş hayvanların etlerinin tüketilmemesinde fayda bulunuyor. Yeni kesilen hayvanları pişirirken sertlik sorunu yaşayabiliriz. Ayrıca midemizde ağrı, şişkinlik gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
Kesilen etlerin ise mümkün olduğunca serin bir ortamda bekletilmesinde fayda bulunuyor. Daha sonra tüketebileceğimiz etleri porsiyonlara ayırarak buzluğa kaldırabiliriz. Ayrıca çiğ et kestiğimiz tahtalarda kolayca bakteriler üreyebileceğinden aynı tahtaları yıkamadan sebze kesmememiz gerekiyor.
Kurban Bayramı’nda Tatlı Tüketimi
Bayramda yenilen tatlılar bir anda kan şekerimizin yükselmesine ve yine aynı hızla düşmesine neden olabiliyor. Bu nedenle özellikle şerbetli tatlılar tüketirken porsiyon kontrolü yapmamızda fayda bulunuyor. Ayrıca kan şekerini dengede tutmak için bazı ipuçlarından da faydalanabiliriz.
· Mümkünse şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tüketilmesinde fayda bulunuyor.
· Tatlı ile süt, yoğurt gibi protein içerikli besinler tüketerek kan şekerinin dengeli kalmasını sağlayabiliriz.
Gün içerisinde içtiğimiz suların içerisine tarçın ekleyerek kan şekerimizin düşmesinin önüne geçebiliriz.
Kurban Bayramı İçin Beslenme İpuçları
· Proteinlerin sindirimi, karbonhidrat ve yağlara göre daha zor. Bu nedenle yiyeceklerimizi mümkün olduğunca çok kez çiğneyerek tüketilmesinde fayda bulunuyor.
· Özellikle formumuzu korumaya dikkat ediyorsak etleri kızartmak yerine haşlamayı ya da demir döküm tavada yağsız olarak pişirmeyi düşünebiliriz. Ayrıca üzerine ekleyeceğimiz soslardan da uzak durmalıyız.
· Kurban Bayramı’nda en çok dikkat edilmesi gereken konular arasında su tüketimi yer alıyor. Yüksek miktarda protein tüketimi böbreklerimizi yorabiliyor. Bu nedenle su tüketimi her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Gün içerisinde 2-3 litre su içerek protein sindirimi sonrasında ortaya çıkan atıkların böbreklerden daha kolay süzülmesini sağlayabiliriz.
Kaynaklar:
https://sabriulkerfoundation.org/en/EidAlAdha
https://www.balancenutrition.in/blog/health-reads/festival-diet-plan/eid-al-adha
Müsli, içerisinde lifli tahıllar, meyveler ve çikolata gibi lezzetler barındıran bir kahvaltılık gevrek çeşididir. Müsli yapımında genellikle sağlık açısından faydalı yulaf, buğday, çavdar ve mısır tahılları kullanılır. Hem lezzet vermesi hem de besleyiciliğini artırmak için elma, ananas, çilek gibi kuru meyvelerle kinoa, chia gibi tohumlar ve kuru yemişler de eklenir. Tahıl tüketimini daha keyifli hale getirmek için ta!da! Çilekli, Ahududulu Bitter Çikolatalı Müsli gibi içerisine çikolatanın eklendiği tatlı kaçamaklar yapabileceğiniz müsli çeşitleri de vardır.
Tek seferde pek çok besin grubunu bir arada tüketebilmenize imkan tanıyan müsli karışımlarının vücudunuza faydaları oldukça çeşitlidir. Bağışıklığa, sindirim sistemine ve damar sağlığına olumlu katkıları bulunan müslinin artıları, içerisindeki malzemelere ve bunların miktarına göre değişir. Ancak müsli tüketmenin vücut sağlığınıza olan katkıları temel olarak şu şekilde sıralanabilir:
1. Farklı faydaları bulunan pek çok besini bir arada sunarak dengeli şekilde beslenmenize yardımcı olur.
2. İçeriğindeki yüksek karbonhidrattan dolayı enerji seviyesi yüksek olan müsli size zindelik kazandırır.
3. Uzun süre tokluk hissi vererek aşırı ve faydasız gıda tüketmenizi engeller.
4. Tam tahılların sahip olduğu yoğun lif, sindirim sisteminizi düzenler.
5. Tahıl taneleri ve kuru yemişler bağışıklığı güçlendiren yararlı probiyotik bakterilerinin artmasını sağlar.
6. İçerisindeki beta-glukan diyet lifleri kötü huylu kolesterolün azalmasına yardımcı olur.
Müsli, kahvaltılık gevrek kategorisinde yer alsa da yalnızca kahvaltı öğününde değil, günün her saati keyifle yiyebileceğiniz bir gıdadır. Fındık, ceviz, taze meyve gibi çeşitli bileşenler ekleyerek müslinin içeriğini istediğiniz şekilde değiştirebilir ve her öğün farklı bir lezzet elde edebilirsiniz.
Kuru halde satılan ta!da! Elmalı Tarçınlı Müsli gibi lezzetli müsli çeşitlerini tercihinize göre meyve suyu ve soya, badem, Hindistan cevizi sütü gibi vegan gıdalarla yumuşatarak tüketebilirsiniz. İsterseniz müslinizi yoğurt ve inek, keçi sütü gibi hayvansal süt ürünlerine ekleyerek de yiyebilirsiniz. Özellikle yoğurt ile karıştırarak tüketmeyi tercih ederseniz müslinin probiyotik etkisini yoğurdunkiyle birleştirerek yararını ikiye katlayabilirsiniz.
Müsli tüketmek istiyor fakat her seferinde yanınızda kaşık, kase gibi malzemeler taşımak istemiyorsanız ta!da! ‘nın kaşığı içerisinde bardak müsli alternatifleri tam size göre. Benzin istasyonları ve online alışveriş sitelerinde bulabileceğiniz bu pratik ürünü ister süt, ister yoğurtla tüketerek günün her saati nerede olursanız olun sağlıklı ve dengeli beslenebilirsiniz.
Çin’de ortaya çıkan Covid-19hastalığı, hızla tüm dünyaya yayılarak pandemiye dönüştü ve sosyal kısıtlamaları beraberinde getirdi. Ancak aşı uygulamalarının başlaması ve tedbirler, kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılmasına olanak tanıdı. Zor geçen yaklaşık bir buçuk yıllık dönemden sonra artık normalleşme zamanı. Elbette, tedbirli olmak gerektiği her fırsatta dile getiriliyor. Yine de seyahat özgürlüğünün geri gelmesi ve belirli saatlerde eve dönme zorunluluğunun bitmesi keyifli bir yaz geçirmek, belki de uzun süredir görmediğiniz sevdiklerinizi görmek ve sosyalleşmek demek. Peki, normalleşirken nelere dikkat edilmeli?
Hepimiz evde çok sıkıldık. Her ne kadar aşılama hızlı bir şekilde devam ediyor ve vaka sayıları düşüyor olsa da virüs mutasyona uğramaktan ve tekrar tekrar hayatımıza girmekten geri durmuyor. Bununla başa çıkmanın en etkili yolu kişisel tedbirleri hiçbir zaman terketmemek. Tedbirlerin başında ise kalabalık ve kapalı ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmak geliyor. Aynı zamanda corona virüsle günlük hayatın bir parçası haline gelen maske kullanımına da özen göstermelisiniz. Özellikle kalabalık ortamlarda virüsün yayılmasını önlemenin en etkili yollarından biri maske kullanmak. Fakat elbette tüm işi maskeye yüklememek gerek. Sosyal mesafenizi korumaktan da hiçbir zaman vazgeçmemelisiniz.
“Kısıtlamalardan sonra artık sosyalleşmek, keyifli bir tatil yapmak istiyoruz ama kalabalıklardan kaçarak bunu nasıl başaracağız?” diyebilirsiniz. En basit ve bir o kadar da eğlenceli bir çözüm ise kamp yapmak. Arkadaşlarınızla ve ailenizle tatil planı yaparken kamp rotalarını gözden geçirebilirsiniz. Yeşile ve temiz havaya doyabileceğiniz doğa kampları ile sosyal yaşama bol oksijenli ve zinde bir dönüş yapabilirsiniz. Kamplar bir taraftan doğanın dinlendirici ve iyileştirici gücünü hissetmenize olanak tanıyor, bir taraftan da evde kaybettiğiniz enerjinizi geri kazanmanızı sağlıyor. Türkiye’nin her köşesi cennet. Kamp için gittiğiniz her yerde yeşilin farklı bir tonuna, mavinin en sonsuzuna ve kuşların en cıvıltılısına şahit olacaksınız.
Tabii ki “Çok uzun süredir bu tatili bekliyoruz, bir de yemek hazırlamakla uğraşmak istemiyoruz.” demekte çok haklısınız. O zaman size önerimiz ta!da! outdoor’un ev yapımı tadında kamp yemekleri.
Bu harika lezzetlerden ister 24 saatlik menü, ister tek öğünlük menünüzü seçebilir veya tekli yemekleri ile kendi menünüzü kendiniz oluşturabilirsiniz. Kamp tatilinizde alternatif beslenme için ta!da! ‘nın glütensiz atıştırmalıkları, konserveleri, müslileri ve hazır yemekleri gibi daha bir çok seçeneği için hızlı ve güvenli online alışveriş için sayfayı ziyaret etmeyi unutmayın.
Bal kabağı, kendine özgü lezzeti, rengi ve faydaları ile ön plana çıkan bir sebzedir. Sonbahar mevsiminin bitkisi olan bal kabağı, lezzetli olduğu kadar şifalı bir bitki olarak da insanların keyifle tükettiği bir gıdadır. Sofralara renk katan bal kabağı, özellikle sonbahar ve kış aylarında insanlara ihtiyaç duydukları vitamin ve bağışıklık desteğini sağlar. Bununla birlikte cilt sağlığını ve tazeliğini koruyan bu eşsiz sebze, insanların ruh haline de pozitif etki yapar.
Bal Kabağının Yararları
Bal kabağı, zengin besin değerlerine ve düşük kaloriye sahiptir. Vücut direncini ve bağışıklığını güçlendirdiği için mevsim geçişlerinde sağlığınızın korumasına yardımcı olur. Bu sebzeyi içeren yemekler, vücudu enfeksiyonla mücadele konusunda bir hayli güçlendirir. Bununla birlikte cilt sağlığını olumlu ölçüde etkileyen bal kabağı, doğal bir şekilde genç ve temiz bir cilde sahip olmanız için son derece etkilidir. Bal kabağının bilimsel olarak tespit edilmiş birçok faydası vardır. Sağlığınız için düzenli bir şekilde tüketmeniz gereken bal kabağının faydaları şu şekilde sıralanabilir:
· Bal kabağı, son derece güçlü bir omega 3 kaynağıdır.
· Zengin A ve C vitamini içeriğine sahip olan bitki, göz sağlığını korumakla birlikte 100 gram tüketildiği takdirde günlük C vitamini ihtiyacını karşılar. Böylelikle özellikle kış aylarında bünyenizin direnci artar.
· 100 gram ölçüsünde bal kabağı, yalnızca 45 kalori içerir ve yoğun miktarda lif içerdiği için güçlü besin takviyesi sağlarken vücudunuzun formda kalmasına da yardımcı olur. Ayrıca yoğun lif oranıyla sindirim sisteminizi düzenler ve tokluk hissi sağlar.
· Bal kabağı, hücreleri tazeleyerek bünyenizin genç ve sağlıklı kalmasına yardımcı olan bir bitkidir.
· Bal kabağı, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur.
· Kemik dokularına iyi gelen bal kabağı; kalsiyum, fosfor, demir ve magnezyum deposudur.
· İçerdiği B1, B3, B6 ve folik asit vitaminleri sayesinde bağışıklığınızı güçlendirir.
ta!da! güvencesiyle üretilen Balkabağı Ekmekli Kaşar Peynirli Kapya Biberli Sandviç, yoğun bal kabağı içeriği sayesinde vücudunuzun direncini ve bağışıklığını güçlendirmeye yardımcı olur. Sizler için hazırladığımız sağlıklı ve lezzetli hazır gıda ürünlerine ulaşmak için online mağazamızı ziyaret edebilirsiniz.
Hemen hepimizin hayali olan karavan hayatına olan ilgi, özellikle pandemi sürecinde artış gösterdi. İnsanlar karantina süresince evde oturmak yerine manzara eşliğinde doğanın sesiyle uyanmayı tercih ediyor. Karavan hayatına ilginin ve kullanımın artması ile birlikte karavan fiyatlarında da artış söz konusu. Ancak bu durum keyfinizi kaçırmasın. Minibüs, dolmuş gibi araçları düzenleyerek siz de uygun maliyetli bir karavana sahip olabilirsiniz. Bu konuyla ilgili YouTube videolarını izleyerek hem karavan hayatı hem de farklı karavan tasarımları ile ilgili detaylı bilgilere sahip olabilirsiniz. Karavanda yaşamak keyifli olsa da zaman zaman can sıkıcı sorunlarla karşılaşmanız da mümkün. Karavan yaşantısında en çok karşılaşılan sorunlara pratik çözümleri sizler için sıraladık:
Karavanda yaşamanın en büyük sıkıntılarından biri yaşam alanının oldukça küçük olması. Çamaşır yıkama, temizlik ya da ütü yapma, yemek pişirme işlemlerinde evinizdeki konforu bulmanız mümkün değil. Ancak birkaç küçük değişiklikle karavan hayatı için optimum alan yaratabilirsiniz. Yemek yaptığınız tencereleri küçük boyutlu alabilir; servis tabakları, çatal, kaşık gibi malzemeleri tek kullanımlık seçebilirsiniz. Alan küçüklüğünden dolayı karavanda yemek hazırlamada ve bulaşık yıkamada zorlanıyorsanız ev yapımı tadındaki ta!da! hazır yemekleri denemelisiniz. Dayanıklı ambalajları sayesinde taşıma kolaylığı sağlayan ta!da! outdoor ürünlerin aç-ısıt-ye rahatlığı sayesinde doğaya daha çok vakit ayırabilirsiniz.
Kendi rotanızı çizerek karavanınızla istediğiniz yere özgürce gidebilirsiniz. Ancak karavanı konumlandıracağınız alanın acil sağlık durumunda gidebileceğiniz sağlık kuruluşundan çok da uzak olmamasına dikkat etmenizde fayda var. Aynı zamanda güvenliğinizi tehdit edebilecek yol ve mevsim koşullarını da göz önüne almalı, önlem için gerekli malzeme ve ekipmanları mutlaka yanınızda bulundurmalısınız. Herhangi bir hırsızlık olayına karşı karavan için özel olarak tasarlanan alarm sistemleri de caydırıcı olabilir. Kapı kilitleri ve camların sağlam olmasına da önem vermelisiniz.
Karavanı seçtiniz, rotanızı belirlediniz ve yola koyulmaya hazırsınız. Sırada son bir adım kalıyor. Karavanı park edebileceğiniz yerleri belirlemek. Rotanıza uygun park yerlerini önceden belirleyip konaklama işlemini çok daha kolay bir hale getirebilirsiniz. Konaklama alanı seçerken karavanın büyüklüğü, park edilen alanın güneş alıp almadığı, içme suyuna yakınlığı gibi detayları da değerlendirmelisiniz. İhtiyaçlarınıza ve beklentilerinize uygun kamp alanları seçip konforlu bir tatil geçirebilirsiniz.
Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte yeme kültüründe de farklılıklar oluştu. Eski dönemlerde meyveler hangi mevsimde olgunlaşırsa o zaman tüketilirdi. Günümüzde ise hangi meyveyi canımız çekerse anında bulup tüketmemiz mümkün. Ancak sebze ve meyveleri zamanında tüketmek sağlık üzerinde çok daha etkili. Zamansız yetiştirilen meyvelerin olgunlaşması için insan vücuduna zararlı kimyasal ilaçlar ve hormon takviyeleri kullanılır. Doğal olmadıkları için bu besinlerden vücut optimum fayda sağlayamaz. Aynı zamanda yetiştirilmesinde kullanılan zararlı bileşenler ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Mevsiminde tüketilen meyveler ve sebzeler ise doğal yollarla olgunlaşır. Organik oldukları için vitamin ve mineral içerikleri yüksektir, sindirim ve emilimleri çok daha kolaydır. Ayrıca daha lezzetli ve ekonomiktir. Haziran ayında yetişen meyveleri konserve yaparak ya da dondurarak kış mevsiminde tüketebilirsiniz. İşte haziran ayında olgunlaşan meyveler:
Sarı, yeşil, kırmızı renkleriyle yazın enerjisini yansıtan erik çeşitleri, yüksek oranda antioksidan bileşenler içerir. C, A, K ve B vitaminleri açısından da zengin olan meyve bağışıklık sistemini destekleyerek enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Düşük kalorili olduğu için kilo verme ve koruma programlarında iyi bir ara öğün seçeneğidir.
Haziran ayının en sevilen meyvelerinden biri olan kayısı; demir, magnezyum, bakır, potasyum, A vitamini ve C vitamini açısından zengindir. İçeriğindeki demir sayesinde kansızlık riskini önleyici etki gösterebilir. Potasyum sayesinde kalp damar sağlığının korunmasını ve magnezyum ile de kan basıncının dengelenmesini destekler. Yüksek oranda lif içeren meyvenin en önemli faydalarından biri de bağırsak hareketlerini hızlandırarak kabızlığı önlemeye yardımcı olmasıdır.
Su içeriği oldukça yüksek olan çilek, idrar söktürücü özelliği ile dikkat çekicidir. Lezzeti ve kendine has kokusu ile sevilen bir meyvedir. Yüksek oranda C vitamini ve antioksidan bileşenler içerir. Serbest radikallerin vücuttan atılmasını kolaylaştırarak bağışıklık sisteminin güçlenmesini destekler. Sakinleştirici özelliğiyle bilinen çilek, ağız kokusunu önlemeye de yardımcıdır.
Haziran ayı ortalarında olgunlaşan şeftali, turuncu rengi ve yumuşak dokusu ile en çok tüketilen meyvelerden biridir. Kabuğu sert olduğu için genellikle soyularak tüketilen meyve yüksek orandaki florür içeriği sayesinde diş ve diş etlerinin korunmasına destek olur. Zengin bir potasyum kaynağıdır ve yüksek tansiyon hastalarının tedavisine yardımcı olabilir. Meyvenin kendine özgü turuncu rengi, göz sağlığının korunmasında önemli bir rol oynayan A vitamini öncüsü beta karotenden gelir.
Mevsiminde tüketilen yiyeceklerle sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı uygulayabilir, sağlığınızı gözeten ta!da! ürünleriyle sofralarınızı zenginleştirebilirsiniz.
Türk mutfağı, lezzetli yemekleriyle olduğu kadar sunum güzelliği ile de dikkat çeker. Sofralarda eşsiz bir görsel şölen yaratan ve lezzetleriyle damaklara şenlik havası getiren mezeler, özel gece ve davetlerin vazgeçilmezidir. Mezeleri farklı kılan en önemli özellik ise damak tadına göre hazırlanabilmeleridir. Sıcak ve soğuk olmak üzere ikiye ayrılan mezeler, doyurma amacı gütmeyen hafif yapısı ile sofralara zengin bir görünüm katar. Sıcak mezeler genellikle kış mevsiminde tercih edilen beşamel soslu ya da tereyağlı ürünlerdir. İçli köfte, sigara böreği, mücver, Hatay köftesi sıcak mezelere iyi birer örnektir. Soğuk mezeler ise genellikle sıcak yaz günlerinde tüketilen zeytinyağlı besinlerdir. Bir gece öncesinden hazırlanıp buzdolabında bekletildiğinde lezzeti katlanır. Haydari, acılı ezme, kuru cacık, Rus salatası, deniz börülcesi, piyaz, közlenmiş sebzeler en çok sevilen mezeler arasındadır.
Mezeleri hazırlaması bazen zahmetli ve yorucu olabilir. Aynı zamanda meze hazırlamak için yeterli zamanınız da kalmayabilir. Bu durumda ta!da konserve mezelerden faydalanabilirsiniz. Size kullanım kolaylığı sağlayan fasulye pilaki, barbunya pilaki, közlenmiş biber, közlenmiş patlıcan ve zeytinyağlı dolma gibi konserve ürünlerle pratik bir şekilde sofranızı zenginleştirebilirsiniz. İşte sizin için hazırlaması oldukça kolay ve pratik meze tarifleri:
· 5 yemek kaşığı süzme yoğurt
· 2 adet orta boy közlemelik patlıcan
· 1 yemek kaşığı mayonez
· 2 adet közlemelik kırmızı kapya biber
· 2- 3 diş sarımsak
· 1 çay kaşığı tuz
· Servis için 1 çay kaşığı kuru nane ve toz kırmızıbiber
· Yıkayıp kuruladığınız patlıcan ve biberlerin üzerlerine bıçakla birkaç delik açın.
· Hazırladığınız biber ve patlıcanları fırın tepsisine alın. Önceden 200 dereceye fırını ısıtın ve patlıcanlarla biberleri fırına atın. Yaklaşık yarım saat közlenmelerini sağlayın.
· Közlenmiş patlıcan ve biberleri fırından çıkarın ve biraz soğumaları için bekleyin.
· Közlenmiş sebzeler soğuyunca kabuklarını soyun ve küçük küçük doğrayıp geniş bir kaba alın. Daha pratik olmak isterseniz ta!da! közlenmiş patlıcan ve közlenmiş biberi deneyebilirsiniz.
· Sarımsakları tuz ile dövün. Süzme yoğurt ve mayonezi pürüzsüz bir kıvam alıncaya kadar ayrı bir kapta karıştırın. Dövdüğünüz sarımsakları da yoğurt mayonez karışımına ekleyip tekrar karıştırın.
· Yoğurtlu karışımı doğradığınız patlıcan ve biberlerin üzerine ekleyip tekrar karıştırın. Daha sonra servis tabağına alın. Üzerine kırmızıbiber ve kuru nane ekleyip servis edebilirsiniz.
· 500 gram havuç
· 500 gram süzme yoğurt
· 5 yemek kaşığı mayonez
· 3 diş sarımsak
· 4 yemek kaşığı zeytinyağı
· 200 gram fındık
· Yarım demet dereotu
· Tuz
· Havuçları yıkayıp geniş bir tencereye alın ve üzerine yaklaşık 2 litre su ekleyerek yumuşayıncaya kadar haşlayın. Yumuşayan havuçları rendeleyin.
· Geniş bir tavaya zeytinyağını alın ve rendelediğiniz havuçları ekleyip yaklaşık 10 dakika kavurun. Daha sonra kavurduğunuz havuçları geniş bir kaba alın ve soğuması için bekletin.
· Sarımsakları tuzlayıp dövün. Fındıkları robottan iri olacak şekilde geçirin.
· Başka bir kaba dereotunu ince ince kıyıp ekleyin. Ardından dereotuna dövdüğünüz sarımsakları, yoğurdu, mayonezi ve soğuyan havuçları ekleyip karıştırın. Karışımı servis tabağına alın.
· Son olarak robottan geçirdiğiniz fındık kırıntılarını karışımın üzerine ekleyin. Havuç tarator servise hazır!
Doğa, insan ve diğer canlıların hayatı için büyük öneme sahip olmasına rağmen, artan kirlilik ve yapılaşma nedeniyle kayıp yaşamaktadır. Fabrikalar, üretim tesisleri ve kullanılan kimyasallar nedeniyle su ve hava kirlenir, toprak zehirlenir. Doğa ile baş başa kalınan, stresin atılacağı ormanlar ve kırsal alanlar her geçen gün gittikçe küçülmektedir.
Canlı yaşamının sürekliliği için gerekli olan temiz su, verimli toprak ve bol oksijeni korumanın yolu doğal alanlara sahip çıkmaktan geçer. Çocuklarımız ve onların çocuklarına güzel bir gelecek, umutlu bir yarın bırakmak için dünyamıza sahip çıkmanın bazı yolları vardır:
Şehrin gürültüsünden uzaklaşmak, toprağa basıp stres atmak ve mis kokulu otların ve çiçeklerin arasında dolaşmak için doğa anaya koşarız. Çıkılan trekking yürüyüşleri, sakinlik veren kamplar ya da eğlenceli pikniklerin ardından geride çöp bırakmamak çevreyi korumanın başlıca yollarındandır. Cam atıklar kırılarak hayvanlara zarar verebilir, plastik ise binlerce yıl çözünmediği için en büyük tehditlerden biridir.
Yüksek oranda karbon salınımına neden olan fosil yakıtları ve bunlar kullanılarak üretilen eşyaları kullanmak havaya uzun vadede zarar verir. Kirliliği ve karbon ayak izini azaltmak için kısa mesafelerde yürüyüş yapmak, bireysel araç kullanımı yerine toplu taşımaya yönelmek, elektrikli scooter ve bisiklet tercih etmek ve geri dönüşümlü ürünleri kullanmak gerekir.
Doğayı kirlilikten koruduğumuz gibi yok olmaktan da korumak için çaba göstermeliyiz. Özellikle orman yangınları geniş hektarların yanmasına ve içinde yaşayan canlıların ölmesine neden olduğundan mutlaka önlem alınmalıdır. Cam atıklardan yansıyan güneş ışınları, piknik ve kamp yapanların söndüremediği ateşlerin köz kalıntıları nedeniyle çoğu orman yanarak kül olur. Ekstra dikkatli davranarak insan hatası yüzünden çıkan yangınları azaltabiliriz.
Gelişen teknolojinin bize sunduklarını değerlendirmeli ve doğada ateş yakmak gibi ilkel yöntemleri, geleceğimiz için terk etmeliyiz. Her ne kadar söndüğünü düşünsek de mangal ve kamp ateşlerinden geride kalan tek bir kıvılcım yüzünden nice asırlık çınarlar yanabilir. Bu durumu önlemek ve sıcak yemek zevkinden de vazgeçmemek için ta!da! Outdoor 5’li alevsiz ısıtma kiti sipariş verebilirsiniz. Böylece doğayı koruyarak temiz havanın, ağaçların ve toprak kokusunun tadını çıkarmaya devam edebilirsiniz.
Sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak olduğunuzdan daha genç görünmenizi sağlayabilir. Yeterli ve dengeli beslenme programı ile ideal kilonuza ulaşabilir, düzenli antrenmanlarla vücut kaslarınızın formunu korumasına yardımcı olabilirsiniz. Günlük aldığınız kalori miktarı ile harcadığınız kalori arasında denge sağlayarak formunuzu koruyabilirsiniz. Beslenme programınıza anti-aging, yani yaşlanmayı geciktirici vitamin ve mineralleri içeren besinler ekleyerek genç kalmanın sırrını keşfedebilirsiniz. Aynı zamanda besinlerin vitamin ve mineral kayıplarını minimuma indiren pişirme tekniklerini kullanmalısınız. Yemeklerinizi buharda, fırında, ızgarada ya da haşlama şeklinde pişirerek antioksidan bileşen kaybını önleyebilirsiniz.
Evde yemek yapmaya vaktiniz yoksa ya da hazırlamak sizi zorluyorsa ta!da ev yemeği çeşitlerini inceleyebilir, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için sağlıklı öğünler hazırlayabilirsiniz. Peki pürüzsüz ve ışıltılı bir cilde, canlı bakan gözlere ve iyi çalışan bir vücuda sahip olmanızı destekleyen besinler neler? Birlikte inceleyelim…
Taze Sebze ve Meyveler
C vitamini, güçlü antioksidan özellikleri sayesinde cilt hücrelerinin yenilenmesinde ve cilt yapısını destekleyen kolajen sentezinde önemli bir rol oynar. Taze sebze ve meyveler C vitamini başta olmak üzere A vitamini ve resveratrol gibi diğer antioksidan bileşenler açısından zengin besinlerdir. Beslenme programınıza ıspanak, marul, maydanoz, roka gibi yeşil yapraklı ve havuç, turp, karalâhana, brokoli, şalgam, pancar, karnabahar, kabak gibi sebzeleri ekleyebilirsiniz. Aynı zamanda çilek, böğürtlen, elma, muz, portakal, greyfurt, kavun ve karpuz ile öğünlerinizi daha sağlıklı hale getirebilirsiniz.
Yağlı Tohumlar
Ceviz, fındık, badem, yer fıstığı, kaju, Antep fıstığı gibi yağlı tohumlar, yaşlanma karşıtı etkileriyle ön plana çıkar. Magnezyum, selenyum, bakır, çinko mineralleri ile E ve A vitaminleri açısından zengin olan bu besinleri günlük kalori alımına dikkat ederek öğünlerinize ekleyebilir, iltihabı önleyici güçlerinden de faydalanabilirsiniz.
Balık
Vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesinden sorumlu temel yağ asitleri ve antioksidanlar içeren balık, özellikle omega 3 yağ asidi ve D vitamininden zengindir. Bu bileşenler cilt hücrelerinin beslenmesine ve özellikle kolajen kalitesinin iyileşmesine destek olur. Beslenme programınıza haftada 2-3 kez balık ekleyerek yüz çizgilerinde azalmaya yardımcı olabilir; genç ve sağlıklı bir cilt görünümüne kavuşabilirsiniz.
Yoğurt
Yüksek oranda protein içeren yoğurt, yeni cilt hücresi sentezinde ve hasar gören hücrelerin onarımında destekleyicidir. Düşük kalorisi sayesinde formunuzu korumaya da yardımcı olan fermente besin, bağırsakların düzenli çalışmasında da etkili bir rol oynar. Kalsiyum ve fosfor mineralleri ile B kompleks vitaminleri açısından zengin olan yoğurt, göz çevresindeki kırışıklık ve ince çizgilerin azalmasına yardımcı olabilir.
Buğday, arpa, çavdar gibi tahıl ürünlerinde bulunan gluten proteinine karşı vücut bağışıklık sisteminin alerjik bir tepkisi olarak tanımlanabilen çölyak hastalığı, genellikle 1 yaşından sonra gluten içeren besinlerin tüketilmesi ile kendini gösterir.
Çölyak Hastalığı Belirtileri
Çölyak hastaları, gluten içeren besinler tükettiğinde, ince bağırsaklardaki bağışıklık hücreleri bu proteini yabancı olarak algılar ve ince bağırsağa saldırır. Zamanla bu saldırılar ince bağırsak iç yüzeyinde hasarlara neden olur ve bazı besin maddelerinin emilimini engeller. Çölyak hastalığı belirtileri yetişkinlerde ve çocuklarda farklılık gösterir.
Yetişkinlerde görülen belirtiler:
· İshal, kilo kaybı
· Yorgunluk ve baş ağrısı
· Karın ağrısı, kabızlık, şişkinlik, mide bulantısı, kusma ve gaz gibi sindirim sistemi bozuklukları
· Genellikle demir eksikliğinden kaynaklanan anemi
· Osteoporoz veya osteomalazi gibi kemik hastalıkları
· Kaşıntılı, sulanmış deri döküntüsü (dermatit herpetiformis)
· Ağız ülserleri
· El ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma hissi
· Denge problemleri
· Eklem ağrısı
· Dalağın işleyişinde azalma (hiposplenizm)
Çocuklarda görülen belirtiler:
· Mide bulantısı ve kusma, ishal, şişmiş göbek, kabızlık, gaz, kötü kokulu dışkı gibi sindirim sistemi problemleri
· Büyüme ve gelişme geriliği (kısa boy, ergenliğe girmede gecikme)
· Diş minesinde hasar
· Kilo kaybı ve anemi
· Sinirlilik ve baş ağrısı
· Hiperaktivite bozukluğuna bağlı dikkat eksiklikleri
· Öğrenmede güçlük çekme
· Kas koordinasyonunda bozukluklar
Çölyak Hastalığında Beslenme
Çölyak hastalığının ilaçla ya da cerrahi işlemle tedavisi mümkün değildir. Tek tedavi yolu gluten içeren besinlerin diyetten tamamen çıkarılmasıdır. Glutensiz diyet ince bağırsakta emilimi sağlayan kıvrımların iyileşmesini sağlar ve emilim bozukluğuna bağlı olarak gelişen semptomların azalmasına yardımcı olur. Glutensiz bir diyet sürdürmek kolay değildir. Neyse ki, ülkemizde birçok belediye çölyak hastalığı farkındalığını desteklemek amacıyla glutensiz ürün dağıtımı yapmaktadır. Glutensiz beslenme aynı zamanda sağlıklı beslenmek ve fit bir vücuda sahip olmak isteyenlerin de başvurduğu bir diyet şeklidir. Son yıllarda yükselen bir trend olan glutensiz beslenme, başta sporcular olmak üzere formunu korumak isteyen pek çok kişi tarafından uygulanır.
Glutensiz diyet için özel olarak hazırlanan glutensiz tatlı, ekmek, kraker, makarna gibi tüm glutensiz ürünlere ta!da! ayrıcalığı ile sahip olabilirsiniz. Çölyak hastaları ile gluten intoleransı olan ya da sağlıklı beslenmek isteyenlere uygun; Celiaac UK tarafından onaylanan ta!da! glutensiz ürünler, tüm Migros alışveriş merkezleri ve store.tada.com.tr’de uygun fiyatlarla satışta!
Macerayı seven doğa tutkunlarının gözde sporlarından biri olan rafting sezonu, kar sularının eridiği Mart, Nisan ve Mayıs aylarında başlar. Outdoor aktiviteleri arasında özel bir yere sahip olan extrem spor dalı, akış hızı ve debisi yüksek akarsular üzerinde raft denilen botlarla yapılır. Hızlı akan akarsuda botun devrilmeden küreklerle dengede durmasını sağlamak ve azgın sularla mücadele etmek, kısacası doğaya meydan okumak sporun temelini oluşturur. Outdoor sporlar içinde risk oranı en yüksek aktivitelerden biridir. En az 4 en fazla 12 kişilik bir takım oyunu olarak düşünebileceğiniz raftingde ekibi yönlendiren rehberin iyi eğitimli olması ve raftingin yapıldığı nehri ya da su yatağını iyi tanıması gerekir.
Türkiye’de rafting sporuna elverişli birbirinden güzel akarsular bulunur ve bu sayede dünyanın dört bir yanından rafting tutkunlarının akınına uğrar. Ülkemizdeki en iyi rafting noktalarını sizler için derledik:
Kanyon raftingi sevenler için ideal bir seçim olan Manavgat’ta Köprülü Kanyon rafting turuna katılabilir, eğitmenler eşliğinde macera dolu anlar geçirebilirsiniz.
Köprülü Kanyon Milli Parkı’nda bulunan Beşkonak, rafting tutkunları için biçilmiş kaftandır. Bu bölgede pek çok rafting kursu ve turu bulunur. Köprüçay üzerinden başlayan rafting turlarına katılabilirsiniz.
Tatilinizde adrenalin dolu hatıralar yaratmak istiyorsanız Fethiye Ölüdeniz’de yer alan Dalaman Çayı rafting turlarına katılabilirsiniz. Eşsiz doğasıyla büyüleyen Dalaman Çayı’nın azgın suları hem amatör hem de profesyonel rafting tutkunlarını ağırlar.
Antalya ile Muğla arasında sınır görevi gören Saklıkent Kanyonu da rafting aktiviteleri için uygun bir seçenektir. Kanyonun içinden geçen Karaçay, en popüler rafting noktalarından biridir.
Kendine özgü doğal güzellikleri ile eşsiz bir tatil yaşayabileceğiniz Karadeniz’de Rize Fırtına Deresi 57 km mesafesi ile en uzun rafting rotalarından biridir. Çamlıhemşin’den başlayan rafting turu, zorluk derecesi yüksek ve zorlu bir parkurdur.
İstanbul’a yakın bir rafting notası olan Düzce’deki Melen çayı özellikle raftinge yeni başlayanlar için idealdir. Güvenli bir rotaya sahip olan bu bölgede Dokuzdeğirmen Köyü’nden başlayan rafting aktivitelerine katılabilirsiniz. Aynı zamanda Melen çayı üzerindeki Cumayeri yöresi de rafting için önerilen bir başka noktadır.
Tunceli Munzur Çayı üzerinde Tunceli Rafting Festivali yapılır. 35 kilometrelik parkuru ile rafting tutkunlarına macera dolu anlar yaşatan bu rafting notasını da tercih edebilirsiniz.
Rafting diğer ekstrem spor dallarında olduğu gibi gerekli önlemler alınmadığında ve koruyucu ekipmanlar kullanılmadığında çok tehlikeli bir hal alabilir ve hayati risk taşıyabilir. Uzman bir eğitmenden gerekli eğitimler alınmadan rafting yapılmamalı ve su yatağı üzerinde iyi bir rehber olmadan yola çıkılmamalıdır. Aşağıdaki rafting malzemeleri olmadan kesinlikle aktiviteye katılmamalısınız:
· Tehlikeli sularda düşme ihtimaline karşı su üzerinde durmanıza yardımcı olan can yeleği,
· Herhangi bir olumsuzluğa karşı baş bölgenizi korumanız için kask,
· Rafting genellikle soğuk akarsularda yapılır. Soğuğa ve ıslanmaya karşı sizi koruması için neopren elbise ve patikler,
· Su geçirmeyen ve darbelere dayanıklı outdoor spor ayakkabı ya da bot.
Doğa sporlarında en çok zorlanılan konulardan biri de yemektir. Rafting sırasında yemek ihtiyacınızı ta!da! outdoor ürünleriyle pratik ve kolay bir şekilde karşılayabilirsiniz. 8 saatlik ve 24 saatlik paketler halinde satışa sunulan ürünleri dilerseniz tekli yemekler halinde de tercih edebilirsiniz. Doğanın tadı ta!da! outdoor ürünleriyle çıkartılır. Alevsiz ısıtıcı kiti sayesinde doğada sıcak ev yemeği tüketmenin keyfini yaşayabilir, ateş yakmadan 10 dakika içinde birbirinden güzel lezzetleri keyifle tüketebilirsiniz. Koruyucu ve katkı maddesi içermeyen köri soslu tavuk, domatesli kıyma kavurma, barbunya pilaki, orman kebabı gibi alternatifleri store.tada.com üzerinden satın alabilir, outdoor aktivitelerinde de sağlıklı beslenmenin keyfini çıkarabilirsiniz.
Dünyada ilk covid-19 vakası görüldüğünde hepimiz, bu sorunun birkaç ay içerisinde çözülebileceğini, uzun sürmeyeceğini düşündük. Hayatımızı bu denli etkisi altına alacağını nereden bilebilirdik ki? Pandemi süreci içerisinde büyük küçük hepimiz moral ve motivasyon açısından zorluklar yaşıyoruz. Pandeminin ülkemizde görülmesinden itibaren ilk aylarda kendimize zaman ayırmayı denedik, eğitimler aldık, spor yaptık, bolca kitap okuduk belki ama zaman içerisinde bu aktiviteleri yapmaya olan hevesimizi de kaybettik. Tüm bu yaşananlara şöyle bir baktığımızda yaşadığımız sorunlar ve motivasyon eksikliği çok da anormal sayılmaz. Önemli olan, yaşadıklarımızın bilincinde olmayı elden bırakmamak ve motivasyonumuzu ve moralimizi yüksek tutmak için elimizden geleni yapmak.
“Pandemiye olumlu yanından bakalım, bardağın dolu tarafını görelim” gibi cümleler kurmak bazen zor olabilir fakat gerçekten de bardağın dolu tarafından baktığımızda olumlu birtakım durumlar görebilir ve moral kaybı gibi zorlukların önüne geçebiliriz. Eskiden kendimize ayıracak beş dakikamız bile yokken, hatta bırakın yeni bir şeyler öğrenecek zamanı; yeni bir şeyler öğrenmek istemeyi düşünemezken şimdi bize dolu dolu günler verildi. Peki, ne mi yapabiliriz? Hemen öğrenelim!
Hepimiz küçüklükten beri bazı müzik aletlerini çalmayı öğrenmek istemişizdir. Kimileri gitar, kimileri keman, kimileri ise piyano… Küçükken öğrenemediğimiz, büyüyünce de zaman ayıramadığımız o enstrümana şimdi dilediğimiz gibi kafa yorabiliriz. Ne de olsa müzik eğitimleri de artık online!
Önceleri günlük hayatın koşuşturmacası içerisinde spor yapmaya ayıracak beş dakika bile bulamazdık. Şimdi ise dilediğimiz spora başlayabilir; egzersizler yapabiliriz. Daha sağlıklı bir hayat düzenine de bu sayede adım atabiliriz.
Günümüz şartlarında başta iş başvurularında ve kalan her alanda ikinci bir dil bilip bilmediğimiz sorulur. Küçüklükten itibaren öğrenmeye başlamadığımız için büyüdüğümüzde de yeni bir dil öğrenemeyeceğimizi düşünürüz. Şimdi ise koca bir günü, haftaları dil öğrenmeye ayırabilir ve istediğimiz lisanı öğrenebiliriz.
Özellikle pandemiyle birlikte uzaktan eğitim sayısında büyük bir patlama gözlendi. Biz de bu patlamadan nasibimizi alabilir ve ilgi alanlarımız doğrultusunda, kişisel gelişim alanında farklı uzaktan eğitimlerden yararlanabiliriz.
Bunlar gibi birçok aktiviteyle pandemi şartlarının zorluğunu ortadan kaldırabiliriz. Kalabalıklardan kaçıp sessiz ve sakin bir yerde tatil yapabilir, kamp keyfi sürebilir veya karavanla geziler planlayabiliriz.
Türk mutfağının en çok sevilen ve kullanılan sebzelerinden biri olan patates, hem sebze hem de et yemeklerinin vazgeçilmezidir. Sindiriminin kolay olmasının yanı sıra yüksek besin değeri ile de ön plana çıkar. Vücut fonksiyonlarının düzenlenmesinde önemli rol oynayan potasyum, sodyum, kalsiyum, çinko, magnezyum, manganez mineralleri ile A, B6 ve C gibi vitaminler yönünden de zengindir. Aynı zamanda düşük kalori içeren ve buna karşın oldukça lezzetli olan patatesi haşlama şeklinde hazırlamak en sağlıklı tüketim yollarından biridir.
Ülkemizde hemen her bölgede yetişebilen patates, ulaşılabilirliği kolay ve ekonomik bir sebzedir. Nişasta oranı yüksek olan patatesin 100 gramı yaklaşık 77 kalori içerir. Potasyum açısından da zengin olan sebze, mide gazlarının giderilmesinde ve mide asit seviyesinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Özellikle haşlanmış patates, sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcıdır ve bağırsak problemlerinin tedavisini destekler. İçeriğindeki C ve A vitaminleri bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudun enfeksiyonlara karşı mücadelesini destekler. Antioksidan bileşenleri sayesinde toksin maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Kolay sindirilebilir olması sayesinde enerji ihtiyacının anında karşılamanızı sağlayabilir.
Hemen her yemekle eşsiz bir uyum sergileyen patates kolay pişen ve doyurucu bir sebzedir. Özellikle haşlanmış patates ile kısa sürede hazırlayabileceğiniz yemekleri öğün olarak tüketebilirsiniz. Ancak patatesleri vitamin ve besin değerini koruması için kabukları ile birlikte haşlamalısınız. İşte sizin için haşlanmış patates ile öğünlerinizin lezzetine lezzet katan pratik tarifler:
Malzemeler
· ta!da! Haşlanmış Patates
· 4-5 dal taze soğan
· Yarım demet maydanoz
· Yarım demet dereotu
· Karabiber, kırmızı biber
· Tuz
· 1 limon suyu
· Yarım çay bardağı zeytinyağı
Hazırlanışı
· ta!da! Haşlanmış patatesleri küp küp doğrayın ve geniş bir kaba alın.
· Maydanoz, dereotu, yeşil soğanı ince ince doğrayıp patateslere ekleyin.
· Küçük bir sos kabının içerisine zeytinyağı, tuz, limon ve baharatları alıp iyice karıştırın.
· Zeytinyağlı sosu doğradığınız patates ve yeşilliklere ekleyip karıştırın. Patates salatası servise hazır!
Malzemeler
· ta!da! Haşlanmış patates
· 3 yumurta
· 3 yemek kaşığı lor peyniri
· 1-2 yemek kaşığı krema
· 1 yemek kaşığı tereyağı
· Dereotu, maydanoz
· Tuz, karabiber, kırmızı biber
Hazırlanışı
· Derin bir kap içerisine yumurtaları kırın ve kremayı da ekleyerek beyaz köpük halini alıncaya kadar iyice çırpın.
· Maydanozları ince ince doğrayın. Doğradığınız maydanozlarla birlikte lor peynirini çırptığınız yumurta ve kremaya ekleyip karıştırın.
· ta!da! haşlanmış patatesleri küp küp doğrayın.
· Fırın tepsisini tereyağı ile yağlayın. Doğradığınız patatesleri tepsinin tabanına yayın. Hazırladığınız yumurtalı karışımı patateslerin üzerini kapatacak şekilde dökün.
· Tepsinin üzerini alüminyum folyo ile kapatıp önceden 190 dereceye ısıtılmış fırına verin. Yaklaşık 10 dakika pişmesini bekleyin. Daha sonra üzerindeki folyoyu alıp 5 dakika daha pişmesini sağlayın.
· Fırından çıkardığınız patatesli omletin üzerini dereotu ile süsleyin. Patatesli omlet servise hazır!
İnce ince kıyılmış biberiye ile enfes bir lezzete imzasını atan ta!da! Biberiyeli haşlanmış patates çeşidini dilediğiniz an paketinden çıkarıp hemen kullanabilir, birbirinden lezzetli salatalar ve yemekler hazırlayabilir, garnitür olarak ana yemeklerinizi süsleyebilirsiniz. Acı sevenlerdenseniz haşlama ve doğrama zahmetine girmeden ta!da! Acılı haşlanmış patates ile hayal gücünüzle iş birliği yapıp sıra dışı lezzetlere imzanızı atabilirsiniz. Pratikliği ve kullanım kolaylığının yanı sıra uygun fiyatlarıyla da ön plana çıkan ta!da! ürünlerine Migros ve store.tada.com.tr üzerinden ulaşabilir, hesaplı ve lezzetli alışverişin keyfini çıkarabilirsiniz.
Kaynaklar:
https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_8723.htm
https://www.researchgate.net/publication/291698516_PATATES_VE_SAGLIK
https://www.diyetasistan.com/patates-besin-degerleri.html
Ramazan süresince metabolizma hızı öğün sayısının düşmesine bağlı olarak yavaşlar, aynı zamanda bağırsak hareketlerinde de düşme yaşanır. Pandemi nedeniyle bayramın evde geçirilebileceği de göz önüne alarak, Ramazan bayramını sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak için değerlendirebilirsiniz. Normal beslenme düzenine geçiş aşaması olan bayramda tatlı ihtiyacı geleneksel hamur tatlıları yerine daha hafif olan sütlü tatlılardan ve sağlıklı atıştırmalık çeşitlerinden karşılanabilir. Ramazan bayramı süresince aşağıdaki önerilere dikkat ederek beslenmenizi ve yaşam şeklinizi düzenleyebilirsiniz:
· Ramazan sırasında değişen uyku düzenini yeniden sağlayabilmek için erken yatıp erken kalkmaya özen göstermelisiniz. Öğünleriniz kahvaltı, öğle ve akşam olmak üzere 3 öğüne çıkartmalı, daha sonra süreç içinde ara öğünler eklemelisiniz.
· Bayram kahvaltıları tüm ailenin bir araya geldiği özel anlardan birisidir. Hep birlikte yapılan kahvaltılarda aşırıya kaçmamalı; peynir, yumurta, yeşillik, ceviz, fındık, badem ve tam tahıllı ekmek gibi sağlıklı seçenekleri değerlendirmelisiniz. Kızartmalar, kavurmalar ve reçel, bal, pekmez gibi tatlılardan da uzak durmalısınız.
· Ramazan boyunca sıvı kaybı yaşanabilir. Bayram süresince su tüketmeye dikkat etmeli, gazlı içecekler ve hazır meyve sularından kaçınmalısınız.
· Ramazanda hem öğün sayısının hem de su tüketiminin azalması bağırsak hareketlerinin ve metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Bayram menülerine salata ve sebze yemeklerini ekleyerek bağırsaklarınızın düzenli çalışmasına yardımcı olabilirsiniz.
· Bayram tatilinde evde yapabileceğiniz basit fiziksel aktivitelerle kalori harcamanızı artırabilir, metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz. Evin içinde yürümek, kültür fizik hareketleri ya da pilates, yoga, zumba gibi aktiviteleri deneyebilirsiniz.
· Bayram denince ilk akla gelen ikramlardan biri de kahvedir. Özellikle akşam yemeğinden sonra evlerde bol köpüklü Türk kahvesi yapılır. Ancak bayram süresince kahve tüketimine dikkat etmeli, bir fincanın üzerinde içmekten kaçınmalısınız.
Ramazan bayramında hem kendiniz hem de sevdikleriniz için ta!da! sağlıklı atıştırmalıklar ve Sahure Hanım Türk Kahvesi çeşitlerine Carrefour ve Migros alışveriş merkezlerinden en uygun fiyatlarla ulaşabilir, Ramazan bayramınızı daha keyifli ve sağlıklı hale getirebilirsiniz.
Kaynaklar:
https://npistanbul.com/ramazan-sonrasinda-beslenmeye-dikkat
Sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzı olarak benimsemek gerekir. Bu da, sağlıklı besinler satın almak ya da sağlıklı pişirme ilkelerine uygun yemekler hazırlamaktan çok daha fazlasını gerektirir. Hedeflediğiniz yaşam şekline ulaşmak için çevrenizi de fiziksel olarak ayarlamanız gerekir. Zihninizin ve vücudunuzun sizi sağlıklı yaşam alışkanlıklarına yönlendirebilmesi için ipuçlarına ihtiyacı vardır. İster sabah spor salonuna gitmek için spor kıyafetlerinizle uyumak, ister her gece yazmayı hatırlamanız için günlüğünüzü komodinin üzerinde bırakmak olsun, ortamlarımız eylemlerimizde büyük bir fark yaratabilir. Mutfağınızı sağlıklı şekilde donatıp onu sağlıklı yemekler hazırlamak için ideal bir yer haline getirerek doğru beslenme alışkanlıkları kazanmayı destekleyebilirsiniz. İşte size evinizde sağlıklı bir mutfak hazırlayabilmeniz için bazı öneriler:
Ne kadar dikkatli olursanız olun mutfak, her adımda hijyen gerektiren bir alandır. Mutfak zemini için malzeme seçerken bakımı kolay ve kaymaz olanları seçmeye özen göstermelisiniz.
Koyu renkler son yıllarda daha popüler hale gelse de, görsel algı üzerinde mutfağınızın boyutunu küçültme eğilimindedir. Mutfak duvarları ve fayanslar için açık renkler tercih edebilir, ancak kahve-çay makinesi, tost makinesi gibi mutfak aletlerini koyu renk seçerek eşyalarınıza hoş bir vurgu yapabilirsiniz. Ferah, parlak ve temiz görünen bir mutfak için, dekor ve tekstil seçiminde nötr renkleri temel almanızı öneririz.
Mutfaktaki çalışma tezgâhı, stilinizin yansımasında dekoratif bir rol oynar. Bu alan için seçeceğiniz malzemeler oldukça önemlidir. Sağlam ve dayanıklı malzemeler kullanılarak tasarlanan kaliteli ürünleri seçmelisiniz. Kolay temizlenebilir olması ve kullanımının pratikliği gibi faktörler yemek hazırlığının daha keyifli geçmesine yardımcı olur. Kompozit malzemelerden yapılmış, bütçenizi önemli ölçüde koruyan ve istenen herhangi bir renge uyan çok çeşitli tezgâh çeşitleri bulunur. Hatırlanması gereken ana ilke, pratiklik ve yüksek sıcaklıklara dayanıklılıktır.
Mutfağın iyi aydınlatmaya sahip olması hem yemek hazırlığını kolaylaştırır hem de huzurlu bir ortam yaratarak yemek yapmayı keyifli bir hale getirir. Yemek odasının üzerine dekoratif sarkıt lambalar veya ortak bir ışık kaynağı yerleştirebilirsiniz. Lavabo, ocak masa gibi çalışma alanlarının üstüne ek aydınlatma kurabilirsiniz. Raf içi aydınlatmalarla kıyıda köşede kalan malzemeleri her zaman temiz tutabilirsiniz.
Sağlıklı bir ortamda yemek yapmanın keyfini sağlıklı besinlerle tamamlayabilirsiniz. Kaliteli ve yenilikçi ürünleriyle beslenme programınızı renklendirebilir, sağlıklı besinlerle öğünlerinize lezzetli dokunuşlar ekleyebilirsiniz. Sağlıklı mutfaklarda pratik ve lezzetli yemekler için ta!da! ürünlerini deneyebilirsiniz.
Açılımı “Yemeye Hazır Yemek” olan MRE, özel ambalajı ile içindeki besinlerin uzun yıllar zarar görmeden saklanmasını sağlayan, kolay taşınabilen, soğutma ya da ısıtma gereksinimi olmadan tüketilebilen yiyeceklerdir. Atası olarak konserveleri kabul edebileceğimiz MRE tekniği, askerlerin ağır yükler taşımadan dengeli ve sağlıklı şekilde beslenmeleri amacıyla 2. Dünya Savaşı sonrası geliştirilmeye başlanmıştır. 1980’li yıllardan sonra bugünkü formuna kavuşan ürünler ise taşıma ve saklama kolaylığı ile uzun ömürlü oluşlarını, tasarlanan özel ambalajlara borçludur.
Asker yemeği olarak geliştirilen ve üretimi bu şekilde başlayan MRE ürünler; doğal afetler, savaş ve salgın gibi tehlikeli dönemlerde milyonlarca insanın hayatta kalmasının ardından sivil hayata geçiş yapmıştır. Askeri kurumlar ve yardım kuruluşları tarafından olağanüstü durumlarda daha yaygın kullanılan bu ürünler; dağcılık, kamp faaliyetleri, mağara araştırmaları gibi açık hava aktivitelerinde yarattığı lojistik ve operasyonel avantajlarla günlük hayatın içinde yoğun şekilde kullanılmaya başlanmıştır.
Ürün çeşitliliği, kullanım kolaylığı, güvenilir tüketim özellikleri ve uzun raf ömrü, başta açık hava faaliyetleri olmak üzere pek çok alanda çeşitli nedenlerle rasyon besinlerin tercih edilmesinin önünü açar.
· Sivil kullanım için hazırlanan ürünler damak zevkine göre tavuklu, etli ve sebzeli çeşitlerden oluşur ve farklı porsiyon ölçülerine uygun olarak düzenlenir.
· Günlük kullanımı giderek yaygınlaşan MRE paket seçenekleri, tüketici ihtiyaçlarına göre klasik yiyecek çeşitlerini vejetaryen besinler, kahvaltılık ürünler ve atıştırmalık besinlerle destekleyerek paket çeşitliliğini artırır.
· Sunulan rasyon paket alternatifleri; tek ve üç öğünlük porsiyonların yanı sıra 3 gün yetecek yiyecek içeren MRE serilerini de ürün gamında barındırır.
Rasyon besinler; kamp aktiviteleri, uzun doğa yürüyüşleri ve rotasız yolculuklarda yiyecek bulma ve hazırlama zahmetine son verir. Tek ve toplu kullanıma göre içerikleri düzenlenen tada rasyon menüleri içinde 550 ve 1,750 gramlık paketler en çok tercih edilenler ürünleri oluşturur. Her pakette farklı bir menü ve ürün içeriği bulunan tek ve üç öğünlük olarak hazırlanan bu paketler etli, etsiz yiyecek arasından seçim yapma kolaylığı yaratır. Dünyada kabul gören standart içeriklerin yanı sıra yerel damak tadına göre oluşturulan Turkish MRE paketleri bu paket alternatiflerine dahildir. Çantanızda, soğutucu bölmelerde hatta giysilerinizin cebinde bile kolayca taşıyabileceğiniz ta!da! Outdoor ile ne yiyeceğiniz sorunu yaşamadan doğanın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
Susuzluk günlük hayatta herkesin sıkça yaşadığı bir durum. Ne kadar su içersek içelim, bazen susuzluk hissini ortadan kaldıramadığımız olur. Bunun temel nedeni ise yediğimiz içtiğimiz diğer tüm gıdalar, hareketlerimiz ve günlük rutinlerimizde yatar. Özellikle ramazan geldiğinde susuzluk hissiyle başa çıkmak daha da önem kazanır. Oruç tutarken vücudun ihtiyacı olan suyu depolamak için birkaç basit noktaya dikkat edebiliriz.
Çok susadığımız zaman genellikle koca bir şişe suyu bitirir ve uzun bir süre su içmeyiz. Günlük su tüketimi hedefine ulaşmaya çalışırken de böyle yapan insan sayısı hayli fazla. Doğru olan ise günlük su tüketimini eşit olarak dağıtmak. İftarla sahur arasında her saat başı iki bardak su içersek hem su hedefimize ulaşabilir hem de oruç sırasındaki susuzluğu azaltabiliriz.
Susuzluğu azaltan birçok meyve ve sebze var. Neredeyse tamamen sudan oluşan kabak, salatalık, marul gibi sebzeleri iftardan sonra tüketebilir, bolca meyve yiyebiliriz. Bu sayede bizi fazla susatan yiyeceklerin tüketiminden de bir nebze kaçınabiliriz. Gerekirse bu tür yiyeceklerle smoothie hazırlayarak ferahlatıcı ve besleyici içecekler yapmak da mümkün.
Çay ve kahve tutkumuz yadsınamaz. Oysaki içilen her bardak vücuttan suyun hızlıca atılmasına neden olur. İftardan sonra gün boyu içemediğiniz çay ve kahve seansını bekliyorsanız size bir önerimiz var: Her bardaktan sonra su içmeyi unutmayın. Böylece ertesi gün daha az susuzluk çekersiniz.
Fazla kalori almak vücudun bu kaloriyi yakması için fazladan suya ihtiyaç duyması demektir. Bu nedenle iftar ve sahurdaki öğünlerimizin dengeli ve düzenli olmasına dikkat etmeliyiz. Çok tuzlu, kızarmış veya çok şekerli gıdaların fazla tüketiminden kaçınarak susuzluğun önüne geçebiliriz.
İftar ve sahur arasında soğuk bir su içebileceğimiz gibi bir iki şişe soda veya maden suyu da içebiliriz. Üstelik her ikisi de vücudun, kaybettiği vitamin ve mineralleri kazanmasına yardımcı olur. Bir diğer konu da asitli veya bolca şeker içeren içeceklerin tüketiminden kaçınmak. Daha çok acıkmak ve susamak istemiyorsanız bu içecekleri oruç süresince tüketmemeye dikkat edebilirsiniz.
Bahar denince akla ilk gelen aktivitelerden birisi şüphesiz piknik yapmak. Taze ve sıcacık günlerde doğayla iç içe olmanın keyfi; ağaçlarla ve kuşlarla vakit geçirmenin huzuru paha biçilemez. Hele yemyeşil çimenlerde sevdiklerimizle yediğimiz birbirinden lezzetli yiyeceklerin güne kattığı keyif bambaşka!
Piknik, havaların ısınması ile birlikte dış alanlarda daha çok vakit geçirmeye başladığımız güneşli günlere çok yakışıyor! Parklarda ve bahçelerde uzun saatler boyunca yapacağınız eğlenceli piknikler için piknik çantalarının içine özenle yerleştireceğiniz pratik yiyecekler ve kullanışlı malzemelerle günün hakkını en iyi şekilde verebilirsiniz. Piknik çantasındaki tabak, çatal, bardak, örtü gibi malzemelerin yanına ekleyeceğiniz tüm yiyecek ve içeceklere ek olarak; radyo, fotoğraf makinesi, kitap gibi hoşça vakit geçirmenizi sağlayacak eşyaları da koyabilirsiniz.
Piknik çantalarının olmazsa olmazlarından birisi şüphesiz birbirinden lezzetli sandviç çeşitleri. Hem kolay hazırlanmaları, hem doyurucu olmaları hem de hızlı tüketilebilmeleri ile tercih edilen sandviçler, rengarenk kareli piknik örtüsünün üzerine kurduğunuz sofranın vazgeçilmezlerinden birisi. Her bütçeye ve damak zevkine uygun olan ta!da! soğuk sandviçler, tam da böyle zamanlarda acıktığında yanında!
Baton, gurme ve klasik çeşitleri bulunan ta!da! soğuk sandviçleri, taş tabanlı fırında pişen ekşi mayalı ekmeklerden yapıyoruz. Sosları ise alanında uzman kişilerden temin ettiğimiz ham maddeleri kullanarak hazırlıyor ve sandviçe eşsiz bir lezzet katıyoruz.
Sadece piknikte değil; toplantıda, öğle molalarında, okulda, evde, kısacası acıktığınız her yerde ve dilediğiniz zaman ulaşabileceğiniz pratik ta!da! soğuk sandviçlerle açlığınızı en pratik şekilde giderebilirsiniz. Tek yapmanız gereken, sizin için özenle hazırladığımız bu nefis sandviçin tadını çıkarmak. Bahar ve piknik ikilisinin en sadık eşlikçileri olan sandviçler ile birlikte çeşitli meşrubatlar ve piknik gereçleri cezbedici bir kompozisyon oluşturuyor. Taze sıkılmış meyve suyu veya termos içerisinde sizi bekleyen sıcacık çayınızla birlikte tüketebileceğiniz bu enfes sandviçlere Carrefour, Migros, Bim ve benzin istasyonlarından zahmetsizce ulaşabilirsiniz. Siz de pikniklerinizi en iyi şekilde geçirmek ve güneşli bir günün tadını doyasıya çıkarmak için ta!da! sandviçlerini deneyebilirsiniz.
Doğada yapılan uzun ve efor harcatan yürüyüş anlamına gelen trekking, doğanın kalbinde vakit geçirmenin ve şehrin gürültüsünden uzakta spor yapmanın en güzel yollarından biri. Özellikle evde sıkıldığımız, günlük hareket miktarımızı artırmak istediğimiz ve huzurlu bir atmosfer aradığımız anlarda, gerekli ekipmanlarımızı alarak trekking yapmaya koşmak harika bir fikir.
Ülkemiz trekking sporcuları için gerçek bir cennet. Ancak her doğa sporunda olduğu gibi, trekking yaparken de kötü sürprizlerle karşılaşmamak için dikkat edilmesi gereken unsurlar var. Sen de trekking yaparak keyifli bir gün geçirmek istiyorsan tercih edebileceğin popüler rotalara ve trekking ipuçlarına birlikte göz atalım.
En Sevilen Trekking Rotaları
· Kocaeli’de doğa sporları için uygun çok sayıda ve farklı zorluk derecelerinde parkurlar bulunur. Kısa bir araştırma yaparak senin için en uygun zorluktaki parkuru seçebilirsin. Eğer trekking’e yeni başlıyorsan Ballıkayalar Milli Parkı’nı tercih edebilirsin.
· Eğer birkaç günlük bir trekking yolculuğuna çıkmak istiyorsan Ihlara Vadisi senin için harika bir rota oluşturabilir. Yeşilin en güzel tonlarını bir arada görebileceğin Ihlara Vadisi’nde trekking yapabilir, vadinin sonunda yer alan Belisırma Köyü’nde keyifli bir keşif gezisine çıkabilirsin.
· Yaklaşık bir hafta sürecek bir trekking macerası için rotanı Karadeniz’in dağ köylerini de keşfetmene olanak tanıyan Trans Kaçkarlar’a çevirebilirsin. Artvin ve Rize arasında yer alan ve yaklaşık 45 km’den oluşan bu parkurda farklı konaklama seçenekleri de bulabilirsin.
· İşi biraz daha profesyonelleştirmek istiyorsan dünyanın en uzun 10 trekking parkurundan biri olan Likya Yolu tam sana göre. Likya Yolu, 18 farklı Likya kentinden geçen toplam 509 kilometrelik bir parkurdan oluşur. Elbette bu parkurun tamamını yürümek zorunda değilsin. Dilediğin bölümden başlayabilir ve trekking maceranı istediğin zaman sonlandırabilirsin.
Trekking Yaparken Nelere Dikkat Etmeli?
Trekking yaparken doğanın kalbinde ve kısıtlı olanaklara sahip şekilde yürürüz. Bu nedenle yolculuk öncesinde yanımıza neler alacağımızı, kötü sürprizlerle karşılaşırsak nasıl çözümler bulacağımızı iyi hesaplamamız gerekir. Özellikle ilk kez trekking yapmayı düşünüyorsan günübirlik trekking parkurlarını tercih etmende yarar var. Böylelikle kondisyonunu zamanla artırabilir ve kendini deneyebilirsin.
Trekking maceranda seni uzun ve yorucu bir yürüyüş bekliyor. Bu yürüyüşte sana ağırlık yapabilecek, gereksiz olan hiçbir eşyayı ya da ekipmanı yanına almamalısın. Ancak temel ihtiyaçlarını yanında götürmeyi de atlamamalısın. Dayanıklı ve parkur koşullarına uygun bir spor ayakkabı, hava koşullarına uygun kıyafetler, harita, çakı, pusula, su, temel ilkyardım malzemeleri ve enerji ihtiyacını karşılayacak yiyecekler mutlaka yanında olmalı. Elbette tüm bu malzemeleri ve ekipmanları da dayanıklı ve sırtına dengeli yük dağıtabilen bir sırt çantasına yerleştirmelisin.
Eğer rehber eşliğinde olmadan ve ilk kez yürüyeceğin bir parkurda trekking yapıyorsan yolculuk öncesinde mutlaka parkuru daha yakından tanımalısın. Böylelikle kaybolma riskini en aza indirebilirsin. Yürüyüş esnasında her an kontrollü ve dikkatli bir şekilde hareket etmeli, özellikle kaygan ve tehlikeli zeminlerde yürürken acele etmekten kaçınmalısın.
ta!da! Outdoor Ürünleri Eşliğinde Doğanın Tadını Çıkar
Doğanın kalbinde vakit geçirirken kötü sürprizlere karşı da her zaman hazırlıklı olmalıyız. Bu nedenle temel ihtiyaçlarını her koşulda karşılayabileceğinden emin olmalısın. Yanında su taşıman gerektiğini zaten biliyorsun. Beslenme ihtiyacını karşılamak içinse sana ağırlık yapmayacak, sağlıklı ve doyurucu alternatifleri tercih etmelisin.
Kamp yemeği alternatiflerinin yalnızca atıştırmalıklardan oluştuğunu düşünüyorsan sana bir haberimiz var. ta!da! Outdoor Tek Öğünlük Gıda Paketi çeşitleriyle en kısıtlı olanaklarda bile eksiksiz bir ziyafet çekebilirsin.
Etli, tavuklu ve vejetaryen seçenekleri bulunan 8 saatlik ta!da! Outdoor paketleri, yalnızca 550 gram ağırlığında. Üstelik alevsiz ısıtıcı kiti ile çetin doğa şartlarında bile sıcacık yemekler yiyebilirsin. Paketlerin içeriğindeki hurma bar sayesinde dilediğin an enerji depolayabilir, filtre kahve keyfi yapabilirsin. ta!da! Outdoor yemeklerinin hiçbirinde koruyucu ya da katkı maddesi yok. Sen de trekking yolculuklarında birbirinden leziz ev yemeklerinden mahrum kalmamak için hemen ta!da! Outdoor ürünlerini incele, yola hazırlıklı çıkmanın ve doğanın tadını çıkar!
Kaynak:
https://blog.obilet.com/en-iyi-trekking-rotalari/
Bulgur insanlar tarafından ilk işlenen gıda maddelerinden biridir. Tarihi 4 bin yıl öncesine kadar dayanan bulgur, günümüze dek pek çok uygarlık tarafından temel besin maddesi olarak kullanılmıştır. MÖ 2800 civarında Çin İmparatorluğu’nda bulgurun ham maddesi olan buğday; arpa, darı, soya fasulyesi ve pirinç ile birlikte beş kutsal bitkiden biri olarak görülmüştür.
Anadolu kültüründe önemli bir yere sahip olan bulgur, yazılı kaynaklara göre Türkiye’de ilk kez fabrikasyon yöntemlerle üretilmiştir. Bu üretim 1. Dünya Savaşı sırasında ordunun gıda ihtiyacını karşılamak için Rıza Küçükoğlu tarafından kurulan fabrikada yapılmıştır.
Bulgur ana öğün ya da et ve sebze yemeklerinin yanında destekleyici olarak sıklıkla tüketilen bir besindir. Besleyici, doyurucu, lezzetli ve ekonomiktir. Mutfağın önemli bir parçası olmasının yanı sıra Türk folklorunda da yerini almıştır. Manilerde, atasözlerinde ve türkülerde bulgura yer verilir.
Bulgur besin değeri açısından oldukça zengindir. Pirinç ve makarnaya kıyasla yüksek miktarda B vitamini ve posa içerir. Bunun yanı sıra içeriğinde bulunan lipid kalp hastalıklarını engellemeye yardımcı olur. Pirince göre daha düşük enerji değerine sahip olan bulgur, içeriğindeki posa sayesinde dengeli bir şekilde kana karışır ve glisemik indeksi düşürür.
İnce ya da kalın bulgurla farklı tarifler hazırlanabilir. Sevilerek tüketilen kısır, ince bulgur kullanılarak yapılır. İnce bulgurun kullanılmadan önce pişirilmesi gerekmez, yumuşaması için sadece suda bekletilerek de tüketilebilir. Pilavlık kalın bulgur, ülkemizde sıklıkla tercih edilir. Sade şekilde hazırlanabileceği gibi sebzeli, etli, hindili, nohutlu, mercimekli, domatesli olarak da yapılabilir.
Canınız bulgur pilavı çekiyor ancak hazırlamak için vakit bulamıyorsanız tüketime hazır bulgur pilavı çeşitlerimizi ta!da! ürünleri arasında bulabilirsiniz. Pratik, lezzetli ve güvenli üretim ile sofralarınıza ulaştırdığımız ta!da! Sebzeli Bulgur Pilavı ve ta!da! Hindili Bulgur Pilavı’nı tüm Migros’lardan ve ta!da! Store’dan şimdi satın alabilirsiniz.
Kaynak:
Şeren Karakuş, S., Küçükkömürler, S., & Ekmen, Z. (2007). Türk Kültüründe Bulgur. Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi, 38, 10-15.
Ramazan ayında gün içinde su tüketememek ve gerekli enerjiyi alamamak bağışıklık sistemimizi olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle iftarda ve sahurda dengeli beslenmeye önem vermeliyiz. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için yapabileceklerimizle daha sağlıklı bir hayatın kapılarını aralayabiliriz.
Aslında en önemlisi dengeli beslenmek. Proteinin öğünlerde yeteri miktarda bulunması da bunun başlıca yollardan biri. Gün içinde kaybettiğimiz enerjiyi kazanabilmemize yardımcı olan proteinler, bağışıklık sistemimizin de güçlü kalmasını sağlar. Hızlı ve pratik protein alımı için ta!da! Tavuk Fileto Konservesi ile protein deposu salata, dürüm, sandviç ve makarnalar yapabilirsiniz.
Su tüketiminin günlük hayattaki yeri ve önemi yadsınamaz bir gerçek. Ramazan ayında gün içinde su tüketememek, iftardan sahura kadar olan süreçte de su içmeye önem vermemek bağışıklık sistemimizi zayıflatır. Bu nedenle iftardan sahura kadar belli aralıklarla su içmek son derece önemli.
İftarda ve sahurda yediğimiz yiyeceklerin karbonhidrat, protein ve yağ açısından zengin olması gerekir. Özellikle sahurda yumurta gibi saf proteinler ile ceviz, fındık gibi sağlıklı yağlar tüketebiliriz. Salatalık, domates gibi besinlerden ve sağlıklı karbonhidratlardan faydalanmak da denge ve güçlü metabolizma için gerekli.
Gün boyu aç kalmak kan şekerimizin ve tansiyonumuzun düşmesine neden olabilir. İftar sofrasına oturduğumuz anda ise bir anda tüm yemeklere saldırabilir, birkaç dakika içinde çok fazla yemek tüketebiliriz. Bu pek sağlıklı bir yaklaşım değil. Sebze yemekleri, et yemekleri, birkaç dilim ekmek ve çorba tüketebilir, her birinden yeteri kadar yiyerek midemizin yorulmasına engel olabiliriz.
Kırmızı pancar, ramazan ayında sık sık yaşanan kabızlık sorununun önüne geçebilen bir yiyecek. Vücudu temizleyici etkisiyle de bilinen bu sebze, bol lifli oluşuyla hem tok tutar hem de güçlü bağışıklığın kapılarını aralar. Tüketime hazır ta!da! Haşlanmış Pancar; sağlıklı, lezzetli ve pratik oluşuyla sofralarımızda yer verebileceğimiz bir ürün. Üstelik koruyucu katkı içermez. Hem açıp hızlıca tüketebilir hem de farklı yemeklerde yeni lezzetler yaratmak için kullanabiliriz.
ta!da Haşlanmış Kırmızı Pancar uygun fiyatıyla tüm Migros’larda sizi bekliyor. Siz de sofralarınızda kırmızı pancara yer vererek güçlü bağışıklığın kapılarını aralayabilirsiniz.
Oruç ibadetinin yapıldığı ramazan ayında yeme düzeni tamamen değişir. İftar ve sahur olmak üzere öğünler, güneşin doğuş ve batış saatlerine göre ayarlanır. Öğün zamanlarında yaşanan bu büyük değişiklik, özellikle spor yapanların antrenman sürelerini ve beslenme şekillerini etkiler. Peki, düzenli olarak spor yapan profesyonel ya da amatör sporcular ramazan ayında nasıl beslenmeli? İşte, sporculara özel olarak iftar ve sahur için beslenme önerileri…
İftarda Ne Yemeli?
Yeterli ve dengeli beslenme sporcu performansının verimliliğinde önemli rol oynar. Oruç tutan sporcuların antrenman programlarını biraz daha hafifletmeleri önerilir. Gün boyu sıvı tüketiminin olmaması ağır antrenmanlarda ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Haftalık egzersiz günlerini azaltmaları ve yoğun antrenmanlardan kaçınmaları gerekir. İftardan en az 2 saat sonra egzersiz yapmaları ve yeterli protein almaya dikkat etmeleri performanslarının sürekliliği açısından önemlidir. İşte iftar için beslenme önerileri:
Sahurda Ne Yemeli?
Oruç tutarken sahur öğününün atlanması özellikle sporcu performansının düşmesine neden olabilir. Yemekten sonra yatılacağı için mideyi zorlayan kızartmalar, ağır yağlı gıdalar, hamur işleri ve ağır tatlılardan kaçınmak gerekir. Gün boyu su ihtiyacınızı arttırabilecek sucuk, salam, sosis, turşu gibi aşırı tuzlu gıdalardan uzak durmalısınız. İşte sahur için beslenme önerileri:
Sporcuların antrenman sonrası yıpranan kaslarının onarımı ve yeni kaslarının sentezi için protein büyük önem taşır. Besinlerle vücuda alınan protein miktarının yeterli olması, öğünlerde tüketilen besinlerin hayvansal kaynaklı kaliteli proteinlerden gelmesi önerilir. Antrenman sonrasında tüketime hazır ta!da! Tavuk Fileto Konservesi, 100 gramında 25.4 gram protein içerir. Katkı maddesi içermeyen ürün, antrenman sonrası ve öğünler için hem lezzetli hem de pratik bir seçenektir. Leziz ve pratik ta!da! Tavuk Fileto Konservesi’ne Migros ve store.tada.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Doğru beslenme, sporcunun başarısını etkileyen faktörlerin başında gelir. Sporcuların, spor öncesi ve sonrası almaları gereken besinlerin başında ise protein vardır. Özellikle kas oluşumunda ve yağ yakımında proteinin yeri önemlidir. Güvenli üretim koşullarında hazırlanan hazır tavuk konservesi gibi pratik besinler, sporcular için gereken proteini sağlar. Hem lezzet olarak hem sağlık için tavuk, en çok tercih edilen yüksek protein kaynağıdır. Alınması gereken protein miktarı kişinin yaptığı spora, yaşına ve cinsiyetine göre de değişiklik gösterir.
Protein Kaynağı Olarak Öne Çıkan Besinler
Güne başlangıç besinleriniz, hem sağlık hem de tüm gün harcayacağınız enerji ve spor performansınız için oldukça önemli. Kahvaltınızda protein değerleri yüksek olan süt, peynir, yumurta gibi besinleri tüketerek bedeniniz için güçlü bir başlangıç yapabilirsiniz. Spor sonrası yüksek protein alımı, kasların toparlanması, hücre yenilenmesi için önemli. Özellikle tavuk eti, sporcular için sıklıkla tavsiye edilen bir protein deposudur. Beklemeden, hızlıca tüketebileceğiniz pratik ve lezzetli hazır tavuk konservesi, spor sonrası protein ihtiyacı için oldukça ideal. Hazır tavuk konservesini Migros mağazalarından ya da ta!da! üzerinden kolayca satın alabilirsiniz.
Proteinin Sporcu İçin Faydaları
· Günlük alması gereken miktarda protein alan sporcunun enerjisi yüksek olur.
· Sporcunun uzun süre tok kalmasını sağlayarak fazla kalori alımının önüne geçer.
· Spor sonrası olası kas ağrılarının kısa sürede ve hafif atlatılmasını sağlar.
· Kas oluşumunu hızlandırır, vücudun daha güçlü ve fit olmasını kolaylaştırır.
· Bakterilere ve virüslere karşı vücut direncini güçlendirir.
· Genç sporcuların vücutlarının büyümesini, gelişimini destekler.
Sporcunun Günlük Protein İhtiyacı
Sporcular, spor yapmayan kişilere göre daha yüksek protein içeren besinlere ihtiyaç duyar. Sıradan bir insana sağlık için gereken protein ihtiyacı günlük ortalama 0.8g/kg’dır. Sporcular için bu miktar biraz daha artar. Sporun şiddetine ve türüne, bireyin amacına, yaşına, cinsiyetine göre alınması gereken protein miktarında farklılıklar olabilir. Ancak yetişkin bir sporcunun, günlük minimum 1.2/2.0 g/kg protein alması tavsiye edilir. Zedelenme, sakatlanma gibi durumlarda ya da kilo verme, kilo alma durumlarında vücudun alması gereken protein ihtiyacında değişiklik olabilir.
Filmleri izlerken acıktığınızda ta!da Glutensiz Ekmek Cipsi yanınızda olsun.
Spor yaparken gücünü beslenmesinden alanların yardımına ta!da yüksek proteinli ürünler koşar.
Mutfaktaki ustalık düzeyiniz ne olursa olsun, bazı alışkanlıklar nedeniyle yemek yaparken farkında olmadan hataya düşüyor olabilirsiniz. Söz konusu hatalar, sağlık açısından olumsuz etkiler yaratabilir ya da beklediğiniz lezzette sonuçlar almanızı önleyebilir. Peki, mutfakta en sık yapılan hatalar nelerdir?
Eti Çözülmeden Pişirmeyin
Market alışverişinden döndüğünüzde, satın aldığınız etleri buzluğa atabilir ve bu şekilde uzun süre boyunca bozulmadan muhafaza edebilirsiniz. Ancak donmuş etleri pişirmek istediğinizde, etin önce oda sıcaklığına gelene dek çözülmesini beklemelisiniz. Modern yaşamın yoğun temposu içinde zaman tasarrufu yapmanın önemi büyük. Ne var ki, eti henüz tamamen çözülmeden pişirmeye çalışırsanız içi az piştiği halde dışı yanabilir ve dağılabilir. Bu nedenle pişirmek istediğiniz eti bir gün öncesinden buzluktan çıkarmanız size pratiklik kazandırır.
Makarna Suyuna Yağ Koymayın
Eğer sade makarna pişirmeyi düşünüyorsanız makarnanın suyuna yağ koymanızda bir sakınca yok. Böylelikle makarnaların birbirine yapışmasını önleyebilirsiniz. Ancak soslu makarna yapmak istiyorsanız kaynama suyuna koyduğunuz yağ, sosun makarnaya yapışmasını zorlaştırır.
Sarımsakların Yanmasını Önleyin
Pek çok tarifi lezzetlendirmek için, pişirme aşamasında tencerenize ya da tavanıza sarımsak ekleyebilirsiniz. Ancak sarımsağın yüksek ateşte hızla yanan bir besin olduğunu unutmamalısınız. Örneğin, sebze sote yaparken sarımsakları diğer sebzelerden önce tavaya eklerseniz sebzeler pişene dek sarımsaklar yanabilir. Bu nedenle kullandığınız tüm malzemeleri pişme sırasına göre tavaya eklemeye özen göstermelisiniz.
Makarna Suyunu Değerlendirin
Soslu makarna yapmayı düşünüyorsanız göz önünde bulundurabileceğiniz bir ipucu daha var. Haşlanan makarnaların suyunu süzmek yerine, hazırladığınız sosa makarna suyundan ekleyebilirsiniz. Böylelikle çok daha lezzetli sonuçlar elde edersiniz.
Yeşillikleri Kurutun
Salatalarda ya da sote yemeklerinde kullanacağınız yeşillikleri, yıkadıktan sonra iyice kuruttuğunuzdan emin olmalısınız. Aksi takdirde sebzelerden süzülen su salatanızı sulandırabilir ya da sebzeleri pişirirken zorluk yaşayabilirsiniz. Zamandan tasarruf etmek için, dilerseniz bir sebze kurutucudan yardım alabilirsiniz.
Etinizi Dinlendirmeyi Unutmayın
Etinizi tam kıvamında pişirdikten sonra yapmanız gereken son bir hamle var: Eti kısa bir süreliğine dinlenmeye bırakmak. Çünkü pişen etin içindeki sağlık suyu, piştikten hemen sonra etin ortasında kalır. Sağlık suyunun etin tümüne yayılması için, yemeğinizi yaklaşık 10 dakika boyunca kesmeden tezgahta dinlendirebilirsiniz.
Bu ipuçlarını göz önünde bulundurarak çok daha lezzetli ve sağlıklı yemekler pişirebilirsiniz.
Yemek pişirirken bunları düşünmek istemiyorsanız, çabucak ısıtarak sofraya koyacağınız ta!da hazır yemekleri ile gününüzü kurtarabilirsiniz!
Modern yaşamın ve iş hayatının yoğun temposu içinde, her zaman sağlıklı beslenmek için yeterli vakit ya da olanak bulamayabilirsiniz. Ancak pratik ve sağlıklı atıştırmalıkların, bu tip durumlarda gerçekten kurtarıcı olabileceğini unutmayın. Ofiste geçirdiğiniz saatler boyunca yemek hazırlamak için vaktiniz olmasa da, çantanıza atacağınız atıştırmalıkları tüketerek hafif ve sağlıklı beslenebilirsiniz. Bu sayede gün içindeki enerjinizi koruyabilir, çok daha verimli ve keyifli bir şekilde çalışabilirsiniz. İşte, ofiste tüketebileceğiniz sağlıklı ve pratik atıştırmalık önerileri…
Yulaf Ezmesi
Yulaf ezmesi, yüksek lif ve protein içeriği ile ofiste uzun süre tok hissetmenizi sağlayacak birçok atıştırmalığın ana malzemesi olabilir. Yulaf ezmesini sıcak sütte ya da suda bir süre bekleterek pişirebilir, daha sonra tarifinizi çiğ kuru yemişler ya da taze meyveler kullanarak tatlandırabilirsiniz. Yulaf tadından çok hoşlanmıyorsanız tarife bal, pekmez ya da tarçın eklemeyi de deneyebilirsiniz. Küçük bir kaseye ya da kavanoza koyarak ofise götürdüğünüz yulaf ezmesi, sağlıklı ve hafif bir öğün geçirmeniz için ideal bir alternatif.
Edamame
Ana vatanı Asya olsa da günümüzde tüm dünyada tüketilen edamame, olgunlaşmamış soya fasulyesidir. Soya fasulyelerini yaklaşık 5 dakika boyunca suda haşladıktan sonra çerez gibi tüketebilir, kolaylıkla yanınızda taşıyabilirsiniz. Protein, mineral ve vitamin açısından zengin bir atıştırmalık arıyorsanız edameme tam size göre.
Meyveli Yoğurt
İçeriğindeki doğal şeker sayesinde size enerji veren, protein içeriğiyle de sağlıklı bir atıştırmalık alternatifi oluşturan meyveli yoğurtlar, ofisteki tatlı krizlerinize pratik çözümler oluşturabilir. Yapmanız gereken tek şey, dilediğiniz meyveyi yoğurtla birlikte rondodan geçirmek. Dilerseniz, öğününüzü daha besleyici hale getirmek için çiğkuru yemişleri de tarifinize ekleyebilirsiniz.
Smoothie
Hiçbir şey yemek istemediğiniz günlerde, içinizi ferahlatacak ve doyurucu içeriğiyle ofisteki performansınızı koruyacak bir atıştırmalığa ne dersiniz? Smoothie tarifleri arasında sayısız alternatif bulabilirsiniz. İşe gitmek için evden çıkmadan önce mutfağa uğramanız ve rondonuza dilediğiniz meyveleri, sebzeleri, kuru yemişleri ve baharatları eklemeniz yeterli. Yoğurt ya da süt koyarak ideal kıvamı yakaladığınız malzemeleri rondoda çektiğinizde, damak zevkinize uygun bir smoothie hazırladınız demektir. Ofiste acıktığınız anda smoothie’nizden bir yudum alabilir ve sağlıklı beslenmenin tadını çıkarabilirsiniz.
ta!da! Ofiste de Yanınızda!
Ofiste gönül rahatlığıyla tüketebileceğiniz lezzetli, pratik ve sağlıklı atıştırmalıklar, ta!da! imzasıyla sizi bekliyor. İnce gevrek çeşitlerinden besleyici kurabiyelere ve yeni nesil atıştırmalık seçeneklerinin tümüne buradan ulaşabilirsiniz. Üstelik ta!da! size birbirinden lezzetli glütensiz ürün seçenekleri de sunuyor. Biscotti’den galetaya, her damak zevkine uygun glütensiz atıştırmalık seçeneklerini buradan inceleyebilirsiniz. Siz de ta!da! ile tam tadında, sağlıklı, pratik ve lezzetli atıştırmalıklarla tanışın, sağlıklı beslenmeden ofiste de vazgeçmeyin!
Ofiste hep aynı şeyleri yemekten sıkılanlara ta!da glutensiz ürünleri alternatif olarak öneriyoruz.
Öğünlerden artan yemeklerin atılmayıp ertesi gün yeniden ısıtılarak tüketildiği bilinen bir gerçek. Bir önceki günün, bugünün menüsü olarak kurtarıcı olduğu günlerde, çok yapılan bu hata maalesefki sağlığı tehdit edebiliyor. Aslında hemen herkes, birden çok ısıtılan yemeklerin besin değerinin düştüğünü biliyor ve aslında bununla birlikte bazı sağlık sorunları da ortaya çıkıyor. Gelinen çok tüketilen ve tekrar ısıtma sırasında oluşan tehlikeli durumlara birlikte göz atalım.
Pilav ve Türevleri
Yemeklerin en lezzetli eşlikçisi olan pilav, yeniden ısıtıldığında zehirlenmeye kadar varan zarara neden olabiliyor. Pilavın ısıtılması ile birlikte "Bacillus cereus" adlı bakteri sporları toksin üretiyor.
Nitran İçeren Sebze Çeşitleri
Nitrat içeren sebze yemekleri tekrar ısıtıldığında kanserojen hale gelebiliyor. Özellikle bu grupta yer alan ıspanak, yeniden ısıtıldığında içerisindeki demir oksitlenebiliyor. Benzer şekilde pancar, şalgam ya da kereviz gibi sebzeler da nitrat içeriği yüksek olanlar olduğundan, asla ısıtılmaması gerekenler arasında yer alıyor.
Mantar Yemekleri
Mantar yemekleri tekrar ısıtıldığında içerisindeki serbest radikal barındıran toksinler açığa çıktığından sindirim sistemine zarar verebiliyor. Bu nedenle mantar yemeklerinin yeniden ısıtılması en tehlikeli mutfak hatalarından sayılıyor. Eğer ertesi gün yeniden tüketilecekse mutlaka soğuk şekilde tüketilmesi gerekiyor.
Tavuk Yemekleri
Tavuk ve tavuklu yemekler, asla ısıtılmaması gereken besinler arasında başı çekiyor. Isıtıldığında içerisindeki protein yapısı değişiyor ve bu da bakteri oluşumuna neden oluyor. En ağır besin zehirlenmelerine neden olan tavuk yemeklerinin, pişirme anında dahi yavaş yavaş pişirilmesi ve çok kaynatılmaması gerekiyor.
Yaşamın en değerli halkalarından biri olan beslenme konusunda çok dikkatli olmak gerektiği ortada. Bu konuda risk almamak ve her daim pratik, sağlıklı yiyecekler için ta!da! yanınızda. ta!da!'nın hazır yemek çeşitleri tek porsiyonluk ve aç-ısıt-ye özelliğine sahip olduğundan, hem besin değerini kaybetmez hem de koruyucu katkı içermez. ta!da! online satış sitesinde yer alan lezzet dolu, besleyici ve ev yapımı tadında yemekleri hemen satın alabileceğiniz gibi, size en yakın Migros market şubesinde de tek öğünlük lezzetler bulabilirsiniz.
Her öğünde farklı bir yemek imkanı sunan ta!da hazır yemeklerinden en sevdiklerinizi seçmek için tıklayın!
ta!da! acıseverlere özel sandviçi ile füme tavuğun en lezzetli hâlini acı sosun benzersiz aroması ile buluşturuyor. Kahvaltılardan ana yemeklere kadar Türk mutfağında özel bir yeri olan acı, füme tavuğun tütsülü, özel lezzetini ön plana çıkarıyor. Özenle üretilen, yumuşacık ekmeklerin arasında bir araya gelen protein kaynağı ve besleyici tatlar, acıktığınız her an, açlığınızı bastıracak bir numaralı tercihiniz olacak!
İçinizi Rahatlatan Güvenli Üretim
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinde ambalajlı gıda tüketiminin önemi giderek artıyor. Özellikle dışarıdan satın alınan besinlerin paketli olması ve güvenli üretim sürecinden geçmiş olması ise sağlığımızı korumak için dikkat edilmesi gerekenlerin başında geliyor. ta!da! tüm sandviçlerinde “Covid-19 Güvenli Üretim Sertifikası” ile, yetkili personellerin gözetiminde üretiliyor. Aynı zamanda tüm dünyada kabul gören BRC, Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi ISO 22000 ve Helal Gıda sertifikalarıyla da her anlamda temiz içerikli, güvenilir besinler sunuyor.
Hem Güvenilir Hem Lezzetli
Acıseverlere özel soğuk sandviç; füme tavuk, çavdar ekmeği, barbekü çeşnisi ve acı sosların birleşimi ile yoğun bir lezzet ortaya çıkarıyor. Taş tabanlı fırınlarda pişen yumuşacık ekmekler, füme et sayesinde günlük protein ihtiyacınızı karşılamanıza yardımcı oluyor. Sandviçin yapımında kullanılan her bir malzeme alanında uzman markalardan temin ediliyor, en taze ürünlerle buluşuyor ve özenle hazırlanan soslarla birlikte hem temiz içerikli hem de lezzetli bir öğün seçeneği oluyor.
Acıktığınız Her An, Her Yerde Yanınızda
ta!da! acıseverlere özel soğuk sandviçin en güzel yanlarından biri ise ister okulda ister işte, acıktığınızda yanınızda olması!
· Füme tavuklu sandviçi soğuk veya sıcak içeceklerle tüketebilir, lezzetine lezzet katabilirsiniz.
· 0-4 derece sıcaklıkta güvenle muhafaza edebilirsiniz.
· Çantanıza koyabilir, dilediğiniz her an lezzetli bir öğünün tadını çıkarabilirsiniz.
ta!da! acıseverlere özel soğuk sandviçi Migros şubelerinde ve benzin istasyonlarında bulabilir, gününüzü güzelleştirecek lezzetleri her an yanınızda taşıyabilirsiniz!
Çölyak hastaları ve glüten intoleransına sahip olanlar için büyük bir öneme sahip glütensiz ürünlere ulaşmak her zaman kolay olmayabilir. ta!da! glütensiz ürünler için özel olarak kurduğu fabrikada atıştırmalık lezzetler üretir. Glütensiz ürünlerin, glüten içeren ürünlerden üst ve alt yapısı ile farklı kurgulanmış bir fabrikada üretilmesi özellikle çölyak hastaları için büyük önem taşır. Küçük bir glüten maruziyeti bile çölyak hastalarının hastalanmasına sebep olabilir. Satın aldığınız glütensiz ürünlerin, güvenilir bir sertifika ile belgelenmesi gıdaları güvenle tüketebileceğiniz anlamına gelir.
Glüten İntoleransı ve Çölyak Hastalığı Farkları
Çölyak hastalığı ve glüten duyarlılığı olarak da bilinen glüten intoleransı sıklıkla karıştırılır. Çölyak hastalığı incebağırsağın emiliminde sorun olmasından kaynaklı, hayat boyu süren bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Glüten intoleransı ise bir tür besin alerjisidir ve doğru beslenme ile zamanla ortadan kaybolabilir. Çölyak hastalığını teşhis etmek için kan testi ve bağırsak biyopsisi yapılır. Glüten intoleransı teşhisinde kişinin hikayesi önemlidir ve gıda alerji testleri ile test edilebilir. Çölyak hastaları glüten tükettiğinde çok ciddi reaksiyonlara sebep olabilir. Bu yüzden çapraz bulaşma riski nedeni ile glüten içeren gıdalarla aynı üretim tesisinde üretilen gıdaları tüketmeleri bile tehlikelidir. Glüten intoleransı olan kişilerde şikayetler daha hafiftir.
Glütensiz Ürünlerde Sertifika Neden Önemli?
ta!da! glütensiz ürünler 2 farklı sertifika ile güvenilirliğini belgeler. İngiltere’den alınan Coeliac UK glütensiz sertifikası dünyada kabul görmüş bir sertifikadır. ta!da! glütensiz atıştırmalıklar Türkiye’deki ilk glüten free BRC belgesine sahiptir. Bu iki sertifika, ürünlerin, glüten içeren ürünlerden farklı bir bantta üretildiğini ve eser miktarda bile glüten içermediğini kanıtlar.
Artık glütensiz ürünlere ulaşmak çok kolay! ta!da! glütensiz atıştırmalıkları Migros marketlerden ya da ta!da! üzerinden satın alabilirsiniz. En beğendiğiniz atıştırmalıkları hemen satın alın ve ara öğünlerde glütensiz seçenekleri gönül rahatlığıyla tüketin.
Besinler arasındaki dengeyi korumak, kilo vermenize yardımcı olurken aynı zamanda temel gıdaları da eksiksiz tüketmenizi sağlar. Özellikle salata yapımında küçük püf noktalarına dikkat ederek dengeli bir salata hazırlamak mümkün. Farklı lezzetleri buluşturarak kendinize keyifli bir öğün hazırlayabilir, yeni karışımlar keşfederek öğünlerinizi dengeleyebilirsiniz.
Salataya protein içeren besinler ekleyerek daha faydalı lezzetlere ulaşabilirsiniz. Bu tür besinler tokluk hissi yarattığı gibi aynı zamanda metabolizmanızı hızlandırır, cildinize ve bağışıklık hücrelerinize olumlu yönde etki eder. Salatadaki dengeyi koruyabilmek için hazır konserve tavuk, deniz ürünleri yada bitkisel proteinleri tercih edebilirsiniz. Süt ürünleri olarak lor peyniri ve yumurta en doğru seçimlerden biri olacaktır.
Sebze ve yeşilliklerinizi seçtikten sonra mutlaka protein ve karbonhidrat takviyesi yapılmalıdır. 100 gramında 25,4 g protein içeren ta!da! Hazır Tavuk Konservesi, doğru protein oranı sayesinde salatanızda dengeyi yakalamanızı sağlar. Sütle marine edilerek hazırlanan tavuk konservesi, pratik kullanımıyla her yerde kolayca tüketilebilir.
Protein kadar yağ da vücut için çok önemlidir. Sağlıklı yağ kullanarak tokluk sürenizi uzatabilir, antioksidanlardan faydalanabilirsiniz. Yağ eklerken miktarı doğru ayarladığınızdan emin olmalısınız. Avokado ve fındık gibi yağ içeren besinler kullandığınızda ek bir yağ kullanımına ihtiyaç yoktur.
Salataları lezzetlendirmek için farklı baharat ve sos seçenekleri de mevcut. Zeytinyağı, sirke ve sarımsak gibi çeşitli malzemelerden oluşan soslarla salatanızı tatlandırabilirsiniz. Taze fesleğen ve nane gibi baharatları sirke ile birlikte karıştırarak hazırladığınız salatanın lezzetini daha fazla öne çıkarabilirsiniz. Bu tür baharatlar ayrıca uzun saatler tokluk hissi de sağlar.
Dengeli bir salatanın aynı zamanda bütün duyularınıza hitap etmesi çok önemlidir. Küçük püf noktaları sayesinde harika salatalar hazırlayabilir, ta!da! Hazır Tavuk Konservesi kullanarak sağlıklı lezzetlerin tadına varabilirsiniz.
Salatanıza koyacağınız ürünlerin dengeyi koruduğundan emin olarak size tavuk konservelerimizi öneriyoruz.
Aralık 2019’dan beri dünya gündeminde yer alan COVID-19 salgını, ilk vakanın görüldüğü andan itibaren Türkiye’de de sosyal yaşamı, iş hayatını, yemek alışkanlıklarını ve alışveriş davranışlarını değiştirmeye devam ediyor. Gerek kısıtlamalar nedeniyle restoran, kafe gibi sosyalleşme alanlarının kapatılması, gerekse kişilerin virüse maruz kalma riskini en aza indirmek istemesi sonucunda ev dışındaki mekanlarda yemek yeme yerini evde yemeğe bıraktı.
Vakaların seyrine göre sokağa çıkma yasağı, restoran ve kafelerin kapatılması gibi kısıtlamalar gevşetildiğinde bile ev dışındaki yemek tüketiminin büyük oranda düştüğü gözlemleniyor. Ayrıca pandemi döneminde hijyen ve güven konusundaki hassasiyetler, kişilerin gıda ve yiyecek seçimini de etkiliyor. Bu süreçte açık gıda ve yemek tüketimindeki çekinceler paketli gıda tüketimini artırıyor.
Açıkta satılan gıda ve yemekler yerine tercih edilen paketlenmiş ürünler hem evde hem iş yerindeki yemek molalarında rahatlık vadediyor. Peki, paketli gıdalar güvenli mi? Paketli gıda tüketiminde dikkat edilmesi gereken unsur, TSE COVID-19Güvenli Üretim sertifikasının varlığı oluyor. Bu sertifikaya sahip hazır paketli gıdalar evde ya da çalışma ortamında kolaylık sunuyor. ta!da! da Güvenli Üretim sertifikası ile ürettiği hazır yemek ve konserve çeşitleri ile her damak tadına hitap ediyor.
Günümüz dünyasında birçok lezzete paketli olarak ulaşabilirsiniz. ta!da! çorbalardan zeytinyağlılara, etli yemeklerden pilava birbirinden lezzetli ürünleri beğeninize sunuyor. Tam tadında yemeklerini 4 dakikada açabilir, ısıtıp hemen yiyebilirsiniz. ta!da! hazır yemek çeşitleri arasında zeytinyağlı yaprak sarması, düğün çorbası, bulgur pilavı, soslu tavuk, etli nohut, taze fasulye, kuru fasulye, mercimekli enginar gibi birbirinden leziz tatlar sizi bekliyor.
ta!da! hazır yemekleri isterseniz iş yerinde öğle arasında, isterseniz işten eve döndüğünüzde pratik bir akşam yemeği olarak tüketebilirsiniz. Kısa sürede masanıza gelebilen yemekler, günlük koşuşturmacanın arasında yemek hazırlama stresini de en aza indiriyor. Üstelik paketli hazır yemekler buzdolabı gerektirmeden oda koşullarında 1 yıl muhafaza edilebiliyor. Siz de sofranıza layık yemekler için ta!da!’nın güvenilir hazır yemeklerini tercih edin. ta!da! paketli hazır yemekleri hemen şimdi sipariş edebilirsiniz.
Sizin sağlığınız düşünülerek özel olarak hazırlanan ta!da hazır yemekleri, hazır ürünlere yeniden güvenmenizi sağlayacak.
Tavuklu soğuk salata, hem diyetlerde hem de lezzet dolu sofralarda sıklıkla tercih edilen tarifler arasında yer alır. Lezzetinin yanı sıra pratiklik açısından da avantajlı olan tavuk soğuk salata tariflerine ta!da! ürünleriyle yepyeni bir tat kazandırabilirsiniz. Damak tadınıza göre şekillendirebileceğiniz tarifler, sofralarınıza sağlık ve lezzet getirmeye yardımcı olur.
Tavuklu soğuk salatanızı hazırlarken içine patates ekleyebilirsiniz. ta!da! Haşlanmış Acılı Patates, tarifinize kolaylık kazandırırken salatanız için doyurucu bir dokunuş yapmanızı da kolaylaştırır. Haşlanmış patatesi pratik bir şekilde ekleyerek acılığın verdiği hoş tat sayesinde lezzetli bir salataya imza atabilirsiniz. Bu tarifi ara öğün olarak tüketebileceğiniz gibi sağlıklı ve hafif ana öğünler için de tercih edebilirsiniz. Tavuklu soğuk salata spor yaparken, gün içerisinde atıştırmalık ihtiyacınızı karşılarken ve diyetleriniz için idealdir. ta!da! hazır tavuk konservesi ile salata tarifleriniz için lezzetli seçenekler sunar.
• 1 kutu ta!da! hazır tavuk konservesi
• 5-6 yaprak kıvırcık salata
• ½ paket ta!da! acılı haşlanmış patates
• 3-4 adet kornişon turşu
• 3 kaşık süzme yoğurt
• 2 diş sarımsak
• Dereotu
• 3-4 yemek kaşığı zeytinyağı
• ta!da! hazır tavuk konservesini ince ince didikleyin,
• Kıvırcık salata ve dereotunu ince ince kıyın, sarımsağı ezin, turşuyu ve ta!da! acılı haşlanmış patates’i küçük küçük doğrayın.
• Bir kasede tüm malzemeyi karıştırın ve soğuk servis edin.
Salatanıza lezzet katacak ta!da! Hazır tavuk fileto bir tıkla kapınızda!
Glütensiz unlar, çölyak hastaları için özel olarak üretilir. Buğday içinde doğal olarak bulunan bir protein olan ve glüten intoleransı yaşayan kişiler tarafından tüketilmesi durumunda çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilen glüten, alerjik kişilerin yaşam kalitesini ciddi oranda düşürebilir. Bu tarz hassasiyetler yaşayanlar için özel olarak üretilen glütensiz unlar ve glütensiz unlardan hazırlanan atıştırmalıklar, dilediğiniz lezzeti herhangi bir kısıtlama olmaksızın güvenle tüketebilmenize yardımcı olur.
Glüten intoleransı ve çölyak hastalığı, buğday ununda yer alan glüten proteinine karşı alerjisi bulunan kişilerde görülür. Glüten proteni, hamura kıvamını kazandıran ve lezzet veren bir bileşendir ancak sindirim açısından çeşitli sorunlara yol açabilir. Çölyak hastalığı bulunmayan kişilerce dahi güçlükle sindirilebilen glüten proteini, intolerans yaşayanlarda ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Glüten intoleransına sahip olanlarda sindirim bozukluğu, ishal, gaz sancısı, şiddetli karın ağrısı gibi etkilere yol açan glüten, çölyak hastalarında ise kısırlık ve kemik erimesi gibi ciddi rahatsızlıkları tetikleyebilir.
Glütensiz unlardan yapılan ürünler, son derece kolay bir şekilde sindirilir ve kilo vermeye yardımcı olur. Son dönemlerde yapılan araştırmalar, glütensiz ürünler tüketenlerin kendilerini daha enerjik ve sağlıklı hissettiklerini ortaya koyar. Glüten intoleransı ya da çölyak rahatsızlığı bulunmayan kişilerin de glütensiz unlarla yapılmış yiyecekleri tüketmesi, kimi uzmanlar tarafından sağlık açısından faydalı bulunur. Glütensiz unlar, klasik un çeşitlerinden glüten proteinleri çıkarılarak elde edilir ve diğer tüm besin değerleri korunur. Bu sayede sağlığınızı kolayca korumanızı ve unlu ürünlerden istediğiniz tüm besin bileşenlerini kolayca alabilmenizi sağlar.
Eğer siz de birbirinden lezzetli glütensiz atıştırmalıklar keşfetmek istiyorsanız ta!da! Glutensiz’in size özel olarak ürettiği nefis seçeneklere göz atabilirsiniz:
· Biscotti
· Hindistan Cevizli Kurabiye
· Karabuğdaylı Grissini
· Ispanaklı İnce Gevrek
· Peynirli Dereotlu Mini Kraker
· Zerdeçallı İnce Gevrek
· Pizza Aromalı İnce Gevrek
ta!da! glütensiz ürünlerini Migros'larda yada store.tada.com.tr sitesinden ulaşabilirsiniz. Siz de ta!da! imzalı glütensiz atıştırmalıkları deneyin, sağlığınızı korurken eşsiz lezzetler keşfetme fırsatını yakalayın!
Kaynak: https://www.medicalpark.com.tr/gluten/hg-2278
Gluten toleransı olanla özel ürettiğimiz en lezzetli ve çeşitli glutensiz ürünleri buradan inceleyebilirsiniz.
Soğuk havalarda hastalıklara yakalanmamak ve mikroplara karşı dirençli olabilmek için sağlıklı ve dengeli beslenmek büyük önem taşır. Beslenmenin yanında gıda takviyesi gibi düşünebileceğiniz kış çayları bu konuda sizleri mükemmel bir şekilde destekler. Zengin antioksidan ve uçucu yağlar içeren bitkilerle hazırlanan bağışıklık güçlendirici kış çayları için neredeyse her derde deva denilebilir.
Adaçayı ve ekinezya kullanılarak hazırlanan çayların boğaz ağrısı şikayetlerini geçirdiğini gösteren çalışmalar mevcut. Hatta bu bitkilerin lokal antiseptik ilaçlardan bile daha etkili olduğu söylenebilir. Yine iltihap önleyici özelliği ile bilinen naneyle de hazırlayabileceğiniz nane çayı boğaz şişliğini rahatlatıcı etkiye sahiptir. Papatya da çay olarak tüketildiğinde hem boğaz ağrısı şikayetlerini giderir hem de sakinleştirici etkisiyle stres yönetiminde size yardımcı olur.
Kış aylarında sıklıkla görülen soğuk algınlığı şikayetleri için değerli içeriklere sahip bitkilerle hazırlayabileceğiniz çaylar vücudun savunma mekanizmasını destekler. Hastalık ajanlarına karşı bağışıklığınızı kuvvetlendirip sizi enfeksiyona karşı korur. Bunun için manganez, magnezyum, fosfor, kalsiyum, C vitamini ve demir açısından zengin zencefilin içerisinde bulunduğu bir kış çayı tüketmeyi tercih edebilirsiniz.
Ihlamur da yüksek antioksidan içeriği ile bağışıklık dostudur. Soğuk algınlığı, grip ve nezle gibi hastalıklarda tercih edilir. Semptomlar görülmeye başladığında tüketmeniz çok daha etkili olmasını sağlayabilir. Limon ile birlikte tüketildiğinde bağışıklığı destekleyici etkisi daha da artar. Bal ile birlikte tüketildiğinde ise boğaz bölgesindeki problemlerin yatıştırılmasını kolaylaştırır.
Birçok yararı olan bitki çaylarının fazla tüketildiğinde zararlarının da olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle bitkisel çayların günde iki fincandan fazla tüketilmesi tavsiye edilmez. Ayrıca rutin ilaç kullanımı mevcut ise bir hekime danışmadan tüketmemeniz önerilir.
Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/osman-muftuoglu/grip-ve-nezle-icin-5-faydali-cay-41390843
https://www.cnnturk.com/saglik/kis-caylari-dogru-tuketilmeli?page=5
https://www.medicalpark.com.tr/ihlamurun-faydalari/hg-2470#2
Biraz da çaya keyif katmak için yanında bir kurabiye almaz mıydınız?
Pandemi dönemiyle birlikte başlayan karantina sürecinde doğayla iç içe olabileceğiniz mekanlara daha çok ihtiyaç duyabilirsiniz. Pandemi koşullarında gerekli hijyen ve sosyal mesafe kurallarını sağlayan kamp mekanlarında vakit geçirmeniz yasak değildir. Kalabalıklardan uzak bir şekilde yapılabilecek birkaç günlük kamp etkinlikleri deşarj olmanızı sağlayarak sürecin olumsuzluklarından daha az etkilenmenize yardımcı olabilir. Ankara’daki Aluç dağı Tabiat Parkı, Düzce’deki Güzeldere Şelalesi, Bolu’daki Abant Gölü Milli Parkı ve Yedigöller gibi doğal güzelliklere sahip mekanlarda kamp keyfi yaşayabilirsiniz.
Pandemi sürecinde kamp yaparken aynı aileden bile olsanız tek bölmeli çadırlarda en fazla 2-3 kişi bulunmaya dikkat etmelisiniz. Günlük rutin temizlik sırasında çadır kapılarını açık bırakarak içeri temiz hava dolmasını sağlayabilirsiniz. Günlük olarak en az 1 saat havalandırılan çadırlar, daha sağlıklı bir kamp alanı oluşturmanıza yardımcı olur. Deterjanlı nemli bez ve sprey temizleyicilerden yararlanarak çadır ve kamp alanında hijyen sağlayabilirsiniz. Kamp düzeni oluştururken diğer kampçıların kamp alanından en az 6 metre uzakta bulunmalısınız. Doğa yürüyüşlerinde diğer kişiler ile aranıza en az 3 metre koymalısınız. Başkalarıyla fiziksel mesafeyi korumaya mutlaka özen göstermelisiniz.
Kamp faaliyetlerinizi sürdürürken maske takmanız sağlığınız açısından önem taşır. Dezenfektan ve kolonya gibi hijyen ürünlerini kullanmaya devam etmeniz gerekir. Ellerinizi sık sık yıkayarak viral etkilere karşı korumanızı artırabilirsiniz. Kamp alanındaki ortak tuvalet ve lavabo gibi alanlarda hijyen kurallarına maksimum düzeyde uymalısınız. Kamp yapacağınız yerlerin pandemi kurallarına göre düzenlenmiş olmasına dikkat etmelisiniz. Pandemi nedeniyle gerekli önlemlerin alınmadığı mekanları kamp alanı olarak tercih etmemeniz gerekir.
Pandemi döneminde kamp yaparken kamp ortamında yiyecek ve içecek hazırlamak besinlerin kontamine olma riskini artırır. Bu nedenle paketli yiyecek ve içecekleri tercih etmeniz oldukça önemlidir. Konserve gıdalarda damak tadınıza hitap eden lezzetli seçeneklere ulaşabilirsiniz. ta!da! outdoor ile kamp aktivitelerinize keyif kazandıracak outdoor rasyon ve konserve gıdalarla buluşabilirsiniz. Tekli yemek paketleri tercih edilebileceği gibi tüm gün boyunca yemek ihtiyacını karşılayabilecek paketler de satın alınabilir. 8saatlik yiyecek ihtiyacınızı karşılayan hazır menüler ile kamp sürenize uygun besin depoları hazırlanabilir. Pandemi döneminde kamp keyfi yaşarken vücudunuza dost hijyenik yiyecekler için ta!da! Outdoor kamp yemeklerini buradan satın alabilirsiniz.
Sosyal mesafeye dikkat ederken sağlığınızı da ihmal etmemek için glutensiz ürünlerimize göz atın.
Yılın son günleri geldiğinde herkes yeni bir yılın başlangıcı için heyecanlanmaya ve hayaller kurmaya başlar. Yeni yıl için yeni kararlar alınır, yeni hedefler belirlenir. Peki bu hedefler yeterince gerçekçi mi ve yeni yılda sizi mutluluğa ulaştırabilecek mi?
Yeni yıl için planlar yaparken kendinize ne kadar objektif bakabildiğiniz önemli. Arzu ettiğiniz şey için sadece hayal kurmak sizi bir yere ulaştırmaz. Hedeflediğiniz şey için maddi ya da manevi olarak yeterli birikime sahip olup olmadığınızı gözden geçirmek ilk işiniz olmalı. Hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsanız kritik önem taşıyan bu aşamayı dikkate almanız son derece önemli. Planlama yaparken yalnızca hayal gücünüzü yüksek tutmak sizi istediğiniz noktaya ulaştırmayabilir.
Hayal ettiğiniz şey için yeterli kaynağa sahip olmadığınızı fark ederseniz hedefinize giden yolu parçalara bölebilirsiniz. Bu sayede küçük küçük de olsa aştığınız her yol sizi hedefinize daha da yakınlaştıracak ve bu yoldaki motivasyonunuzu yükseltecektir. Aksi halde hızla giriş yapılan plansız yollar sizi hüsrana uğratabilir. Bu şekilde yapılan başlangıçlar hedefinizden tamamen vazgeçmenize neden olabilir. O halde hem motivasyonunuzu besleyecek hem de bir şeyleri başarma hazzını yaşamanıza izin verecek planlamalar yapmalısınız.
Yeni yıl için koyduğunuz hedeflere ulaşabilmek ve her geçen gün üzerine bir şeyler katarak ilerleyebilmek için motivasyonunuzu her zaman yüksek tutacak hedefler belirlemelisiniz. “Daha sonra yapılsa da olur.” şeklinde bir düşünceyi size aşılayacak hedefler koymanız bu yolda küçük de olsa çaba göstermenizin önüne geçebilir. Yaptığınız planlamalar erteleyebileceğiniz adımlardan oluşmamalı ve hedefe giden yolda sizi her daim aktif tutmalı.
Hedeflerinizi gerçekleştirebildiğiniz ve kendinizi aşabildiğiniz sağlıklı bir yıl olması dileğiyle,
Vücutta en yaygın protein çeşidi olan kolajen, tüm vücut proteinlerinin nerdeyse %65’ini oluşturur. Cilde yapı kazandırmaktan kanın pıhtılaşmasına kadar pek çok önemli fonksiyona sahip olan kolajen; kas, kemik, tendon, cilt ve eklemlerin yapısında bulunur. Aynı zamanda kan damarları, kornea ve dişler dâhil olmak üzere vücudun diğer birçok dokusuna yapı kazandırır.
Kolajen Tipleri Nelerdir?
Birbiri üzerine sarılmış 3 alfa amino asit zincirinden meydana gelen kolajen proteini, moleküler yapıdan kaynaklı 30 değişik tipe sahiptir. Dört ana tipi ise şöyle sıralanır:
· Tip 1: İnsan vücudunda yer alan kolajenin %90’danfazlasını oluşturur. Sık liflerden meydana gelir ve özellikle eklemler, dişler, tendon, kemik ve cilt dokusunun ana bileşenidir.
· Tip 2: Tip 1 kolajene göre daha gevşek bir şekilde paketlenen liflerden oluşur. Eklemlerinizi yastıklayan elastik kıkırdakta bulunur.
· Tip 3: Genellikle Tip 1 kolajenle birlikte çalışır .Arterlerin, organların ve kasların yapısını destekler.
· Tip 4: Cilt katmanlarında yer alır ve güneşin zararlı ışınlarından cildi korumaya yardımcı olur.
Yaş ile birlikte vücudun kolajen üretimi hem azalır hem de proteinin kalitesi düşer. Cildin kendine has sert yapısı yumuşamaya ve esnekliği artmaya başlar. Ciltteki kırışıklıklar artar ve aynı şekilde kıkırdak dokusunda da bozulmalar görülür. 30’lu yaşların başından itibaren ciltteki kolajen dokusunda azalmalar başladığı için bu yaştan itibarıyla kolajen takviyesi kullanılmasında fayda vardır.
Kolajenin Faydaları Nelerdir?
Kolajen takviyesi alarak vücuttaki kolajen miktarını artırabilirsiniz. Takviyelerde kullanılan kolajen, proteinin vücutta daha kolay emilebilmesini sağlayan peptit forma sahiptir. Düzenli olarak kullanılan kolajen takviyeleri aşağıdaki faydaları sağlayabilir:
· Özellikle kuvvet antrenmanı yapanların kas kütlesini ve gücünü artırabilir.
· Bir tür eklem rahatsızlığı olan artritin gelişimi ve ilerlemesini engelleyici rol oynayabilir. Aynı zamanda eklem ağrılarını azaltabilir ve kemiklerin aşınmasını önleyebilir.
· Cilt görünümü ve elastikiyetini iyileştirici etkileri olabilen kolajen aynı zamanda çizgi ve kırışıklıkları azaltabilir.
· Saç köklerini besleyen cilt dokusunu destekleyerek saçların güçsüzleşmesini ve dökülmesini engelleyebilir.
Kolajen Hangi Besinlerde Bulunur?
Et, tavuk ve balık gibi besinler zengin birer kolajen kaynağıdır. Aynı zamanda tavuk ve diğer hayvanların kemiklerinin kaynatılmasıyla elde edilen kemik suyu da yüksek miktarda kolajen içerir. Vücut, glisin ve prolin olarak bilinen iki amino asidi birleştirerek kolajen üretir. Bu işlem sırasında C vitamini kullanır. Vücudunuzun kolajen üretimini desteklemek için aşağıdaki besinleri günlük beslenme programınıza dahil edebilirsiniz:
· Prolin açısından zengin olan mantar, lahana, kuşkonmaz, buğday tohumu ile yumurta beyazı ve süt ürünleri
· Glisin içeriği yüksek olan jelatin ile tavuk ve balığın derisi
· Yeşil ve kırmızı mercimek, kakao, susam, kaju ile sakatat gibi bakır içeren besinler
· Yüksek oranda protein içeren dana eti, tavuk, deniz ürünleri, kuru baklagiller ve tofu.
İçeriğindeki ilikli kemik suyu sayesinde kolajen açısından zengin bir kaynak olan ta!da! Düğün Çorbası’na Migros’tan ve ta!da! online satış sitesinden ulaşabilir, 4 al 3 öde kampanyası ile avantajlı alışverişin keyfini çıkarabilirsiniz.
Gençlik iksirinin tek sahibi kolajen değil; düğün çorbamıza da bu konuda çok güveniyoruz!
1 Eylül – 30 Kasım tarihleri arasında MPİ’nin 13.08.2020 tarih ve 24951361-255.01.02-E.6226 sayılı izniyle düzenlenen ta!da! Kazandıran Lezzetler kampanyası sonuçlandı.
15.12.2020 tarihinde Halkalı Merkez Mahallesi Dereboyu Caddesi Çalışkan Sokak No: 4Küçükçekmece / İstanbul adresinde yapılan çekilişte katılım 173.178 olarak gerçekleşti.
21.12.2020 tarihinde Takvim gazetesinde ve tada.com.tr adresinde yayınlanan çekiliş sonuçlarına bu yazımızdan ulaşabilirsiniz.
İkramiye kazanan asil talihlilerin ikramiyelerini almak için 05.01.2021 tarihine kadar; yedek talihlilerin 20.01.2021 tarihine kadar kimlikleri, ikramiye kazandıkları şifreli kartları ve iletişim bilgileri ile cekilis@unifo.com.tr mail adresine başvurmaları gerekmektedir. Bu tarihlere kadar başvurmayan ve kendisinden istenilen belgeleri eksiksiz teslim etmeyen talihliler ikramiyelerini alamazlar. İkramiye son teslim tarihi 31.01.2021’dir. Talihlilerin hepsine taahhütlü posta ile bildirim yapılacaktır. Postada meydana gelen gecikmelerden Unifo Gıda ve Savunma Sanayi Tic. A.Ş sorumlu değildir. Son itiraz tarihi15.02.2020’dir. ÖTV ve KDV hariç olmak üzere; Veraset ve İntikal Vergisi ile diğer vergi, yasal yükümlülük ve harcamalar ikramiye kazanan talihlilere aittir. Bu kampanyaya 18 yaşından küçükler katılamaz, katılmış ve kazanmış olsalar bile ikramiyeleri verilmez. Bilgi için 444 37 52 Tüketici hattından ulaşabilir veya cekilis@unifo.com.tr adresine e-posta gönderebilirsiniz.
PİAGGİO VESPA PRİMAVERA 50 MOTOSİKLET ASİL TALİHLİSİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - T777RRE6 MUSTAFA YURT
PİAGGİO VESPA PRİMAVERA 50 MOTOSİKLET YEDEK TALİHLİSİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - CH84YRRH MEHMET KARACA
iPHONE 11 64 GB ASİL TALİHLİLERİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - 31FFNRVK ZEHRA YEĞİN
2 - ET935265 EMRE SAVAŞ
3 - FK7P4CYH EZGİ KILIÇ
4 - EK2JKT5T ŞEVVAL GÜNEYSU
5 - Y9NHNN3P SERKAN İHSAN EROL
6 - 7KAGM65T MUHAMMED BİLAL
7 - 55L6P7J2 ŞEFİKA AYTAÇ
8 - 1KGF9NTP MURAT TÜRK
9 - KCAN1T77 COŞKUN SEYHAN
10 - MY5RJLCK MERT AKALIN
iPHONE 11 64 GB YEDEK TALİHLİLERİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - 7VKHHHRV CEMİL SERKAN DOĞRU
2 - A29935VH DİLAN KILDAŞ
3 - E26MEA5V HÜSEYİN REMZİ ERİŞEN
4 - 2NPK9RAF NUR AYDIN
5 - 1K45KVRE FATMA İNCEDOĞAN
6 - ELM8K131 BAHADIR KAYA
7 - CJG3FRPJ HİLAL ÖZGENÇ
8 - 8JEVMLRL OĞUZ TEKİNDAŞ
9 - A58HFTAM ALEYNA TÜYSÜZ
10 - RHVPFT4M BORA DENİZ
XİAOMİ MİJİA M365 PRO ELEKTRİKLİ SCOOTER ASİL TALİHLİLERİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - ET6NTNJ7 MELİKE İZMİRLİ
2 - RF94H5TL FUNDA IŞIK
3 - RF5119Y5 AHMET ÖZDEMİR
4 - E3KFH1HF ERCÜMENT ARDA TURGUT
5 - GG9G1836 ŞENOL ÖZTÜRK
6 - 75J2RKEA SAMED ATEŞ
7 - P1GLAYFH AHMET HANEDAR
8 - GVE9N9Y4 ERİMCAN KARABACI
9 - MAMH431F SERKAN ÖZKAN
10 - HEAJ2F9Y SAMİ DÖNMEZ
XİAOMİ MİJİA M365 PRO ELEKTRİKLİ SCOOTER YEDEK TALİHLİLERİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - CM3L94R2 YILDIRAY KESGİN
2 - 6EFC8GY4 MUHARREM ŞİRİN
3 - 3T6H1N44 OĞUZHAN ALGAN
4 - HFGEK6HP İLHAN ÖZDEMİR
5 - 98NALRHG ALPEREN DEMİRDİŞ
6 - AKV36RM2 BERKAY HALVAŞİ
7 - 7EMRP7HP ALİBEKİR GÜLERYÜZ
8 - 424YV1HV SUDE ÖNCEL
9 - 62P4NC78 MURAT METE
10 - F1FEE2GL ABDÜLKADİR HİSAR
PLAY STATİON 4 500GB KONSOL EURASİA ASİL TALİHLİLERİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - CGV4PHGL RAMAZAN KARATAŞ
2 - AMLA6116 RABİA GÜMÜŞ
3 - JTELCPPH İSHAK BÜYÜK
4 - 21452FKH MURAD KARAMÜFTÜOĞLU
5 - Y2PLAM34 ABDULLAH MUHAMMED ALİ
6 - 9RF12LY8 GÜREL ÇALIŞKAN
7 - 262M68TA MERYEM TEKİN
8 - 9Y498N3H YUSUF UŞAKLI
9 - PA8A485N SERKAN KIZILBUĞA
10 - TNGA8VHP ARKIN ŞENOL
PLAY STATİON 4 500GB KONSOL EURASİA YEDEK TALİHLİLERİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - GNAE5FPR İLKNUR AYHAN
2 - TL3392R9 ATIL İLERİALKAN
3 - 3M5RY66N MEZİHA TAŞYÜREK
4 - EGL66YAP HALİL İBRAHİM KALKAN
5 - RKHGFRRG ERSİN ÇARKÇI
6 - 91TVCRPF ONUR BİLİRGİL
7 - E1J7VNFY MUAMMER KOZAN
8 - M9JVKVJV CENGİZ GÜRTEKİN
9 - 1PGP8PPP BURCAK KOZANOGLU
10 - HKPNVYK3 BİLGEHAN HANEDAR
UPPA KORUYUCU MASKE ASİL TALİHLİLERİ
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - 5EKLHANY BÜLENT ÖZTÜRK
2 - N5LGPGC9 KEREM SENYUZ
3 - 39L7Y4L1 GAMZE TEKİN
4 - 9T44FVKF HÜLYA ÇAKIR
5 - 22LH9RAP ENGİN ALEMDAR
6 - KCV9YMKL YUSUF ÇENİT
7 - 816PPE7G ELCİN BAYBURT
8 - FPAFJE8M HANDE CANLI
9 - P8MRAMY4 MEVLÜT SERTTAŞ
10 - 4TRFET22 ZEKİYE ŞAHİN
11 - FFMGETAT SELAHATTİN AVCI
12 - 4H8A82A8 ERTAN OKUMUŞ
13 - RFPCGGTA MEHMET ÖNDER
14 - YL29AYMR YUNUS EMİRMUSAOĞULLARI
15 - Y11H1P4H BÜŞRA KOYUNCU
16 - PMEECJ4A GÖKSEL DOĞAN
17 - 8YHEFAA5 NİYAZİ EMRE ÇAMGÖREN
18 - V9PHJ62M MAHİR KANSU
19 - RG5F9EEY ZEYNEP ATAŞ
20 - VP43YPJ8 YASİN SAHİN
21 - K5NVTN3T ÖZMEN KIRBAŞ
22 - FGE6VEP2 TAYYİP ÖZDEMİR
23 - 1Y96CHA6 AYŞENUR TOPÇUOĞLU
24 - CC633GMH EMRE DILBAZ
25 - ARGCJ1JK AYCAN K.MER
26 - JY6285KG ERSİN TOPÇU
27 - CLRV82FA MERVE ŞAHİN
28 - 6MTFELCC ALPER AGBULAK
29 - K93CGGRR SİNEM LAÇİNLER
30 - 48C8M3KN AYDIN CİHAN
31 - GT2G2MF8 ELİF KOÇAK
32 - A7LRLTYF PINAR ULUSOY
33 - 384JTK6V MUHAMMET SERT
34 - 539RNC5R NAFİZE KARAKAYA
35 - Y9N2FNEK ÖZGE YÜKSEL
36 - MNYH1R34 MEHMET ÇINAR
37 - 5TTEV3TN BUĞRA TEKİN
38 - T5T4NEY9 CEMAL KILIÇ
39 - 6L98N8E9 CİHAT ÖZTÜRK
40 - VAK1EHRC ERMAN TURKAN
41 - LF71JGAR GÖKHAN SAĞIR
42 - N54AH99P AYŞE BADILLIOĞLU
43 - CRRRY4M8 BEGÜM ÖZTÜRK
44 - T1KN4LYM GİRAY ULUSOY
45 - JY1P6RE9 İSMAİL EREN
46 - Y3AVNG2M MELİLKE ÇETİNBAŞ
47 - GR95NCRJ VELİ HİKMET GÜLTEKİN
48 - LP68AAN6 MİNE ÇELİK
49 - JCH446K3 SAVAŞ SİNAN YAZAN
50 - 4FCV198J ARZU KOÇAK
51 - T45M76AH MEHMET ÇIĞLA
52 - TV2GF5Y3 BAŞAK ARAL
53 - N3KGP8PG SAMET KURNALI
54 - R627FL67 SERPİL EREL
55 - AYLM4EL1 MEHMET TUFAN KAYSILI
56 - 56PT7YG4 AHMET ARDA YOLERİ
57 - AJ3G3R45 ARZU ÜZEN
58 - H4YNM4AN ENGİN BAYKAL
59 - NK7A5E93 BARAN KAYA
60 - 1JCTNL6P CİHAN KARASU
61 - 4JGEY1JM HÜSEYİN KARAKAYA
62 - KKMC8T64 BOLAT FURKAN KURNAZ
63 - JM1T77V4 HAKAN KÖSEN
64 - FHRYNRAC MEHMET FESIH BEDEVİOGLU
65 - 21G1TG4H SEVGİ ÖZDEMİR
66 - EENMM5MR KUBİLAY GÜNEY
67 - 87L1G5Y3 IRMAK REYHAN
68 - EA8MAL1N SAİD TOPTAŞ
69 - GL85FE7M SİNAN KAYA
70 - 525FLGLP ŞEVVAL ÜREL
71 - FEGN8EGP ERGİN DEMİR
72 - V3NRE9FF SELİM MAÇİNER
73 - 44F77KRM MEHMET BURAK GÜNER
74 - EJH4A42N BETUL DERE
75 - C5RV6KTJ ŞÜKRAN ÇİLOĞLU
76 - 4ERCP941 SERTAÇ ÜRKMEZ
77 - 1HHYKRP4 ENES KEKLİK
78 - 851F4164 OKTAY ÖZTÜRK
79 - AF6H6PYY BİLGESU ONUR SUCU
80 - 4FH74Y3J GÖKHAN AKCA
81 - ETME223F MEHMET ALİ TOPRAK
82 - HTAGNHEC ÖNDER SİVRİ
83 - 4YTT3E3A ADEM MUHAMMET ÇAKIR
84 - T15ALVGR CEM YILMAZ
85 - 136RH6P9 MUSTAFA AKTAŞ
86 - GGJ5LM2C VASIF GULIYEV
87 - NJ6E9GJF CENGİZ ARANEL
88 - 9H8V3AYV ERDAL VERGÜL
89 - 8TKLV157 BERKAN DİNÇ
90 - PHV6N7EP BARIŞ MARAŞLI
91 - 45YE6H65 YONCA TEMEL
92 - YMYLJHGR BÜŞRA YILDIZ
93 - GP4P8G1V ZEYNEP OKTEM
94 - R2R31RTP MUSTAFA ŞAHAN
95 - VK43777F MUHAMMET ARKAN
96 - J21FH8L4 ENİS KILIÇ
97 - 4CF27EVE İBRAHİM GÖRGÜLÜ
98 - C5RRL5AL SEREN ADALIOGLU
99 - L6M5J1JP MÜRSEL ALTAY
100 - EY4E935M ALİ COSKUN
101 - ACCYFAE1 SELİN TANDOĞAN
102 - 3M28TNPK ALPER ULUPINAR
103 - HPFGCE2E HAKAN YENİÇARE
104 - R7LYRN5P MUSAB YAZAR
105 - 3N3FPCRH GÜLÜSTAN ZORBA
106 - 8MJ5F1R9 REMZİYE ALTIN
107 - 47TEACYA BENGİ ÇETİN
108 - 74197LY1 MESUT KOŞAR
109 - TG52PGCR VOLKAN BEKİROĞLU
110 - EKRMKEAF AHMET ÖZKALKAN
111 - C4T97588 KEMAL SAYI
112 - RCEJMA5E EREN BİLİCİ
113 - EC999847 METİN CEYHAN
114 - H894CPTC İHSAN YILDIRIM
115 - 1CEL11H9 ÖZGE GÜRSOY
116 - T3LN3P2J HATİCE OKTAY
117 - 65R12N9R UĞUR AYNACIOĞLU
118 - 2YVY96PP MURAT FURKAN TOPAL
119 - T6RFK8JJ UMUT ZENGİN
120 - K29T4VJG GÜCEN DUYAR
121 - C5JF799N HÜSEYİN KURNAZ
122 - 2VEE1GT8 TAHSİN İLHAN GÜNEÇ
123 - LLC8GVM9 FUNDA GOKTURK
124 - AEREK63M HASİBE ERKUN
125 - NA5VFKMC SERKAN KAYA
126 - 4FTTRATL VOLKAN ŞAHİN
127 - RN6GT3EH CANSU YURDAKUL
128 - P5A5MLLK MEHMET AŞNI
129 - FTL9A239 GÖKTAN KARSU
130 - Y7C11K4K EMİNE AYLİN ÇITAK
131 - 12HK83YC BURAK ŞEN
132 - CAHHGCNA CENK DOĞU
133 - LHVJ2L21 FERYAL OFLAZ
134 - 8P9425N3 ELİF DAĞ
135 - 1R516C8V DENİZ KOZAN
136 - 9F5NJ4EG HÜSEYİN CİVELEK
137 - KV27JNPR SALİH BALIKCI
138 - RRH4V4YT ATA IŞIKARA
139 - APM7GTJR ENES TEMUR
140 - JJ4LM377 ABDURRAHİM ÇİL
141 - RJJ88P8A KADİR AKSOY
142 - 9GF24EV1 MELİS KARATEPE
143 - YVJG2ETY MEHTAP ALDEMİR
144 - YNG16CFK HAMDİ ÖZTÜRK
145 - 198J4A21 BEHİYE ZUHAL YENİ
146 - LM64FE27 EVRİM BAYBAŞ
147 - LLPEF59L ŞİNASİ DENİZ PORTAKALDALI
148 - 9M9K7H7F MERVE TAMA ÇAVDAR
149 - FEJEMCTH ZEYNEL ALPEREN AKPINAR
150 - HALMJGN2 ERSİN AKİZ
151 - LKR46K3F ONUR KART
152 - 4MPPNL8K ÖMER KAYA
153 - 2183E9ML ŞABAN DEMİR
154 - 1V6T94MT OĞULCAN KARAMANOĞLU
155 - R1314GCK ERKAN GÜLER
156 - TN8F4VVV ONUR BİNGÖL
157 - RYJMFK85 METİN ÖZMEN
158 - 12V74CAY OĞUZ SÖYLEMEZ
159 - 1MH59CHT FATİH ÇALIŞ
160 - 7V5CP24A ONUR FİKRİ
161 - MNFP9J6P TUFAN YİĞİT
162 - G9RJM5NT HAKAN TAPAN
163 - P2R122V7 ALİ TULU GÜZELÇİFTÇİ
164 - E9KNL4MC SANEM ALTINÇINAR
165 - VJENC48E ONUR TUNCEL
166 - 341KKNT3 ASLI YILMAZER
167 - FFN4EHTF ÖMER SERBEST
168 - PG6CE43F CEREN DALKIRAN
169 - 1C4F37TA MEHMET YİĞİTER
170 - PJY36R7R HATIRA KARİMOVA
171 - HT5N8HAR SEVİNÇ ÇELİK
172 - YNJEHJNK GÖKHAN ÜNAL
173 - L5P98HN9 MURAT YALÇIN
174 - A3JVG36L ( NURAY
175 - CJMYP8P5 AYCAN İLKEHAN
176 - K4YLTRPV ŞAKİR YİĞİTOKUR
177 - CTLPVP7N SENA KURAN
178 - A34HYTHC ABDULLAH ARJİN
179 - 88627K37 OSMAN BİLGİN
180 - 557FEY6G ARİF NESİL
181 - 788JJKNT TİMUR TORUN
182 - P2EA6PVH MEHMET BANGAL
183 - FJY99TNP MUSAB KARAKAYA
184 - 5KY3EN9T ERSEL PİR
185 - 6MH97NTA AHMET GÜRKAN AKIN
186 - N9EPVE4C ALPER TOKCAN
187 - VE5A3FKF BERSU CENGİZOĞLU
188 - 3331VMNJ MUSTAFA PINAR
189 - KMF52G43 HAYDAR ASLAN
190 - 4A83YHF7 GÖRKEM YİRMİLİ
191 - GMLH69L2 BARIŞ BUZLUK
192 - F89JF4GT ERŞAH KARAKULLUKÇU
193 - 596E1E2A ÖZGE KARADENİZ
194 - 5Y6Y72NN BATURAY BÜYÜKKARA
195 - PMCA3KFE MUHAMMED AMMAR SANCAR
196 - GKP5M3AR HALİS PALA
197 - 4YPYTF68 EMİR CEM SERTTAŞ
198 - NJT8N5YV GÜLŞEN BURCU GÖNCÜOĞLU GÖKNİL
199 - 3YRHNV96 ÖZGÜR KALKAN
200 - P11P1KR1 ÖZGÜR YÜKSEL
201 - P82EYPH5 MURAT AFŞİN
202 - TL2V3YPK GÖKHAN ÇİÇEK
203 - 5VK7NLRT CENGİZ DAĞISTAN
204 - GN5C53R4 RECEP KIVRAK
205 - 45GV8312 TUĞBA DAYANĞAÇ
206 - YRK25CEM AHMET EMİR
207 - GFELPGV7 FATİH OPOZTURK
208 - 2JVAGJLV ECE BENLI
209 - L8ARRPFC SİBEL SALIK
210 - RVPAJG5L FİLİZ TAŞ
211 - 3N28YNY2 EMRE ŞANLI
212 - 6AR4T7GL FAİK FURKAN
213 - LEANCLR1 TUNA EREN ESEN
214 - FC6PM4NR HATİCE ÖZDEMİR
215 - 1F2H5PH7 İBRAHİM HAKKI
216 - PRNMYEF2 DİLEK KENARLI
217 - V45Y21E3 OĞUZHAN ŞAHİN
218 - M9TPGKT2 BERK DURANLAR
219 - 2NERA1H4 SÜMEYRA YANTIR
220 - 4JK5YT2J MESUT ÜSTÜN
221 - 7JNNLJMP HALİDUN RENKMEN
222 - VL6Y4FFA MURAT KARADAĞ
223 - PLGF7AAE BEGÜM KASAPGİL
224 - LVKCPYGL MEHMET ALTANAY
225 - 15AA16GG HAKAN ÖZMEN
226 - AYCFMA1K UMUT GÖKCEN YILMAZ
227 - VFK513N8 İSMAİL KURTULMUŞ
228 - 69C9TV4T YAŞAR FATİH BARUTÇU
229 - LVPHC5A9 ÖMER ASAF DERVİŞOĞLU
230 - CF4P5TVN MUHAMMED RAŞİT NACAR
231 - F3J3JMLN CİHAN KARAGÖZ
232 - FCRAHC9R AYŞE ÖCAL
233 - 2JLH7R7M LATİF EVCİ
234 - 866KV73L SARO ATANASYAN
235 - L7M4571H CEREN ÖCAL
236 - RJP4815F OSMAN FATSA
237 - HP1Y9HNT YUNUS EMRE EVRAN
238 - CPRALMT2 KUTAY KAPCI
239 - JM21N519 MELİH VURAL
240 - HMVGGR73 YAŞAR BİLGİ
241 - MPCCF59Y BİLAL KAYA
242 - M1RJE271 ORHAN YELMEN
243 - VCVJM7Y6 EYŞAN MERT ERDOĞAN
244 - LGLA7L4J EMIR ÖZÇALIŞKAN
245 - YV46H2F8 AKIN SARI
246 - 21M5HJMT SÜLEYMAN LEVENT UZUN
247 - 8A8HNRFG TULAY ODEMİS
248 - JEFV66VA RASİM CAN YÜKSEL
249 - YCFFMVG6 LEVENT GEYİK
250 - AV47HEAN ALİ İNCE
UPPA KORUYUCU MASKE YEDEK TALİHLİLER
SIRA - ŞİFRE İSİM-SOYİSİM
1 - GRH4ERA3 UMUT DENİZCİOĞLU
2 - KNL2CG36 BERNA MUTLU
3 - N13R781P HÜLYA ALAKUŞ
4 - 5T8CLM6M OZGE OZCELİK YİLDİRİM
5 - RK7ARE2L NURİ ÜSTÜN
6 - 3V5LPRJP UMUT DAVULCU
7 - KV54A6EK ANIL EŞOL
8 - JG5LR44H YİĞİT ATALAY
9 - 77P1PY56 YUNUS ÇELİK
10 - GJVL2V63 BERKAY SUK.AR
11 - 6YF32RYN ZEYNEP SALCAN
12 - 8LY8J47L KARİN ULUK
13 - 2R554A6M SELDA GÜÇLÜ
14 - 31Y6LKKY RABİA GÜL
15 - 7V2NN3E9 ZİYATTİN GELER
16 - M647E72R REYHAN SALİHOĞLU
17 - 6T51J142 UMUT ERDAL
18 - G9LL3L8C SERKAN KORKMAZ
19 - 2NYGYFKC FATİH GÜN
20 - 6VPTHANA YASİN ERKAN
21 - 5537P7L1 CEVDET ÖZDEMİR
22 - V444LMFJ KAMRAN KAWİSH BİLAL
23 - 3HC8LJF8 ERDEM SEZER
24 - 7G96K3HR SETRAK TOK.
25 - 2A7KV9HY ZOZAN ASLAN
26 - NVMRN6EY ZEYNEP ECE OKUR
27 - 8GGCV9EF SİBEL AKMAZ
28 - 19APE7A9 BERAT DUYMAÇ
29 - E9HYKPF8 BERRİN ÇELİK ERİŞ
30 - EPHA7N9C BETÜL GÜRCAN
31 - N74K9AR3 İBRAHİM HALİL
32 - E91H36VH SERHAT AKYÜZ
33 - AK1R9RT3 MEHMET CİHAD YAVAŞ
34 - ET2AK115 BÜLENT YETKİN
35 - H76HMV3H AHMET TURUNG
36 - 7YG853KG MUSTAFA KARABULUT
37 - VFC7PGM4 MUHARREM KİRAZLI
38 - 4V151VHE NEZİHA AKÇAY
39 - 68HCFLY6 NİHAN ERGÜL
40 - M9V2932H EMİNE DİNLER
41 - 4TKHR58E FİLİZ AKKUŞ
42 - 3JR5J138 SEDAT ÖZTÜRK
43 - FG3YKEHR YUSUF DUYAR
44 - L5J59653 EREN ÇIBUK
45 - HHFGMM8N KERİM ÜNLÜ
46 - PK4H8K8C KÜBRA DÖNMEZ
47 - 2AYCVHR8 AYHAN ERDOĞAN
48 - HHPKR2PY ENGİN AKYOL
49 - KLY5CHNM HASAN HAMDO
50 - G4JAJR3V BARIŞCAN ÖLMEZ
51 - 8464T8TA CAHİT GÜNDÜZ
52 - T3A7KAPK ORHUN ATASEVER
53 - 8M58GFL5 BODNARESCU ÇOBANOĞLU MİHAELA
54 - LH4JEYJK SERCAN AVCI
55 - FLJK16GC ŞEYHMUS SEYDE
56 - K4Y7TVCF SELİM HIZLI
57 - YPVEVN26 ZEYNEP CANSU SENYELLİ
58 - MNM46PKE MEHMET ÖZTAŞ
59 - F7V63ECR RAHMİ GÖÇMEN
60 - T17TCLJJ ÇAĞATAY CİHAN
61 - NT2T25V6 ÇAĞRI ÇAYLAK
62 - 85MKGNJ3 BEDRETTİN ÇİFTÇİ
63 - VVH2PMGC AYŞE ÇELEBİ
64 - 2VM691RA HALİL TOPÖZLÜ
65 - 1LER7PFA MERT MAZALI
66 - KRA38MYH ZEYNEP KARA
67 - E1482R9V MERYEM GÜLDAL
68 - V5FR4GCF MUAMMER KARADEMİR
69 - JCMMRYRL İREM DİLAVER
70 - ACLNL913 CAN SİCİMLİ
71 - P7L34KYM UĞUR İŞCİ
72 - 638KMYLT SALİHA ATA
73 - RMEFNCE1 AYŞE KALBEN
74 - HL4C26N5 HAKAN KARAKUŞ
75 - P91CNGJJ DERYA DEMİRCAN
76 - LRC24J1K ERDOĞAN OBUZ
77 - GYLJ82V4 SERDAR ÇANKAYA
78 - NL31635Y CEMİL BOZAN
79 - RNJPTJ6J BERKAY AĞIRKOL
80 - HP38P57E CENGİZ ALİOĞLU
81 - 9V3HV436 DAMLA GÜLER
82 - GGCYT88M MUHAMMED ALİ ŞAHİN
83 - J6AKGMCT GÜLÇİN VARAL
84 - N4LMA4R4 RECEP DİKKAYA
85 - LR661VTP BURAK BİLGE
86 - T2LLVYR7 YASİN SAK
87 - JNKLV6RM HANDE YALÇIN
88 - M3RCRJ4P KAAN YİĞİT
89 - 8G7N5YJF GAMZE GÜL SÖNMEZ
90 - MFCVEHTP İSMAHAN TUĞÇE TEKİN İNTAŞ
91 - 22JG7N4J OSMAN PEKDEMİR
92 - CAEMLN12 KEMAL DEMİRKIRAN
93 - 8YLJF99C KARIM SALAVATIZADEH
94 - JMV54EGP MERVE TAŞKIN
95 - 4F5GN63C ALİ FIÇICI
96 - KKT6NHJH RESİT GORKEM
97 - LPP4EE5C KEMAL AYTAÇ AKSEL
98 - YA37G6V1 MUSTAFA KANAT
99 - 9YR5JH95 BİROL ÖZTÜRK
100 - A5RYPV4E AHMET OĞUZ CANATAN
101 - VJ989E12 İSMAİL KADANA
102 - GC5N31LH HASAN YILMAZ
103 - 28C6F2HL ENGİN GÜLERYÜZ
104 - 3R47T6JR TANSU AHLAT
105 - JMKV2CV3 PINAR GİZEM
106 - J61K59G9 UFKUCAN CANATAN
107 - JRCCNRRT DOĞANCAN AYDIN
108 - V44R9JTT ALİ MERAL
109 - F3CK5MA1 SAADET UZUNOĞLU
110 - 2JV1YLLV CANER KURT
111 - PN1YTJCP BAHATTİNKARBUZ GÖYNÜKLÜ
112 - LFNAFJ7H BURAK MUHAMMED HARMANCIK
113 - V9PVP44N SERPİL KUDU
114 - 75AP61VE İBRAHİM YENİKÖY
115 - 6455PEN8 BARIŞ GÜNEY
116 - H566R29V UĞURCAN VARLIK
117 - CHR82CFC EMRE YİLMAZ
118 - FG44NYA2 ANIL YAVUZ ÇİL
119 - CRGE17R5 ÖZLEM YEGİN
120 - 8TEC45P4 GÜLSEREN ATEŞ
121 - 6JRFL5P7 SERKAN ÇAY
122 - N6835J2L EKREM EMRE TİRALİ
123 - ALVCY61R SALİH OZAN ZORBA
124 - V9M48T4E GÖKTÜRK BALCI
125 - EFNRAK62 SEYHAN KAZAN
126 - 76EVL9PJ HAKKI KANDEMİR
127 - K6LKY1H8 KEMAL İNCE
128 - GKA2NEEA SERHAT BATDAL
129 - C46A58G3 MESUT DERDİYOK
130 - ETR5L8KR MURAT YAVUZ
131 - 5AJ11842 AHMET DİREK
132 - TPELNFA9 FATİH BİCER
133 - 7N7TPANK SEVDA ÇİMEN
134 - HYGVN93T DİLAN YALÇIN
135 - N51T5C61 SELVİ GÜZELSARI
136 - 6Y4HM8VT BERKANT KERMEN
137 - NJHANACT SİNAN BAYRAM
138 - FJKJM3T4 FIRAT ERGON
139 - YG9FM642 BANU BAĞCI
140 - EHR3M2GT MUHAMMED TEMEL
141 - 936LLN16 SERVET KANKAYA
142 - N9YVFPLY EMİN ŞANLI
143 - M9VJYJGJ MUAMMER YILDIRIM
144 - KPT18K52 HASAN CAN
145 - NTE84J8K MESUT YEDİBEN
146 - H93PFPP7 ALPER ÇAKIR
147 - 17K16K52 TAMER YAMAN
148 - 2H7P5858 OBEN SOLAKOĞLU
149 - FE69F13R GÖKTUĞ KARAOĞLAN
150 - 3C1VMGYA ŞENNUR DUYGU
151 - J49E7JK9 RIDVAN KAVRAK
152 - 7GYT3FKT NURHAK ÖZMENTEKİN
153 - 36GM1EFC KENAN ŞENLİK
154 - NN4VV5YK MERT ATEŞ
155 - PH9HMG9F ONURSAL ÜNAL
156 - 3E943GP8 CENGİZ AKKAYA
157 - 395RM7E5 ÖZKAN ÖZKÖK
158 - L756H4RA SAEED ZAKRYA
159 - 963PM8NK BURCU YILDIZ
160 - 3HCP6EE7 EDA YALKIN
161 - 16CL7L4K EMİN BURAK SARİKAVAK
162 - TM4GHJ24 SÜLEYMAN AYTAN
163 - 4332NE4K FEYZANUR KAPLAN
164 - 519CAV2J MAHMUT YILDIRIM TUNA
165 - 16M89LK9 MERVE SEZER
166 - 589JL2PY UBEYDULLAH ŞAHİN
167 - RRHRHAV4 EFE SEZER
168 - RC57N2G1 MURAT YÖRÜDÜ
169 - H8TL99NP ALİ KAHRAMAN
170 - 8M13EJVK EMRAH ŞENEL
171 - 14NHC5YN TANJU ATEŞ
172 - FA2VKFRV AHMET K.ILMIŞ
173 - 55AP9HM6 ELİF EZGİ
174 - PHGMGELA HAKAN KAYHAN
175 - 46C5GJTA ÜMİT KOÇHAN
176 - CF5Y1N5J BERKİN TAKALAY
177 - 725AH1L7 DENİZ KURTBAS
178 - H1H5GVYN ÇETİN AKSOY
179 - FVAGA61J MERVE MAVZER
180 - LRHNYAL9 BERKAY ESER
181 - 983CFKCA BAHAR DESTİCİ
182 - 8E4KF6YC AYŞEN MÜDERRİSOĞLU
183 - 8KC5P1NH OĞUZ GÜLCEMAL
184 - PMHE9PF9 GÜLŞAH CANBEK
185 - 67TEPA46 BURAK AKYEL
186 - 8CT5E1N3 HÜSEYİN CANDAR
187 - HVY82L2J MAHİR GÜMÜŞ
188 - EE2J65M7 SEVGİ YÖRÜK
189 - 47MTR1CH MUSTAFA ETİK
190 - 56G6TYPA ÇAĞLA AKTEPE
191 - E65TGY67 ÖZGE ÖZCAN
192 - KC699KLH ZEYNETTİN ERŞAH ERDOĞAN
193 - 5YNNY55J HURİ GÜLSEVER
194 - AMGC9FA8 ALAATTİN EMRE ÇALAPKULU
195 - FGKJMP6C MECİT KUĞUOĞLU
196 - MAK7HKHA ERDİ ÖZTÜRK
197 - 7LEGNV61 HAYRULLAH MURAT SOYTÜRK
198 - VK6YK9GY DİCLE ERİM
199 - 4VHG47MC AYTAC GÖKÇEEL
200 - 88PJ34P4 ŞÜKRÜ DEREMUMLU
201 - 96RJNNMC ALİ ŞENGEL
202 - 31NHGJH4 ÖNDER KUBİLAY
203 - A9C8PA7E REŞİT TİMUÇİN
204 - HL89ECPP AHMET ÇAVĞA
205 - C98M6E41 MUSTAFA UÇAR
206 - 473NFEE9 VİKTORİİA ZVYAGİNTSEVA
207 - MLGTEP7E ÖZGÜR CAN METİN
208 - VGNG3R82 GÖZDE ÇELENK
209 - 9H8VEJ6L BUĞRAHAN ÖZTÜMER
210 - T5YGEF5L FATİH POYRAZ
211 - VHM71LNT ARZU ATEŞOĞLU
212 - F3F3N83T GÖNÜL KAYRAN
213 - EPMYR577 OKAN OCAK
214 - 223FV3CJ HASAN ERDOĞAN
215 - NPV1THF8 EMRE ŞENER
216 - AG6NE94F ERGİN AYHAN
217 - 253VKK94 NAZLI GÜN
218 - 2T97C9VP SAMET CAN YILMAZ
219 - 64CV3M5K ALİ KEREM NARİNLİK
220 - AV1PA8GN ERDİNÇ ERASLAN
221 - YP8P48RJ SEFER TERZİ
222 - FHHMG385 BURAK SEZGİN
223 - YVR333A8 DOĞAN BÜLBÜL
224 - GPL6KRF7 BATURAY TUNÇAT
225 - GGA65TK4 BÜŞRA ZEYNEP AYAKSIZ
226 - YA58Y7R7 İNAN YILMAZKAYA
227 - VA5HNE93 CENGİZ TİRYAKİOĞLU
228 - R95924T3 ARKIN AYTAÇ
229 - K5TVHMHF İSMAİL ERDEM
230 - NR763PM3 ERDAL YILDIRIM
231 - KVMJ91LH BURAK ÇOLAKOĞLU
232 - 87AKFY2F BİLGİ CAN KÖKSAL
233 - 3RVF3TY8 TURGAY ÜNLÜSOY
234 - 65235RM4 AŞKIN KÖSE
235 - 8K3V527N KADİR BİLİCİ
236 - AKHNKNKR ENİS ERKUT
237 - YVNH3RAR ADNAN BABACAN
238 - KC5HCYK6 SERHAT YILMAZ
239 - H6PJFTJE İLKER ÜLKÜTAŞ
240 - FP2HG65F ERGUN DEMİR
241 - KEJ1VNJJ AŞKIN ŞİMŞEK
242 - V1G5GYPK BURÇİN YAVUZ
243 - YR112GV9 MEDİNE SOROKLU
244 - GY3KVCVJ KEMAL ÇATIR
245 - C4VJVKMG MUSTAFA EDİZ
246 - JTJHL3CV ECEM TOPALOĞLU
247 - H8PF3H67 YASİN FINDIK
248 - FRGR628V MURAT KOÇYİĞİT
249 - 2VHLYPL2 KEMAL YILDIRIM
250 - ETELM4GN ASLI ERYAŞAR
Pişirme yöntemi ve sunumu ile diğer kahve çeşitleri arasında özel bir yere sahip olan Türk kahvesinin ana vatanı Arap Yarımadası’dır. Geçmişi 16. yüzyıla kadar dayanan Türk kahvesi, kendine özgü yumuşak ve yoğun aroması ile damaklarda kalıcı bir lezzet bırakır. Hazırlık aşamasında kullanılan geleneksel yöntemler ile farkını ortaya koyan Türk kahvesi, sunumu ile de göz alıcıdır. Cezvede hazırlanıp fincanlarda lokum, çikolata ya da akide şekeri ile servis edilen kahvenin köpüğü ve telvesi, diğer kahvelerle arasındaki en büyük farkıdır.
Kahve, Türk kültüründe sadece sıcak bir içecek değildir. Misafirperverlik ve dostluğun bir simgesi, sosyalleşme aracıdır. Yeni taşınan komşuya hoş geldin demektir, dostunun derdini ya da sevincini dinlemektir, samimi bir sohbet ya da günlük hayatı paylaşmaktır. Türk kültüründe kahvenin yeri o kadar derindir ki kahve ile ilgili Türk edebiyatında pek çok şiir yer alır. El sanatları ve resimlerde kahve sunumu ile ilgili birçok eser bulunur. Türk kahvesinin bir diğer özelliği da fal bakılan tek kahve çeşidi olmasıdır. Kahve misafire ikram edilir ve fincan tabağa ters çevrilir. Telvenin soğuduktan sonra fincanda meydana getirdiği şekiller falcı tarafından yorumlanır. Eğlenceli zaman geçirmenin en lezzetli yollarından biri olan Türk kahvesi kız isteme törenlerinde gelinin el lezzetini ölçmede kullanılır. Gelin, müstakbel damat ve yakınlarına Türk kahvesi hazırlar ve sınava tabi tutulur. Tüm dünyaya Osmanlı’dan yayılan Türk kahvesi yapımı, hazırlanması ve sunumu özen isteyen geleneksel bir lezzettir.
Türk kahvesini diğer kahvelerden ayıran en önemli özelliklerden biri kokusudur. Türk kahvesine kendine özgü kokuyu veren ise kahve çekirdekleri ve çekirdeklerin kavrulma derecesidir. %100 Arabica çekirdekler kullanılarak üretilen Sahure Hanım Türk Kahvesi, geleneksel kahve tadını korumak için kahve çekirdeklerini özenle kavurur. Kokusu ve kendine özgü aroması ile kahve tadını doyasıya hissettiren Sahure Hanım Türk Kahvesi, damaklarda bıraktığı kalıcı lezzeti ile vazgeçilmez bir keyif yaşatır.
Geleneksel Türk kahvesi tadını, yenilikçi üretim anlayışı ve ileri teknoloji ile birleştiren Sahure Hanım Türk Kahvesi ile kahve keyfini yeniden deneyimleyebilir, misafirlerinize ikram ederek keyifli anlar geçirebilirsiniz. Bu enfes yeni lezzete store.tada.com.tr üzerinden hemen ulaşabilirsiniz.
Burnuna Türk kahvesi kokusu gelmeye başlayanları kahvelerimizi ziyaret etmeye davet ediyoruz.
Sağlıklı birbeslenme tarzı edinerek ve istediklerinizi yiyerek kilo verebileceğinizibiliyor musunuz? İçgüdüsel beslenme yöntemiyle bunu kolaylıkla başarabilirsiniz.
İçgüdüselbeslenme, yiyeceklerinizi kısıtlayarak tüketmenin ve bu şekilde kilo vermeyeçalışmanın sağlıksız bir yöntem olduğunu savunan bir yöntemdir. Bu yönteme göreşeker tüketmemek, hamur işi yiyeceklerden uzak durmak şeklindeki önerilergereksizdir. Bu yönüyle içgüdüsel beslenme yönteminin diyet kavramına karşıolduğu söylenebilir.
İçgüdüselbeslenmeye göre insan kendi vücudunun ihtiyaçlarına göre hareket etmelidir. Buyönteme göre vücudunuz ihtiyacı olan yiyecekleri ve bu yiyecekleri tüketeceğizamanı içgüdüsel olarak anlayabilir. Böylece fazla kilolarınızdan daha çabukkurtulabilirsiniz. Birtakım yiyecekleri kısıtlayarak beslenmeniz ve diyetyöntemleri uygulamanız ise yeme bozuklukları yaşamanıza yol açabilir.
İçgüdüselbeslenmenin bazı temel prensipleri vardır. İşte, bu sıra dışı prensipler:
İçgüdüselbeslenme yöntemine göre bütün diyetler sağlıksız. Ayrıca, hiçbir diyet kilovermenize gerçekten yardımcı olmaz.
İçgüdüselbeslenme yalnızca acıktığınızı hissettiğiniz zaman yemek yemeniz gerektiğinisavunur. Acıkmadan bir şeyler tüketmeniz, normalden daha fazla yemenize nedenolur.
Doyduğunuzuhissettiğinizde bir şeyler yemeyi bırakmalısınız. Fazla yemek vücudunuzun boşayorulmasına yol açar.
Yemekleridüşman değil, dost olarak görmelisiniz. Canınız ne istiyorsa onu yemelisiniz.Vücudunuz hangi yiyeceğe ihtiyacınız olduğunu hisseder.
Diyetlergenellikle tatsız, tuzsuz yiyeceklerle beslenmenizi tavsiye eder. Ancak,lezzetli yiyecekler tüketmeniz daha hızlı tokluk hissi yaşamanızı sağlar.
Duygusalsorunlarınızı yemek yiyerek çözmeye çalışmayın. Bunun yerine yürüyüş yapmayıveya hobilerinize daha fazla zaman ayırmayı deneyebilirsiniz.
Son olarak,içgüdüsel beslenme yöntemine göre vücudunuzu olduğu gibi sevmeniz, hoşlandığınızfiziksel aktivitelere zaman ayırmanız ve sağlığınızı asla geri plana atmamanızgerektiğini unutmamalısınız. İçgüdüsel beslenme ilkeleriyle daha mutlu vesağlıklı bir yaşama adım atabilirsiniz.
İçgüdüsel beslenme yöntemiyle açlığınıza yeterince kulak verdiyseniz atıştırmalıklarımız her zaman yanınızda!
Son yıllarda sağlıklı yaşam trendlerinde oldukça popüler olan fonksiyonel gıdalar, besleyici özellikleri ile dikkat çekicidir. Bu gıdaların hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğu, besin eksikliklerinin önüne geçtiği, ayrıca çocuklarda büyüme ve gelişmeyi desteklediği düşünülür.
Sağlık üzerine olumlu etkileri olan tüm besinler fonksiyonel gıda olarak tanımlanabilir. Fonksiyonel gıdalar geleneksel ve modifiye olmak üzere iki gruba ayrılır. Vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve kalp sağlığına faydalı yağlar içeren besinler; geleneksel fonksiyonel gıdalar grubundadır. Sebzeler, meyveler, tahıllar, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, deniz ürünleri, baharatlar ve bitkisel ürünler ise geleneksel kategorisine örnek olabilir. Probiyotik, lif, omega 3, antosiyanin gibi pek çok takviye ile zenginleştirilen ekmek, kahvaltılık tahıllar, süt, yoğurt, meyve suyu çeşitleride modifiye fonksiyonel gıdalardır. Ülkemizde fonksiyonel gıda alanında farklı ürünlere imzasını atan Sankara firması, yüksek oranda antosiyanin içeren Mor Mix ile evde hazırladığınız unlu mamulleri daha sağlıklı hale getirmenize yardımcı olur.
Yaban mersini, ahududu, böğürtlen, nar, siyah havuç, vişne gibi; kırmızı, mor, mavi ve siyah bitkilere renk veren antosiyanin, suda çözünen bir pigment çeşididir. Antioksidan özellikleri ile ön plana çıkan antosiyanin, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun enfeksiyonlara karşı mücadelesine yardımcı olur. Karaciğer üzerinde detoks etkisi yaratan bileşen, pek çok hastalığa yakalanma riskini azaltabilir. Antosiyanin içeriği ile fonksiyonel bir gıda olarak kabul edilen Mor Mix, toz formdadır. Mor renkli sebze ve meyvelerden elde edilen antosiyanin pigmenti sayesinde kendine özgü doğal bir renge sahip olan ürün herhangi bir katkı maddesi içermez. Eklendiği besinin tadı ya da kokusunu değiştirmeyen Mor Mix’i una ekleyip ekmek, kurabiye, poğaça, simit, çörek, börek, erişte gibi unlu mamuller hazırlayabilirsiniz. Ayrıca sütlü tatlılara, yoğurt, kefir ve peynire ekleyip besin içeriklerini zenginleştirebilirsiniz. Bunlara ek olarak sos, reçel, köfte, baklava ve daha pek çok farklı üründe Mor Mix’i deneyebilirsiniz.
Türkiye'nin ilk Mor Mix'li sandviçi ta!da! Mor Ekmekli 3 Peynirli Zeytin Ezmeli Sandviç ile ara öğünleri daha keyifli hale getirebilirsiniz. Türkiye genelinde birçok benzin istasyonu ve CarrefourSa marketlerde satışa sunulan sandviç ile artık öğünleriniz daha sağlıklı!
Günümüzde sağlıklı beslenmeye verilen önem gittikçe artıyor. Glütensiz ürünler, bağırsak sağlığına olan etkileri hakkında yapılan araştırmaların artmasıyla birlikte sağlıklı beslenmede önemli bir rol oynamaya başladı. Ancak bu ürünlere ulaşmak hâlâ çok kolay değil. Glütensiz ürünlerin kolay ulaşılabilir olması başta çölyak hastaları olmak üzere, glütenin toleransı olanlar ve çeşitli sebeplerden dolayı glüten diyeti yapanlar için oldukça önemli.
Glütensiz atıştırmalıklar glüten diyeti içinde önemli bir yere sahip. Son yıllarda bu diyeti uygulayanların sayısı giderek artıyor. Günümüzde her 10 kişiden 1’i glüten tüketmemeyi tercih ediyor. Oysa ülkemizde glütensiz ürünler çoğunlukla ithal ediliyor ve ithal ürünlerin yüksek fiyatlı olması bu ürünlere ulaşmayı zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra glütensiz ürün çeşitliliğinin oldukça sınırlı olması ve çoğu markette satılmaması da glüten diyeti uygulayanları zor durumda bırakıyor. Yulaf gibi doğal yapısı gereği glüten içermeyen ürünlerin pek çoğu, buğday ürünleriyle aynı bantta üretiliyor. Aynı bantta yapılan üretim, bu ürünlerin düşük miktarda da olsa glüten içermesine sebep olabildiğinden, özellikle çölyak hastaları için büyük bir probleme sebep oluyor.
Sağlıklı ve yenilikçi tatlarıyla ta!da! glütensiz beslenenlere özel ürün çeşitliliği sunuyor. Peynir, ıspanak, zerdeçal gibi sağlıklı içeriklere sahip tuzlu ürünlerin yanı sıra tatlı ihtiyacını karşılayacak hindistan cevizli, fındıklı ve kuru üzümlü pek çok glütensiz atıştırmalık geliştiriyor.
ta!da! glütensiz atıştırmalıklar, çapraz bulaşma riskini engellemek için 2020 Ağustos ayından beri, glütensiz ürünlere özel olarak %100yerli sermayeyle kurulan bir fabrikada üretiliyor. Yerli sermayeyle Türkiye’de üretilmesi sayesinde ta!da! atıştırmalıklar, ithal ürünlerin aksine ulaşılabilir fiyatlarda sunuluyor.
Glütensiz ve uygun fiyatlı atıştırmalıklara herkesin kolayca ulaşabilmesi artık mümkün. Glütensiz ta!da! ürünlerini Aralık ayının sonundan itibaren Migros’lardan veya hemen şimdi store.tada.com.tr üzerinden satın alabilirsiniz.
Bu sene yeni yıla diğer yıllardan daha farklı giriyor olsak da tadını çıkarmak elinizde. Evde keyifli bir günün olmazsa olmazı ise şahane bi rsofra. Yılbaşı konseptli bir masada yenen lezzetli yemekler gibisi yok.
Yılbaşı sofralarınızı yeşil ve kırmızı tonları baz olarak hazırlayabilirsiniz. Masa örtüsü ve runner renklerinde bu tonları tercih etmeniz, masanızda bir yılbaşı havası oluşturmak için yeterli olur. Kışa dair notalar, masanızı zenginleştirmek için kullanılabilir. Kış motiflerini sofranıza taşımak için, kozalaklar doğal ve hesaplı bir seçenek olabilir. Minik kar küreleri ve mumlarda kış etkisini yansıtarak sofra dekorasyonunuzu zenginleştirir. Çam ağacı süslemelerini masa üzerinde kullanarak da bu havayı tamamlayabilirsiniz. Yılbaşı sofralarına gold tonları da çok yakışır. Bardak ve tabaklarda yaldızlı modellere yönelerek sofranıza ışıltı katabilirsiniz. Çatal bıçak tercihinizi de altın detaylı modellerden yana kullanarak bütünlük sağlayabilirsiniz.
Yılbaşı sofralarının vazgeçilmezlerinden biri hindi olsa da, bu süreçte kalabalık toplantılardan uzak durmamız nedeni ile bütün bir hindi, çekirdek aile için biraz fazla gelebilir. Bu yüzden bütün bir hindiden ziyade, parça hindi tercih edebilirsiniz. Bir başka lezzetli alternatif ise kestaneli iç pilavla servis edebileceğiniz bütün bir tavuk.
Yılbaşı sofralarınızı zenginleştirecek en önemli detaylar arasında zeytinyağlılar ve mezeler sayılabilir. Sofranızın iştah kabartan bir görünüme kavuşması için en az 4 çeşit soğuk başlangıç ya da meze bulundurabilirsiniz. Eğer meze ve zeytinyağlılar için yeterli vaktiniz yoksa, ta!da! konserve mezeler arasından istediklerinizi seçebilirsiniz. ta!da! yaprak sarma lezzetinden, köz patlıcana kadar uzanan, ev yapımı tadında, geniş ürün yelpazesinden sipariş verebilirsiniz. Ürünleri tek tek alabileceğiniz gibi, avantajlı paketleri de tercih ederek, yılbaşı sofranıza lezzet katabilirsiniz. Lezziz yılbaşı mezelerini buradan hemen inceleyerek sipariş verebilirsiniz.
Yılbaşı sofralarında yaratıcılığı kolaylıkla harmanlamak isteyenler için konservelerimiz burada!
Ülkemizde ve dünyada milyonlarca engelli insan var. Engelli bireyler, herkes gibi eşit şartlarda yaşamayı hak ediyor ama ne yazık ki çoğu bu haklarından mahrum bırakılabiliyor. Çoğu birey, hem aileleri hem de toplumun diğer kesimleri tarafından baskı altında tutulabiliyor. Aslında yapmamız gereken onlara elimizden geldiğince hem maddi hem de manevi anlamda deste olmak; onları bilmek, görmek ve anlamak. Tüm bunlar gerçekleştiğinde hayat daha yaşanılabilir bir yer olacak.
Dünya Engelliler Günü aslında yeni yeni duyulsa da tarihi 1992yılına dayanıyor. Birleşmiş Milletler, 1992 yılından beri 3 Aralık tarihini Dünya Engelliler Günü olarak kutluyor. Bir farkındalık günü olan ve uluslararası anlamda öneme sahip olan bugünde dünya çapında çok büyük organizasyonlar yapılıyor. Aynı zamanda her yıl, bu önemli ve değerli tarih için farklı temalarda belirleniyor.
Çoğu insan duyarlı olsa da ülkemizdeki engelli vatandaşlarımız günlük hayatlarında birçok sorunla, birçok zorlukla karşı karşıya bırakılıyor. Aslında hepimiz gibi eşit şartlarda yaşamaya hakkı olan engelli bireyler öncelikle aileleri tarafından sosyal yaşamdan uzak tutulabiliyor. Aile faktörünün yanı sıra engelli vatandaşlarımız çevrelerindeki diğer insanlar tarafından da sosyal yaşamdan uzaklaştırılabiliyor.
Engelli bireylere karşı çoğu zaman duyarsızlıklarla karşılaşsak da onları gören, onları bilen ve tanıyan birçok insan, birçok kurum ve kuruluş bulunuyor. Bunlardan biri de TESYEV. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı, 1999 yılında kuruldu. Engelli bireylerin sorunlarını yakından takip eden vakıf, onların seslerini duyurmak için de büyük çabalar gösteriyor.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında ta!da! ve Sahure Hanım olarak TESYEV aracılığıyla iki engelli öğrencimizin 2020-2021 eğitim-öğretim yılında eğitim masraflarını karşılıyoruz.
İyilik bulaşıcıdır diyor; tüm vatandaşlarımızı duyarlı olmaya davet ediyoruz. Onları görelim, herkes gibi olduklarını ve eşit haklara sahip olmaları gerektiğini bilelim. Dünyayı, onlar için yaşanır bir yer hâline hep beraber getirebiliriz. Gelin, engelleri birlikte aşalım!
Sahure Hanım'a TESYEV beraberliğinde destek olmak için Türk kahvelerine göz atın!
Hangi yaşta olursanız olun, sağlık için en önemli faktör doğru beslenme. Doğru beslenme ise temel olarak vücudunuzun gereksinim duyduğu vitamin, protein, karbonhidrat, yağ ve minerallerin besinler yoluyla alınmasını ifade diyor. Peki, günlük alınması gereken C vitamini oranı nedir? Fazlası vücutta depolanır mı, hangi besinler C vitamini bakımından zengindir? Gelin, bu soruların yanıtlarına beraber bakalım.
Günlük C Vitamini Gereksinimi
Askorbik asit olarak bilinen ve antioksidan vitaminlerden biri olan C vitamininin birçok görevi bulunuyor. Enfeksiyon hastalıklarına ve kansere karşı direnci artıran C vitaminin en önemli işlevlerinden birisi bağışıklık sisteminizi güçlendirmek. C vitamini insan vücudu tarafından üretilmediğinden besinler yoluyla alınması gerekiyor. Günlük alınması gereken C vitamini miktarı ise genel olarak kadınlar için 75 mg, erkekler için 90 mg olarak kabul ediliyor. Bu miktarlar hamile kadınlar için 85 mg, emziren kadınlarda ise 120 mg olarak belirtiliyor.
C vitamininin özelliklerinden biri, vücudun gereksiniminden fazla alındığında vücutta depolanmaması. Fazla olan kısım ter ya da idrar ile birlikte vücuttan dışarı atılıyor. Bu nedenle C vitaminini günlük olarak gerektiği kadar almaya özen göstermelisiniz. Gereken miktar alınmazsa ortaya çıkan C vitamini eksikliği ise kansızlık, sık sık hastalanma, yaraların geç iyileşmesi, diş eti iltihabı, ciltte leke oluşumu gibi birçok rahatsızlığa neden olabiliyor.
C Vitamini Bakımından Zengin Besinler
Meyveler ve taze sebzeler C vitamini deposu olarak biliniyor. Meyvelerdeki C vitamininden en iyi şekilde yararlanmak için meyvelerin kabukları ile tüketilmesi, meyveleri keserken metal bıçak kullanılmaması ve kesilmiş meyvelerin bekletilmemesi gerekiyor. Kış aylarında bol bol tüketebileceğiniz portakal, mandalina, greyfurt gibi birçok meyve C vitamini açısından oldukça zengin bir içerik sunuyor. Kivi, çilek, ananas da C vitamini gereksinimini karşılamanıza destek oluyor.
Yaz mevsiminde bollaşan kırmızı ve yeşil biber, domates, roka, maydanoz gibi sebzeler, yılın her dönemi salatalara ve yemeklere lezzet katan limon ve yine salata denildiğinde ilk akla gelen marul; C vitamininin önemli kaynakları arasında bulunuyor. Brokoli, ıspanak, lahana gibi birçok sebze de C vitamini deposu olarak kabul ediliyor.
Yemek, hayatımızın en keyifli aktiviteleri arasında yer alıyor. Birçok kişi yaşamak için yeme yerine yemek için yaşama düzeninin içinde sürükleniyor. Hızlı atıştırma, fazla yeme, bir şeyler izlerken öğün geçirme gibi alışkanlıklar yemenin aslında bir ritüel olduğunu unutturuyor. Bilinçli yemek yeme, bu alışkanlığın kırılması ve yemekle farkındalık üzerinden yeni bir bağ kurulması anlamına geliyor.
Mindful eating adıyla anılan bilinçli farkındalıkla beslenme, temelde yemeğe odaklanmaya dayanıyor. "Hızlı kilo verme, sağlıklı yaşam, şok diyet" gibi bir etki vadetmiyor. Mindful beslenmenin sonucunda kilo kaybı, sağlıklı seçimler yapma gibi sonuçlar görülebilse de, bunlar mindful beslenmenin direkt etkileri arasında yer almıyor. Mindfulness, ana deneyime odaklanmayı içeriyor. O deneyimin getirdiklerini yargısızca ve nezaketle kabul etmeyi ifade ediyor. Ayrıca, önünüze gelen yemeğin, o duruma gelene dek geçtiği süreçlerin farkına varmak da bilinçli farkındalığın bir parçası olarak görülüyor. Mindfulness ve beslenme ilişkisini anlamak için "odaklanma" gereğini aklınızın bir köşesinde tutmak yeterli. Mindful beslenme söz konusu olduğunda sadece yemeğe odaklanmalısınız. Mindfulness ekolünün geliştirilmesine büyük katkı sunan Thich Nhat Hanh'ın dediği gibi, o an dünyanın en önemli işini yapıyor gibi davranmalısınız. Yemek yerken bir şeyler izlememeli, yemeğe vakit ayırmalı, özen göstermeli ve yemeyi önemsemelisiniz.
Bir şeyler izlerken, okurken veya birileriyle sohbet ederken yemek yemeyin. Yemek için özel vakit ayırın. Her öğünde bunu yapmak imkansız görünüyorsa günün ilk öğününü mindful bir şekilde yemeyi veya ilk kahveyi bilinçli farkındalıkla içmeyi deneyebilirsiniz.
Yavaşlamaktan korkmayın. Yemeğin kokusunu, görünümünü, dokusunu, tadını, sizde yarattığı hissi fark etmek için zaman ayırın.
Mindfulness, farkındalıkla hareket etmeyi beraberinde getiriyor. Yemek yerken lokmayı çiğnediğiniz, yuttuğunuz anları, damağınızda kalan tadı hissedin. Doyma hissini fark edin. Beden, doyduğunda size "dur" diyor. Farkındalıkla yemek yiyen kişiler, yemeği bitirme zorunluluğu olmadığı, durabilme seçeneğinin varlığını görebiliyor.
Mindfulness'ı geliştiren Jon Kabatt Zinn, başlangıç ruhunun mindfulness'ın temeli olduğunu vurguluyor. Her yemeği bir doyma süreci olarak değil, ilk defa içinde bulunduğunuz ve merakla incelenecek bir deneyim olarak görebilirsiniz.
Yediğiniz bir kaşık çorbada, tarlada aylarca olgunlaşan domatesin, biberin olduğunu, verilen emeğin, toprağın, yağmurun değerini görebilirsiniz.
Bilinçli farkında yeme, dolaylı olarak sağlıklı seçimleri de beraberinde getiriyor. Deneyim, kendiniz için iyi olanı seçme farkındalığını geliştiriyor. Bedeninize kulak verdiğinizde, yediğinizde size rahatsızlık veren yiyeceklerden uzak durabilir, daha sağlıklı seçimler yapmayı tercih edebilirsiniz. Bu süreçte yemeğin beden için ne kadar fonksiyonel olduğunu anlamanız muhtemel. Bu nedenle farkındalıkla yemek yiyen birçok kişi, yiyeceklerin etiketini okumayı da alışkanlık haline getiriyor. Direkt değil, ancak dolaylı olarak bilinçli beslenme için sağlıklı seçimler yapmaya başlayabilirsiniz.
Farkındalıkla yemek yerken gelen hissin olumlu olması gerekmiyor. Örneğin, mindful yeme sırasında yediğiniz yiyeceğin tadını beğenmeyebilirsiniz, sizde şişkinlik yaptığını hissedebilir veya midenizi yaktığını fark edebilirsiniz. Mindfulness, olumlu bir sonuç hedeflemiyor. Gelen deneyim, duyum, his her neyse onu fark ederek kabul etmeyi içeriyor. Böyle bir durumda nefesinize odaklanabilir, nefes alışverişinizi hissederek fark ettiğiniz duyumun geçip gitmesine izin verebilirsiniz. Eğer rahatsızlık devam ediyorsa onun varlığının getirdiği olumsuz deneyimi de merakla inceleyebilir ve geçeceğini hatırlayarak onu kabul edebilirsiniz.
Bilinçli beslenme yöntemi, atıştırmalıklarımızın lezzetini daha da önplana çıkarıyor. Atıştırmalıklarımıza göz atmak için burada tıklayın.
Kaynaklar:
https://www.mindfulnessnedir.com/mindful-beslenme-mindful-eating-hakkinda-temel-bilgiler/ https://mindfulnessinstitute.com.tr/bilincli-farkindalikla-beslenme-mindful-beslenme/
Aranızda makarna sevmeyen var mı? Yapımı oldukça basit olmasına karşın makarna, dünyanın birçok bölgesinde insanlar tarafından sevilerek ve yaygın şekilde tüketilen bir besindir. İtalyan mutfağının temel ögelerinden olan, durum buğdayı ve irmikten üretilen bu ürün tek başına olduğu gibi, birçok ana yemeğin yanında karbonhidrat olarak da tüketilebilir. Tam buğdaylı, yumurtalı, sebzeli gibi farklı çeşitlerde üretilen makarna, genel olarak şekillerine göre çok sayıda alt türe ayrılır. Sunum şekli, pişme süresi ve makarnanın yanında tercih edilebilecek soslar bu şekillere göre değişkenlik gösterir. İşte, en çok sevilen makarna türleri ve yanında en iyi gidecek olan sos alternatifleri...
Birçok kişinin favori makarna türü olan spagetti, aynı zamanda en yaygın olarak tüketilen makarna çeşidi olarak da değerlendirilebilir. Genellikle salçalı veya domatesli soslarla birlikte tüketimi tercih edilen spagetti; domates, soğan, sarımsak ve kıymanın birleşimiyle oluşan bolonez sos ile veya kıyma yerine fesleğen eklenerek hazırlanan napoliten sos ile mükemmel bir uyum yakalar.
Ülkemiz sofralarında sıklıkla rastlanan bir diğer makarna türü olan fiyonk makarna, hem tek başına hem de birçok yemeğin yanında tüketilebilir. Yemeklerin yanında sossuz bir şekilde, sade haliyle gayet güzel gidecek olan fiyonk makarnayı beraberinde bir sos ile tek başına da keyifle deneyebilirsiniz. Yoğurt, domates, kıyma ve krema içeren soslar, fiyonk makarna ile güzel bir uyum yakalayan farklı sos alternatifleri arasında sayılabilir.
Birkaç çeşit makarna satın alırken içlerinde burgu makarnaya mutlaka yer veren bir ülke olarak, bu makarnayı aslında çok sık tüketiriz. Özel şekli sayesinde burgu makarna soslarla çok iyi bir şekilde bütünleşir ve birçok sos ile uyum sağlayabilir. Haşlanmış veya buharda pişirilmiş sebzeler, kremalı veya domatesli soslar, mantar, tavuk ve kıyma; burgu makarna ile kombinleyerek ve severek tüketebileceğiniz alternatifler arasında.
Boru makarnadan farklı olarak her iki ucu kalem gibi verev şekilde kesilmiş olan penne makarna, iri bir makarna türüdür. Boyutu ve yapısı nedeniyle pişme süresi, daha küçük ve ince yapılı makarnalara oranla biraz daha uzundur. Hem ülkemizde hem de İtalyan mutfağında özellikle de restoran kültüründe sıklıkla tercih edilen penne makarna, peynir ve mevsim yeşilliklerinden oluşan sos, domates sos, kremanın yanında tavuk ve mantar içeren soslar ile çok iyi bir uyum yakalar.
Diğer makarnalara göre daha küçük olan yapısı, aynı zamanda boru şeklinde ve de kıvrımlı olması ile dirsek makarna, özellikle bol soslu makarna tarifleri için oldukça uygundur. Özel yapısıyla içine sosu hapsedebilen bu makarna ile çok farklı ve yaratıcı tabaklar hazırlayabilirsiniz. Özellikle küçük taneler halindeki sebzeler ve krema içeren soslar ile rengarenk bir tabak oluşturabilir, ayrıca domates ve sarımsak içeren bol soslu bir makarna elde edebilirsiniz.
Yukarıda belirtilen sos ve makarna türü eşleştirmelerinin yanı sıra tüm makarna çeşitleri ile birleştirebileceğiniz bir alternatiften daha söz edeceğiz. ta!da! Hazır Tavuk, makarna gibi besin alternatiflerin yanında hazır bir protein kaynağı olarak hem besleyici hem de lezzetli bir öğünü kolayca hazırlayabilmeniz için üretilen bir konserve ürün. Tüm makarna çeşitlerine yakışacak farklı bir dokunuş olarak ta!da! Hazır Tavuk konservesini tercih edebilir; tek başına, farklı soslarla ya da sebzelerle birlikte makarnanızla bir araya getirebilirsiniz. ta!da! Hazır Tavuk konservesi ile yapabileceğiniz bir örnek tarif için bu videoyu da incelemenizi öneriyoruz. Afiyet olsun!
Makarnalara yalnızca hamur gözüyle bakmayıp tavuk eşliğinde sanat eserine dönüştürmek isteyenler ta!da makarnalarına!
Günümüzde glütensiz yaşama ilgi giderek artıyor. Artık bireyler glütensiz beslenmeyi yalnızca çeşitli metabolik hastalıklar nedeniyle uygulanan tıbbi beslenme tedavisi olarak değil, kişisel tercih olarak da görüyor. Bu durumun sonucunda birbirinden çeşitli glütensiz tarifler geliştirilirken günü yoğun geçenlerin rahatlıkla tercih edebileceği hazır ürünler de üretiliyor. Sizinle, yaparken zevk alacağınız birkaç glütensiz cips ve tatlı tarifi paylaştık. Şimdiden afiyet olsun.
Malzemeler:
· 1 adet büyük boy patates
· 1 adet ince uzun patlıcan
· 1 adet kereviz
· 2 adet havuç
· 3 veya 4 çorba kaşığı mısır unu
· 1 çay bardağı zeytinyağı
· Tuz
· İstediğiniz baharatlar
Hazırlanışı:
Patatesi, patlıcanı ve havuçları yıkayıp soyun. Her birini bir bıçak veya doğrayıcı yardımı ile ince ince doğrayın. Derin bir kaba limonlusu hazırlayın ve doğradığınız malzemeleri kaba alın. Doğranan sebzeler limonlu suda beklerken bir doğrama tahtası üzerinde kerevizin dış kısmını kalın bir şekilde soyun. Daha sonra, kerevizi istediğiniz büyüklükte ince ince parçalara ayırın. Limonlu suda bekleyen sebzeleri temiz bir havlu ile veya havlu peçete ile kurulayın. Sonra, doğradığınız tüm malzemeleri geniş bir kaba alın ve zeytinyağını üzerine ilave edin. Malzemelere zerdeçal, pul biber ve karabiber gibi baharatlar ve tuz ekleyin. Mısır ununu da ekledikten sonra sebzeleri iyice karıştırın ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin. 180 derecelik fırında, ara ara karıştırarak ortalama 30 dakika pişirin. Glütensiz cipsiniz hazır!
Malzemeler:
· 1 yumurta
· 5 su bardağı süt
· 2 yemek kaşığı kakao
· 2 yemek kaşığı şeker
· 1 paket vanilya
· 1 yemek kaşığı tereyağı
· 4 yemek kaşığı glütensiz un
Hazırlanışı:
Yumurta, süt, kakao, şeker ve unu derin bir kapta karıştırın. Sonra bir tencereye alın ve kısık ateşte kıvam alana kadar karıştırın. Kaynamadan hemen önce tencereye tereyağını ekleyin. Tereyağı iyice eriyene kadar karıştırın. Sonra ocağı kapatın. Pudingi kaselere aldıktan sonra soğumasını bekleyin. Üzerini istediğiniz meyve ile süsleyebilirsiniz. Glütensiz pudinginiz hazır! Afiyet olsun.
Not: Eğer çölyak hastasıysanız, pirinç unu, kabartma tozu, vanilya, mısır nişastası, mısır unu, maya, krema gibi glütensiz ürünler fabrikada üretilirken eser miktarda glüten bulaşmış olma (çapraz kontaminasyon) riskini göz önünde bulundurmanız tavsiye edilir. Bu gibi durumlarda, üzerinde özellikle “glütensiz” yazan hazır ürünleri tercih etmeniz veya tariflerinizi bu ürünlerle yapmanız önerilir.
Glütensiz beslenmeye çalışırken hazırladığınız tariflerin pratik ve uygulanabilir olması günlük hayatın yoğunluğunda büyük önem taşıyor. Eğer glütensiz atıştırmalık hazırlamaya vaktiniz yoksa, ta!da! hazır glütensiz ürünlerini güvenle tercih edebilirsiniz. Birbirinden lezzetli glütensiz biscotti'ler, gevrekler ve krakerlere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Glutensiz ev yapımı yiyecekleriniz hazırsa, katkı maddesiz glutensiz ürünlerimiz onların yanında çok iyi gider!
Közlenmiş biber ve közlenmiş patlıcan kullanarak leziz ve doyurucu yiyecekler hazırlayabilirsiniz. Közün benzersiz aromasını hem zeytinyağlılarda hem de ana yemeklerde kullanabilirsiniz. İşte, lezzetiyle damak çatlatan iki közlü tarif...
Malzemeler:
· 1 kavanoz ta!da! közlenmiş patlıcan
· 1 kavanoz ta!da! közlenmiş kapya biber
· 2 adet domates
· 1 adet orta boy soğan
· Yarım demet maydanoz
· 4 diş sarımsak
· 1 tatlı kaşığı sirke ve çeyrek limon
· Sızma zeytinyağı
· Tuz
Manca; meze, zeytinyağlı veya salata olarak sofralara davet ediliyor. Yapımı da yemesi kadar keyifli olan salata için soğanı yemeklik doğrayıp biraz tuzla ovmalısınız. Sarımsakları dövebilirsiniz. Acısı alınan soğanları, sarımsakla karıştırın. Domatesleri küçük küçük doğrayıp soğan ve sarımsağa ekleyin. Köz patlıcan ve biber konservelerini açıp dilediğiniz büyüklükte doğrayın ve kaba ekleyin. Tüm karışıma doğranmış maydanoz, tuz, zeytinyağı, sirke veya limon ekledikten sonra soğuk olarak servis edebilirsiniz.
Malzemeler:
· 1 kavanoz ta!da! közlenmiş patlıcan
· 1 kavanoz ta!da! közlenmiş kapya biber
· 4 yemek kaşığı sıvı yağ
· 1 soğan
· 2 biber
· 1 yemek kaşığı domates salçası
· 2 çay kaşığı tuz
· 2 çay kaşığı karabiber
· 1 çay kaşığı kekik
· 100 gram dana kıyma
· 2 patates
· 1 su bardağı yoğurt
Soğan ve yeşil biberi yemeklik doğrayıp bir tavada, 2 yemek kaşığı sıvı yağ ile kavurun. Üzerine salça ekleyip kavurmayı sürdürün. 1 kaşık tuz, karabiber ve kekik ekleyin. Kenarda konserve biber ve patlıcanlarınızı küçük küçük dilimleyin ve tavaya ekleyin. 5 dakika sonra tavayı kenara alın. Bir başka tencerede, kıymayı 2 yemek kaşığı sıvı yağ ile kavurun. Kavrulurken üzerine 1 çay kaşığı tuz ve karabiber ekleyin. Patatesleri kızartmalık doğrayın ve derin yağda, ayrı bir tavada kızartın. Tüm işlemler bittiğinde servis tabağının en altına soğanlı köz patlıcan ve biberli kaşımı yayın. Üzerine patatesleri ekleyin. Yoğurdu çırparak patateslerin üzerine gezdirin ve en üste kavrulmuş kıymayı koyun. Bu nefis lezzetin vazgeçilmeziniz haline geleceğine emin olabilirsiniz.
Siz de evlerinizde köz patlıcan ve köz kapya biber lezzetini zahmet göstermeden elde edebilirsiniz. Biber ve patlıcan közlemekle uğraşmadan, uzun ömürlü konservelerle mutfakta harikalar yaratmanız mümkün. ta!da! konserveleri tek alabileceğiniz gibi, 2'li ya da 6'lı olarak da sipariş verebilir, birim fiyatta daha ekonomik alışveriş yapabilirsiniz. ta!da! 2'li mini köz paket ve ta!da!6'lı közlenmiş paket siparişlerinizi hemen verebilirsiniz.
Patlıcan ve biber aşıkları için ta!da közlenmiş ürünleri karşınızda!